MENÜ

Formula 1 – Sezonun İkinci Yarısı

Konuk yazarımız Fırat Keskin, Formula 1'de sezonun ikinci yarısı öncesinde değerlendirmelerde bulundu.

Formula 1 – Sezonun İkinci Yarısı

Formula 1’de sezonun ikinci yarısı bu hafta sonu yapılacak Belçika GP’siyle başlayacak. Rekor sayıda yarışın yapılması planlanan 2022 sezonu, yarış iptalleriyle beklentinin gerisinde yarışla bitecek gibi bir görüntüye sahip.

Haberin Devamı

Nasıl olsa hallolur gibi düşünmeyelim. Çünkü görev oldukça zorlu. Daha henüz sezon başlamadan, sezonun ilk yarışı olan Avustralya GP’sinin iptal edilmesiyle sezona giriş yaptık. Bu nedenle sezon iki hafta geç başladı. Avustralya GP’sini, Çin, Kanada, Singapur ve en son olarak da Japonya GP’sinin iptali izledi. Bu beş yarış kesin bir şekilde seneye ertelendi. Devamı gelir mi, beklemedeyiz.

Özetleyecek olursak; Imola, Çin GP’sinin yerine takvime girdi. Daha sonra Kanada’nın yerine Türkiye GP’si planlandı. Ama İngiltere’nin seyahat kısıtlamaları nedeniyle Türkiye, iptal edilen Singapur’un yerine kaydırıldı. Kanada’nın yerineyse ikinci Avusturya GP’si takvime girdi. Şu aşamada Singapur’un yerine takvime giren Türkiye belirsiz olmakla birlikte ABD’de iki yarış olasılığı (Indeanapolis) konuşuluyor.

Haberin Devamı

Tüm bu karmaşada neden yarış yapılması için uğraşılıyor diye düşünebilirsiniz.

Yarışların yapılması için bu kadar çok çaba gösterilmesinin nedeni tamamen duygusal, yani maddi. Takımların sponsorluk gelirleri dışında gelir elde etmelerinin yolu yarışmak. Düzenlenen her yarışta paylaştırılan yayın gelirleri, puanlar karşılığında elde edilen ödül gelirleri gibi katkı payları takımların kendilerini finanse etmelerinde son derece önemli.

2020 sezonunda, bu konu tartışılırken McLaren takımı, giderler ve gelirler arasındaki başa baş (break-even) noktasını yakalamaları için bir sezonda en az 16 yarış yapmaları gerektiğini açıklamışlardı. Williams için bu rakam 17 yarış idi. Mercedes için ise sadece 12 yarış idi.

Takımları başa baş noktasına ulaştıracak yarış sayısının takımdan takıma fark etmesinin nedeni, takımların sponsor gelirleri ve puan beklentileri arasındaki fark. Mercedes’in sponsor gelirleri ve yarış başına puan beklentisi farklı olduğu için daha az yarış düzenlense dahi mali yılı zarar etmeden kapatabiliyorlar. Bu durum Ferrari ve Red Bull için de benzer. Ancak, o dönemde bu iki takım kendilerini başa baş noktasına ulaştıracak yarış sayılarını açıklamadığı için net sayı veremiyorum.

Haberin Devamı

Sonuç olarak tüm takımlar için yarışmak, nefes almak kadar önemli. Bu nedenle FIA ve FOM, takvimi doldurmak için yoğun çaba içinde.

Sezonun ikinci yarısının başlangıcı

Sezonun ikinci yarısı bir triple-header ile başlayacak. Sırasıyla efsane Belçika, Hollanda ve diğer efsane klasik İtalya yarışları yapılacak. Bu yarışların ikisi, Belçika ve Monza, motor gücünün ön plana çıktığı klasikler. Hollanda ise bir kapalı kutu. Oval pistleri andıran, on-camber virajıyla Hollanda, uzun yıllar sonra yenilenmiş haliyle karşımıza çıkacak. Hollandalılar büyük bir hevesle ve heyecanla bu yarışı bekliyor. Yarış pistinin etrafındaki 30 km/sa hız sınırını gösteren trafik tabelaları, 33 km/sa (Max Verstappen’ın numarası) olarak değiştirilmeye başlandı bile.

Monza’dan sonraki iki haftalık arada, önemli kararların verilmesi gerekiyor. Çünkü takvimin ondan sonrası biraz muğlak gibi. İki haftalık aradan sonra yapılması planlana triple-header’da; Rusya, Türkiye ve Japonya üçgeninde bazı sıkıntılar var.

Bizi de yakından ilgilendiren bu bölümü aşağıda inceleyelim istiyorum.

