MENÜ

Ümiz Özat'tan bomba açıklamalar

Yıllarca Fenerbahçe'nin kaptanlığını yapan ve şimdilerde spor yorumcusu olarak televizyonda boy gösteren Ümit Özat, fanatik.com.tr'den Gökay Akgün ve İdil Janet Huvaj'a çok özel açıklamalarda bulundu. Özat'ın sivri dilinden herkes nasibini aldı. İşte bomba açıklamalar...

Ümiz Özat'tan bomba açıklamalar

Futbolcu olduğun dönemde yaptığın iş dışında pek gündeme gelmedin. Sana verilen görevi en iyi şekilde yerine getirmeye çalıştın. Etkili kullanabildiğin bir sağ ayağın olduğu hâlde defansın soluyla bütünleştin. Hatta ‘Türk’ sol bek’ denildiğinde akla gelen ilk kişisin futbolu bırakmış olmana rağmen. Sol bek mevkii nereden çıktı? O bölgede oynayabileceğini mi düşündün, yoksa bir hocanın kararı mıydı?

"Türkiye'de tabuları yıkmak çok zor. Dünyanın en elit hocalarının hiç sol ayağı olmayan oyuncuları sol bek oynadığında almadığı eleştiriyi iki ayaklı bir oyuncu olarak sol bekte oynayarak ben aldım. 'Sağ ayaklı oyuncu' demek onun sol ayağını hiç kullanamadığı anlamına gelir. Benim durumum öyle değildi. Hagi'yi ve Emre Belözoğlu'nu bir tarafa bırakalım; 'Ben sol ayaklıyım' diyen oyuncuyla sol ayağımı karşı karşıya getiririm. Gelsinler bakalım hangimiz daha iyi pas atıyoruz, uzun top atıyoruz, şut atıyoruz... Onlar sağ ayağını kullanamaz ama ben onu da kullanırım. Neticede ben iki ayaklı bir oyuncuydum. 'Sağ ayaklı sol bek' kimdir söyleyeyim... Oynadığı zaman Dany'dir, Trabzonsporlu Aykut Demir'dir. Tabi onların asıl mevkii stoper. Demek istediğim, 'Sağ ayaklı sol bek' bu tip adamlara denir bana değil. Benim tarzımda oynayanlar farklıdır. Zambrotta, Lahm tarzında oynayan adamlar farklıdır. Yanlış anlaşılmasın, onlarla kendimi kıyaslamıyorum. Ben, Fenerbahçe'de 58 asist yaptım, 43'ü sol ayakla... Benim için sol bekte oynayamıyor dediler Hangi gözlükle bakıyorlar, at gözlüğüyle mi? Ben Fenerbahçe'den ayrıldım, hem Carlos'u hem Vederson'u transfer ettiler. Demek ki ben önemli bir eksiğe yol açmışım... İki ayaklı bek, ters kademe açısından daha avantajlıdır. Bunun en büyük örneği şudur; yıllar önce Semih Yuvakuran, iki ayaklı olmadığı için gelen topu ters dönüp uzaklaştırmaya çalışmıştı ve tartışmalı gol olmuştu. Hatırlarsınız, Beşiktaş-Fenerbahçe maçıydı. Hakem, Ahmet Çakar'dı. Bu anlattıklarımı anlayacak futbol adamı az. Mesela Gençlerbirliği'nde Uğur Çiftçi var. Şifo Mehmet onu aldı, geçen haftaki maçta sağ beke koydu. Sol ayaklı oyuncu sağ bek oynadı! Benim oynadığım dönemde durmadan beni eleştirdiler. Benden sol ayaklı olmamı niçin istiyorlardı? İyi orta yapmam için. Peki, benim öncelikli görevim defans değil mi? Esas orta kimin işi? Sol açıktaki oyuncunun. Sol açıklara bakalım; Arda, Tuncay, Hasan Şaş, Amrabat, Engin Baytar hep sağ ayaklı değil mi? Önce benim önüme ona göre bir oyuncu koysalardı, arkayı sonra düşünürlerdi! Bana yapılan o dönemki eleştiriler, futbolu bilmeyen bazı medya mensuplarının, birtakım teknik adamlar ve oyuncusu oynamayan menajserler tarafından yönlendirilmesiyle ortaya çıkıyordu. Taraftarı yönlendirmeye çalışıyorlardı. Bakın ben artık spor yorumcusuyum. Neden konuşmuyorum Aykut Demir sağ ayaklı olduğu hâlde neden sol bekte oynuyor diye? Konuşmam, çünkü o bir hocayla çalışıyor ve ben hocanın kararına saygı duyarım. Dany'nin sol bekte oynamasını da eleştirmiyorum. Çünkü böyle bir eleştiri yapmak, Mancini'ye haksızlıktan önce terbiyesizlik olur. Ben futbolu bildiğim için bu tercihleri eleştirmiyorum. Ben şimdi bir menajerle aram iyi diye, onun oyuncusunun formayı alması için bir teknik direktöre bel altı girmem. O dönem artık bitti! Ben inşallah sahada olacağım ama olsam da, olmasam da şuna inansınlar, sahanın içine bilen yorumcular geliyor! Eskiden her meslekten adam spor yorumcusuydu. Doktor, ekonomist, bankacı, oyuncu, manken... Sonra futbolun ileri gitmesi bekleniyor.

