MENÜ

Formula 1 – Macaristan GP'si Sonrası Güç Dengeleri (2. Bölüm)

Yazarımız Fırat Keskin, Formula 1 dünyasına dair son gelişmeleri ve analizleri sizlerle paylaşmaya devam ediyor.

Formula 1 – Macaristan GP'si Sonrası Güç Dengeleri (2. Bölüm)

Hafta başında Formula 1’de Macaristan GP’sinden sonra oluşan güç dengelerinin ilk bölümünü yazmıştım. Bugün yazının ikinci bölümünü yazacağım.

Haberin Devamı

Yazının ikinci bölümünde ilk dört sıradan sonra gelen takımları; en başta da Alpine’i, Aston Martin’i, Alpha Tauri’yi, Alfa Romeo’yu, Williams’ı ve Haas’ı yazdım.

Alpine

Vettel’in diskalifiye edilmesinden sonra Alpine, sezonu beşinci bitirme konusunda çok önemli bir adım attı. Alpine’in süspansiyon başarısı açısından McLaren ve Ferrari ile yarışabileceğini düşünüyorum.

Formula 1 – Macaristan GPsi Sonrası Güç Dengeleri (2. Bölüm)

Resim 1: Alpine ve Ocon, Macaristan’da ilk galibiyetini aldı. (Foto: Jerry Andre)

Ancak zayıf motorları ve büyük motor kapakları buna izin vermiyor. Takım yöneticilerinin açıklamalarından, zayıf motorun takımın tercihi olduğunu anlıyoruz. Alpine Formula 1 takımının patronu Luca Brivio, geçen hafta yaptığı açıklamayla bunu net bir şekilde anlattı. Brivio, “Şu anda geçen senenin motoruyla yarışıyoruz. Sadece soğutmayla ilgili parçaların yapısını ve yerlerini değiştirdik. İçten yanmalı motor, MGU-K, MGU-H, turbo ve piller aynı. Bunu hem stratejik nedenlerle hem de ekonomik nedenlerle tercih ettik.” dedi. Yani Alpine, geçen seneki Renault motoruyla yarıştığı için önündeki iki takım kadar başarılı olamıyor. Alpine motor kapsamında tüm enerjisini önümüzdeki seneye aktarmış durumda.

Haberin Devamı

Bu arada motor departmanının başındaki Taffin’in görevine yakın zamanda son verilmesi de önemli bir gelişmeydi. Takım, görevine geçen sene son verilen Cyril Abiteboul’un ekibini tamamen temizleyerek bir dönüşümden geçiyor. Motor kapsamında alınan tüm bu stratejik kararların yansımalarını önümüzdeki sene göreceğiz.

Bu seneye dönersek, elde edebilecekleri en büyük başarı takımlar şampiyonasında beşincilik gibi duruyor. Bunu pilotlar da biliyor. Alonso, “Arabamız, şu anda yedincilik ile onunculuk arasında bir yerde.” dedi.

Arabanın göze batan çok önemli özellikleri var. Düşük hızlardaki yön değişimlerinde pistin en iyi üçüncü (bazen ikinci), yüksek hızlı yön değişimlerinde üçüncü (bazen dördüncü) iyi araba, yavaş virajlarda yine en iyi üçüncü (bazen dördüncü) araba konumunda. Hızlı virajlarda ve düzlüklerde motor gücünün eksikliği hissediliyor. Bu iki disiplinde en kötülerden biri. Yarışlarda hız ölçüm noktalarında ulaştıkları yüksek hızlar genellikle DRS ve hava koridoru yardımıyla ve de yarışın sonlarında depo boşken elde ediliyor. Bu nedenle değerler yanıltıcı.

Haberin Devamı

Alpine’in bu seneki yegane çabası, arabanın arka motor kapağını daraltmak. Sezon başından beri dört farklı arka kapakla yarıştılar. Testlerdeki “balina” kapağın yerini gittikçe küçülen bir kapak aldı. Kapağın küçülmesi, ancak bir soğutma optimizasyonuyla mümkün olabilir. Sene başından beri soğutmayla ilgili parçalarda bir güncelleme yapmadıkları için bu noktada bir soğutma sıvısı optimizasyonundan bahsedebiliriz. Böylece sürüklenmeyi azaltarak aerodinamik verimlilik elde etmeyi başardılar.

