Arama

Popüler aramalar

Formula 1 – Ferrari'nin Dirilişi

Konuk yazarımız Fırat Keskin, Formula 1 dünyasından son gelişmeleri sizler için derlemeye devam ediyor.

Formula 1 – Ferrari'nin Dirilişi

1980 sezonu, Ferrari’nin tarihindeki en kötü sezonlardan biri olarak kayda geçmişti. Ferrari pilotları hiç podyuma çıkamazken takım da sezonu onuncu sırada bitirmişti. İki Ferrari pilotunun biri sezonu on dördüncü bitirirken, diğeri on dokuzuncu bitirmişti. Oysa o sezon Ferrari’nin her iki pilotu da efsane pilotlardı. Biri Gilles Villeneuve, diğeri Jody Scheckter’dı. Jody Scheckter, 1979 sezonunu Ferrari adına şampiyon bitirmişti. Ferrari takımı Jody’nin başarısını ancak 21 yıl sonra, diğer efsane pilot Michael Schumacher tarafından gerçekleştirilebilmişti.

Haberin Devamı

2020 sezonuysa, Ferrari takımının son 40 senede geçirdiği en kötü ikinci sezondu. Ferrari, 2020 sezonunu altıncı bitirerek 40 sene sonra kötü bir sonuca imza attı.

Bu sezonda ise kural değişimlerine ve yeni bir pilota sahip olmasına rağmen geçen seneden 83 puan fazla topladı. Bu puan, geçen sezondan 80 puan fazla toplayan Red Bull’dan ve 47 puan fazla toplayan McLaren’dan bile iyi.

Şu anda bile üçüncülük için oldukça iyi kartlara sahip olan Ferrari’nin bir de motor güncellemesi getireceğini düşündüğümüzde heyecanımız artıyor.

Binotto

Nasıl ki başarısızlıklarda en büyük payı Binotto’ya verdiysek, başarıda da aslan payını ona vermeliyiz.

2020 sezonunun başarısız arabasıyla ilgili beni en çok şaşırtan konu Binotto’nun performansıydı. Bunun nedeni, Binotto’nun uzun süredir bu takımın içinde olmasıydı. Mesela Binotto, farklı bir takımdan gelip kötü bir arabanın mimarı olsaydı, ilk sezon çok fazla eleştirme hakkımız olmazdı. Çünkü yeni bir işyerine gelen her insanın karşılaştığı zorluklarla, o da karşılaştı denilebilirdi. Bu durumda Binotto’nun başarısızlığını yeni bir takım, yeni insanlar, yeni çalışma düzeni gibi pek çok etkene bağlayabilirdik.

Haberin Devamı

Ama Binotto, çok uzun süredir bu ekibin bir parçasıydı. Uzun süredir de bu ekipte çeşitli kademelerde yöneticilik yapmıştı. Böyle bir durumda tarihin en kötü Ferrari’lerinden birinin mimarlarından olması kabul edilebilir bir başarısızlık değildi. Binotto’nun, “Arabayı, FIA tarafından yasaklanan motora göre yapmıştık.” bahanesi ise arabanın kendisinden bile kötüydü ve kabul edilemezdi. Eğer Sergio Marchionne yaşasaydı, zaten bunu kabul etmezdi. Fakat o dönemde yönetim anlamında da karışık olan ortamda, CEO Louis Camilleri başarısızlığın tüm sorumluluğunu alarak istifa etti. Böylece Binotto’ya da bir kredi daha sağlamış oldu.

Aldığı bu krediyle takım içinde yapısal değişimler gerçekleştiren Binotto, bu sezonki başarının da ana mimarı oldu. Binotto, Ferrari’nin sadece Formula 1 ekibindeki insanlardan maksimum performansı almakla kalmadı, diğer yarış serilerindeki mühendisleri de Formula 1 ekibine başarıyla monte etti. Bu sayede özellikle sürüş dinamiği konusunda önemli adımlar attılar.

Haberin Devamı

Binotto, kendi altındaki ekibi dört ana bölüme ayırdı. Bu bölümler; şasi (Enrico Cardile), motor (Enrico Gualtieri), yarış direktörü (Laurent Mekies) ve tedarik zinciri (Gianmaria Fulgenzi) idi.

Buna ek olarak en büyük eksikliğin olduğu şasi departmanı da tepeden tırnağa değişti. Binotto, şasi departmanını da kendi içinde dörde bölündü. Bu bölümler; araç konsepti, şasi performans mühendislik bölümü, araç operasyonu bölümü ve şasi proje mühendisliği bölümü. Şasi departmanı, ilk defa bu kadar ayrıntılı bölümlere ayrıldı.

Büyük patron Enzo Ferrari, “Aerodinamik, motor yapamayanlar içindir.” sözüyle bir döneme damga vurmuştu. Binotto ise bu sözden tam 60 yıl sonra, şasiye ilk defa bu kadar önem vererek büyük patronun tam zıddını yapmış oldu. İyi de oldu. Ne kadar büyük olursa olsun, herkes gibi büyük patronlar da hata yapabilir. Tabii, o dönemde aerodinamiğin şimdiki kadar ileri ve performansta bu kadar etkili olmadığı da bir gerçekti.

Haberin Devamı

Bu dönüşümün meyvelerini de bu sezonki başarıyla aldılar.