Haberin Devamı

Türkiye GP’sinin durumu

Türkiye’nin durumu belirsizliğini koruyor. Japonya GP’si, Japon hükümetinin talebiyle ertelendi. Japonlar, salgının başından beri bu konuda inanılmaz hassas oldukları için anlayışla karşılamak lazım. Bizim için az olarak görülen günlük 5.000 kişilik vaka sayılarında Japonlar için alarm zilleri çalıyor. O nedenle Japonlar, yarışı erteleme kararı aldılar. Tabii bu durumda, “Neden olimpiyat yapıldı?” sorusunu da sorabiliriz.

Japonya GP’sinin ertelenmesi, Türkiye GP’sinin durumunu tehlikeye attı. Normal şartlarda Rusya (26 Eylül), Türkiye (3 Ekim) ve Japonya (10 Ekim) “triple header” dediğimiz peş peşe yarışlar şeklinde olacaktı. Türkiye, İngiltere hükümetinin kırmızı listesinde olduğu için Türkiye’den sonraki hafta Japonya’nın olması, İngiltere’ye dönecek takımlar için bir tampon oluşturacaktı. Japonya’nın ertelenmesi, Türkiye GP’sinden sonraki tamponu ortadan kaldırdı. Takımlar Türkiye GP’sinden sonra ülkelerine dönmek isteyecekler ama seyahat yasağı nedeniyle şimdilik mümkün olmayacak.

Haberin Devamı

Tüm bu nedenlerle Türkiye’nin iptali konuşuluyordu. Ancak iki ihtimal daha var. İlk ihtimal; İngiltere’nin, Türkiye’yi turuncu listeye alması ihtimali. Türkiye’nin salgın ile ilgili verileri uluslararası camia ile daha şeffaf paylaşma kararı alması, İngiltere’yi de yumuşatmışa benziyor. İngiltere’nin, ülkemizi turuncu listeye alabileceğinden bahsediliyor. Böyle bir durumda, yarışın yapılmasının önünde herhangi bir engel kalmayacak.

İkinci ihtimal, Rusya GP’si ile Türkiye GP’sinin yer değiştirmesi. Rusya, İngiltere’nin kara listesinde değil. Dolayısıyla önce Türkiye, sonra Rusya GP’si yapılırsa, takımlar Rusya GP’sinden sonra İngiltere’ye rahatça seyahat edebilecekler.

Uzun sözün kısası, yarışımızın iptal edileceğine dair söylentiler doğru değil. Formula 1 organizasyonu, İngiltere, Türkiye ve Intercity Istanbul Park arasında pek çok olasılıktan bahsediliyor ve her şey bitmiş değil.

Hatta şöyle bir fanteziye ne dersiniz? Madem yarışların yer değiştirebileceği konuşuluyor, o zaman Rusya, Japonya’nın yerine kaydırılsa nasıl olur? Böylece 26 eylülde ve 3 ekimde peş peşe iki Türkiye GP’si yapılsa güzel olmaz mı? Her iki hafta sonu için farklı lastik sertlikleri düşünülse, hatta bir de İstanbul’un sonbaharı ortalığı şenlendirse nasıl olur?

Hayal kurma demeyin, her şey hayal etmekle başlar.

Takvimin Devamı

Takvimin devamında da bazı belirsizlikler var. Takvimin devamındaki ABD, Meksika ve Brezilya yarışlarından sonra da belirsizlik var.

İlk belirsizlik Brezilya’daki salgın rakamlarıyla ilgili. Bu konuda şimdilik bir sıkıntı görünmese de yarışın yapılacağı zamana kadar ne olacağı belli değil.

İkinci belirsizlik ise 21 kasımda yapılması gereken yarışla ilgili. O yarışın da adı henüz konmuş değil, yarışın nerede yapılacağı belli değil. İkinci ABD, Indianapolis yarışı buraya da gelebilir gibi bir söylenti olsa da ben pek olası görmüyorum. Çünkü lojistik olarak anlamlı değil. Eğer Brezilya GP’si yapılırsa, takımlar Amerika kıtasından Avrupa’ya dönüş yapacaklar. Sonrasında sadece bir yarış için yeniden Amerika kıtasına gitmelerini çok anlamlı bulmuyorum.

Bir de sonraki yarışların Arap yarımadasında yapılacağı düşünüldüğünde, durum lojistik açıdan tamamen anlamsız bir hale geliyor. Formula 1 yönetimi de lojistik anlamda mantıklı olacak lokasyonlar seçeceklerini belirterek bu opsiyonun zorluğunu açıklamış oldu.

Tüm bu belirsizlikler içinde sezonun ikinci yarısı başlıyor. Şampiyonluk mücadelesinin sıcaklığına bu belirsizliklerin de eklenmesi hem takımlar hem de pilotlar açısından büyük bir meydan okumayı beraberinde getiriyor.

Bize de arkamıza yaslanıp, elimizde çekirdeklerle bu savaşı izlemek düşüyor.

Fırat KESKİN

YORUM YAZ