Aston Martin

Bu sezonun kural değişimlerinden en çok etkilenen takım Aston Martin oldu. Arabaların taban kesiklerinin yasaklanması, pistin en uzun ikinci dingil mesafesine sahip Aston Martin’i çok olumsuz etkiledi.

Bu sezon Aston Martin’in belki de yaptığı en büyük hata, sezon başındaki testlerde kötü görünen arabayı aşırı agresif bir şekilde geliştirmeye çalışmalarıydı. Otmar Szafnauer, “Sezon başından beri neredeyse arabadaki tüm parçaları değiştirdik.” dedi. Bence doğru yol bu değildi. Önce arabanın neden yavaş olduğunu, yani sorunun kaynağını iyice anlamaları gerekirdi. Problemi doğru tespit edip adım adım sorunları çözmeleri gerekiyordu. Onlar, ilk haftadan itibaren bütün parçaları değiştirerek hızlı sonuç almak istediler.

Haberin Devamı

Bunun nedeni, teknik ekibin yetersizliği değildi. Aston Martin otomobil fabrikasına ve Formula 1 takımına çok büyük yatırım yapmış olan patron Stroll, acımasız ve tez canlı. Koltuğunu korumak/kurtarmak isteyen mühendisler ve yöneticiler agresif bir geliştirme programı başlattı. Ama bu sporda başarıya giden kolay bir yol yoktur. Nitekim, onlar da gelişmenin kolay olmadığını pek çok teknik verinin arasında kaybolarak gördüler.

Aston Martin’in pek çok zayıflığı var. Arabanın arkası dengesiz. Uzun ve hızlı virajlar dışında arabanın çok iyi diyebileceğimiz bir özelliği yok.

Haberin Devamı

Fakat Aston Martin ile ilgili dikkat çeken bir konu var. Aston Martin hem Monaco’da hem de Bakü’de, yani lastikleri ısıtmanın zor olduğu şehir pistlerinde Mercedes’ten daha iyi performans ortaya koydu. Bu neden önemli? Çünkü bu tip pistlerde arabanın aerodinamik yapısından ziyade süspansiyonları önemlidir. Aston Martin, süspansiyonların tamamını Mercedes’ten alıyor. Buna rağmen daha iyi performans göstermeleri, en azından süspansiyonları ayarlama konusunda Mercedes’in önünde olduklarını gösteriyor.

Formula 1 – Macaristan GPsi Sonrası Güç Dengeleri (2. Bölüm)

Resim 2: Aston Martin, beklentilerin altında kaldı.

Arabanın konumuyla ilgili Alonso’ya sorulan soru Vettel’e de sorulduğunda, “Ben kendi arabamızı yedincilik ve on üçüncülük arasında bir yerlerde görüyorum.” dedi. Bu da Aston Martin’in daha dalgalı bir performansa sahip olduğunun bir göstergesi.

Bu sezon onlar için altıncılık normal sonuç olacaktır. Tek şansları kaos yarışlarında Alpine’den fazla puan alarak beşinciliğe asılmak olacak. Beşincilik, Aston Martin açısından başarı olarak nitelenebilir mi? Hayır. Ama önümüzdeki sezonu kaybetmemek için bununla yetinmek zorundalar. Çünkü bu sezon rüzgar tünelinde geçirecekleri her dakika, önümüzdeki sene geride kalmalarına neden olacaktır.

Alpha Tauri

İnanması zor ama Alpha Tauri sezona en hızlı üçüncü araba olarak başladı. Fakat şanssızlıklar bir türlü yakalarını bırakmadı. Özellikle yıldız pilotları Gasly’nin kendisinin hatasının olmadığı temaslarla üç kere yarış dışında kalması neticesinde arabanın potansiyelini ortaya çıkaramadılar.

Araba, karakter olarak ağabeyi RB16’nın izlerini taşıyor. Sıralamalarda lastiklerini süratle ısıtarak üst sıralarda yer alabiliyorlar. Ancak yarışlarda biraz daha geriye düşüyorlar. Özellikle Tsunoda’nın da gerekli performansı gösterememesiyle birlikte beklentilerin çok uzağında kalıyorlar.