Simülatör

Ferrari’de değişen en önemli parametrelerden biri, İngiliz firması Dynisma tarafından yapılan yeni simülatör. Ferrari’nin yeni simülatörü, Formula 1’deki en iyi simülatör olarak görülüyor. Eski Formula 1 sürüş simülatörü mühendisi Ash Warne tarafından yapılan simülatörün en önemli özelliği, saniyede 4.000 döngü yapabilmesi. Bu sayede pilotların her tepkisi anında araca yansıtılabiliyor ve kaydedilebiliyor. Aynı zamanda gerçekçilik de artıyor.

Simülatörün üreticisi Ash Warne işlem hızının önemini şu şekilde anlatıyor: “Eğer simülatör arabanın arkasının kopacağını pilota 30 milisaniye geç haber verirse, pilot arabayı kontrol edemez ve arabayla ilgili net bir fikir sahibi olamaz. Bu nedenle hız önemlidir.”

Şu anda Formula 1’deki simülatörlerde gecikmeler saniyenin binde yirmisi (0,020) ila binde otuzu (0,030) arasında. Ferrari’nin simülatöründeyse gecikme süresi saniyenin binde üçü (0,003) ila binde beşi (0,005) arasında. Sektörün oldukça üzerinde.

Haberin Devamı

İnsanlara yapılan yatırımın yanında simülatör gibi duran varlıklara da yatırım yapılması son derece önemli. Bundan birkaç sene önce, Ferrari’nin simülatörü yeteri kadar kullanmadığını sıkça duyuyorduk.

Formula 1 – Ferrarinin Dirilişi

Pilot İkilisi

Ferrari, bu sezon çok akıllı bir transfer yaparak McLaren’ın yetenekli pilotu Carlos Sainz’ı transfer etti. Bu transfer sayesinde McLaren’ın yapılanması, iş akışları ve teknik bilgisinin bir kısmı Ferrari’ye geçmiş oldu.

McLaren’ın teknik patronu Andreas Seidl, McLaren’a ilk geldiği sezonda takımın başarılı olması üzerine pek çok yönden övgü almıştı. Seidl, arabanın iyi performans göstermesiyle ilgili övgüleri reddetmişti. Ama başarının sadece arabayla değil, geniş işleyişin de düzelmesiyle geldiğini belirtmişti. Seidl, “Bu sezonki arabaya teknik anlamda çok katkım olmadı. Çünkü araba geçen sezonun ortasından beri geliştiriliyor. Ama teknik iş akışlarındaki düzelmeler, arabanın yarışlara hazırlanması süreçlerinin geliştirilmesi gibi konuları düzelterek büyük fark yarattık.“ demişti.

Bu sene Ferrari’de bu anlamdaki gelişim de gözle görülür seviyede. Özellikle 2019 sezonunda arabanın sıralamalara hazırlanmasındaki hazırlıklar o kadar savruktu ki, pilotlar sıralamalar sırasında toplam dört kere arabalarından inmek zorunda kalmışlardı. Bu arızaların üç tanesi birebir aynıydı, nedeni turbo hortumundaki yırtıklardı. Aynı sezonda, ABD’de daha yarışın başında süspansiyonun kırılması gibi dikkatsizlikler sezonu gölgelemişti. Bu sezon, Leclerc’in kendi evi Monaco’da galibiyet almasını engelleyen dikkatsizlikleri haricinde pek bir hata görmedik.

Aynı şekilde 2020 sezonunda yaptıkları pit stop’ların sadece %50’si, üç saniyenin altındaydı. Bu sezon ise pitlerin %83’ü üç saniyenin altında. Bu belirgin düzelmeyi, kısmen de Sainz’ın gelişine bağlamalıyız. Red Bull yetkilileri de benzer bir olumlu etkiyi Perez sayesinde yakaladıklarını belirttiler.

Sonuç olarak, başarıdaki önemli paylardan biri Binotto’nun iş akışlarındaki eksiklikleri görmesi ve Sainz’ın da önemli katkısıyla iş akışlarındaki düzelmeler.

Sonuç

Ferrari’nin bu sezonki gelişimi çok dikkat çekici. Normal şartlarda bir arabanın, sezon arasında bu kadar gelişmesi, özellikle de bütçeler ve rüzgar tüneli saatleri kesintiye uğradığında, kolay değil. O nedenle övgüyü ayrıca hak ediyor.

Lider takımlarla olan fark, geçen sezon tur başına 1,5 - 1,7 saniye aralığındaydı. Binotto, bu sezonki farkın 0,7 – 0,8 saniye aralığında olduğunu söyledi ve farkın %60’ının motordan, %40’ının da şasiden geldiğini açıkladı. Yani şaside, motordan daha iyi bir iş çıkardıklarını belirtti.

Formula 1’de, bir beygirlik farkın 0,016 saniyelik bir avantaj getirdiğini düşünürsek bu açıklamasıyla Binotto, Mercedes motoruyla aralarında 30 beygirlik bir güç farkı olduğunu da belirtmiş oldu. Monza’ya gelecek yeni motorla fark 10 beygir kadar azalacak.

Şasideki bu gelişim, yeni rüzgar tüneliyle birlikte gelecek için umut verici. Binotto, aldığı krediyi iyi kullanmış gibi görünüyor. Şimdi gerçek mücadele, 2022 sezonundaki kural değişimlerine uyum sağlama mücadelesi başlıyor. 2022 dönüşümünü de başarırlarsa, en azından takımlar şampiyonasında ikinciliği zorlayabilirlerse, Binotto’ya ve Ferrari’ye olan güven ve mutluluğumuz da artar.

Önümüzdeki seneyi iple çekmemiz için bir neden daha...

Fırat KESKİN