Bundan sonra arabalarına çok uyan yarışlar haricinde Alpha Tauri’nin ön plana çıkmasını beklemiyorum. Çünkü ağabey takım Red Bull, tüm dikkatini bu sezonki şampiyonluk yarışına çevirdi. Önümüzdeki sezonun arabasının geliştirilmesinde geride kalmak istemeyen Red Bull, bu nedenle önümüzdeki senenin geliştirme çalışmalarının bir kısmını Alpha Tauri’ye yıkacaktır. Tüm bu gerekçelerle sezon ilerledikçe geriye düşmelerini bekliyorum.

Umarım sezona renk katan sonuçlar almaya devam ederler.

Williams - Alfa Romeo - Haas

Alfa Romeo, sezona çok umut verici bir performansla başladı. Testlerdeki yarış simülasyonlarında Ferrari ile benzer turlar atıyorlardı. Ancak onlar da sezon başında arabadan maksimum potansiyelini alamadılar.

Arabanın potansiyelini ortaya çıkaramamalarındaki diğer etken ise Ferrari motoruydu. Bu süreçte Ferrari motoru kullandıkları için motor gücü isteyen pistlerde zorlandılar. Testlerde ve sezon başı yarışlarda çok değerli turlar atmalarının nedeninin ise esnek arka kanat olduğu ortaya çıktı. FIA’nın esnek arka kanatla ilgili kuralları sıkılaştırmasından en çok etkilenen ikinci takım Alfa Romeo oldu. Bunun etkilerini özellikle Macaristan’da gördük.

Arabanın potansiyelini ortaya çıkaramamalarındaki son etkense pilot performanslarıydı. Kimi emeklilik sinyalleri veriyor. Giovinazzi ise geçmiş senelere göre iyi görünmesine rağmen yetersiz. Alfa Romeo’nun pist üstü teknik patronu (track side engineering head), “Bizim arabamız Williams’dan daha iyi. Ama Williams’ın Russell’ı var.” diyerek pilot performanslarına vurgu yaptı.

Williams özellikle yeni şanzımanıyla, geçen seneye göre 0,5 saniye hızlandı. Yeni yönetimin maddi açıdan kuvvetli olması sayesinde de aerodinamik anlamda güçlendiler ve önlerindeki tüm takımlardan fazla zaman kazandılar.

Ancak Williams’ın önemli bir sorunu var: O da öndeki arabanın türbülansından fazlasıyla etkilenmeleri. Bu, daha yüksek sürüklenmeye sahip arabalarda sıkça karşılaşılan bir durum. Yüksek sürüklenme çoğu zaman yüksek yere basma kuvvetini beraberinde getirir, ama sadece aerodinamik anlamda verimli arabalarda. Williams yüksek sürüklenmeye rağmen gerekli yere basma kuvvetini üretemediği için zorlanıyor. Tüm bu nedenlerle, yarışa genellikle arkalardan başladıkları için yarışları, öndeki arabaların türbülanslarından fazlasıyla olumsuz etkileniyor. Sıralamalarda daha iyi görünmelerini de turlarını nispeten temiz havada atmalarına ve Russell’ın olağanüstü tek tur yeteneğine bağlamak lazım.

Williams, şampiyonluklar kazanmış, çok büyük bir takım. Genlerinde başarı var. Bunu da bu sene Alfa Romeo’yu puan olarak geçerek gösterdiler. Bu sezon daha kötü bir arabaya sahip olmalarına rağmen muhtemelen sezonu Alfa Romeo’nun önünde bitireceklerdir. Çünkü Alfa’nın puanlara ulaşması da çok zor. Kaos olursa belki.

Haas ile ilgili yazacak çok bir şey yok. Bu sezonu kayıp olarak görüyorlar. Bu sezonki temel amaçları hem kendi arabalarını gelecek sezona hazırlamak hem de Ferrari’nin geleceğini güvence altına almak. Ferrari mühendisi Simone di Resta’yı geleceğin teknik patronu olarak Ferrari için hazırlıyorlar. Aynı şekilde Mick Schumacher’i de geleceğin Ferrari pilotu olarak hazırlıyorlar. Tüm geliştirme çalışmalarını da önümüzdeki senenin arabasına ve özellikle de Ferrari ile ortak kullanacakları parçaların geliştirilmesine adadılar.

Dolayısıyla bu sezonla ilgili, onlar için yazacak çok bir şey yok. Önümüzdeki sezon neler başarabilecekler, ona odaklanalım.

YORUM YAZ