Sol bek olmam konusuna geleyim... Beni ilk defa sol bek oynadığım maça kadar Daum hiçbir antrenmanda o mevkiide denememişti. Ankaragücü'nde çalıştığım dönemde yardımcım olan Sedat Karabük, şimdi Gençlerbirliği'nde çalışıyor. Okul takımında beni hep sol bek oynatırdı. Ertelenen bir Fenerbahçe-Çaykur Rizespor vardı kırmızı kart meselesi yüzünden. O maçta İsmail Güldüren sakatlanmıştı, oyun durduğunda Daum beni yanına çağırdı ve dedi ki, 'Sen stopere geç, Tomas da sol beke geçsin.' İlk yılımızdı, Daum'la iyi anlaşamıyorduk. O zamanlar ona şüpheyle bakıyordum, beni 'yemek' istediğini düşünüyordum. Buna rağmen ona 'Tomas'la Luciano iyi oynuyor, sol beke ben geçeyim' dedim. Oynayacağıma inanıyordum çünkü. O maçta da gerçekten çok iyi oynadım. Sonra Denizli maçına çıktık. Ben orta sahada oynuyordum, Ali Güneş de sol bekteydi. İlk yarı gol bulamadık, Ali Güneş oyundan çıktı, sol beke geçtim. Maçta 2 asist yaptım ve 2-0 kazandık. Zamanla sol bekle bütünleştim. Diyorlar ki; 'Daum seni sol bek yaptı.' Öyle bir şey yok! Ben söyledim ona orada oynayabileceğimi. Öneride bulundum ve kabul etti. Daum'un bu yaptığı da takdir görmesi gereken bir davranıştır. Daum bana o ana kadar çok önyargılı bakıyordu. Doğru dürüst konuşmuyorduk bile."

Seni Köln’e de götürmesinden yola çıkarak Daum’un yerinin sende ayrı olduğu kanısına vardık. Doğru mu düşünmüşüz? Seni en iyi anlayan hoca hangisiydi?

"Eğer oynuyorsan, her hoca seni iyi anlıyordur. Bu fubolun bir gerçeği. Bunun tersini söyleyen futbolcu yalancıdır. Daum, bana inandığı için beni Köln'e götürdü. Oraya Fenerbahçe'den aldığım ücretin yarısına gittim. Çocuklarımın yabancı dil öğrenmesini istedim. İyi ki gitmişim. O anlamda Daum'un bana olan katkısını her zaman söylerim. Benim için insanlarla mücadele etti. Beni Köln Spor Okulu'na yazdırmak için çaba gösterdi. Birkaç tane ahlaksız var benim laflarımı Daum'a farklı şekilde götürüyor... Daum'un hatalarını söylüyorum, o ayrı. Ama benim üzerimdeki emeğini, Fenerbahçe'ye geldiği ilk yılın ardından oluşan muhabbetimizi inkâr etmiyorum. Daum her zaman başımın üstündedir. Ona nankörlük etmem."

Kariyerin boyunca hangi takımlardan transfer teklifi aldın?

"Hagi döneminde Galatasaray'dan teklif aldım. Hagi'den aldım daha doğrusu. Hatta şunu anlatayım; Fenerbahçe'ye imza attım. Başkan Aziz Yıldırım'ın odasında oturuyoruz. Galatasaray Başkanı Mehmet Cansun beni aradı. Bana '3-4 milyon dolar iste yalandan, anlaşma yapma' dedi. Ben de ona 'Fenerbahçe'ye imza attım, olmaz. Saygıızlık olur, teşekkür ederim, ben anlaştım' dedim. Sonra Menmet Cansun efendi açıklama yaptı, 'Ümit'i oyuncularımız istemedi, ondan almadık' diye. Sormak lazım, sen oyuncularına göre mi transfer yapıyorsun? Yalan konuştu.

Tigana zamanı Beşiktaş'tan teklif aldım. Daum'un Fenerbahçe'ye geldiği ilk sene Bursaspor'a dönmem söz konusuydu, gitmedim. 'Fenerbahçe'de kalıp, formayı kapacağım' dedim.

Fenerbahçe'deki son senemde de Köln, PSV Eindhoven, bir Kore takımı ve Anderlecht beni transfer etmek istedi. Ben Köln'ü seçtim."



Roma'nın peşinde olduğu yönünde haberler çıkmıştı ve senin 'Roma beni istesin, İstanbul'dan koşarak giderim' dediğin iddia edilmişti. Böyle bir şey söyledin mi?

"Komikmiş. Söylemedim ama sorsalar söylerdim. Neticede Roma bu..."

Genç bir futbolcuyken örnek aldığın biri var mıydı? ‘İdolüm’ dediğin kimse oldu mu?

"Ogün Abi'nin (Temizkanoğlu) ve Ergün Penbe'nin futbolculuğunu çok beğenirdim. Bir oyuncu, oynadığı pozisyondaki oyuncuları takip eder. Ben çok pozisyonda oynadım. Hangi pozisyonda devamlılık sağladıysam, o pozisyonun en iyilerini takip etmeye çalışıyordum. Türkiye'dekileri de, dışardakileri de. "

Türkiye’de sol bek mevkiinde oynayan hangi oyuncuları beğeniyorsun? Fenerbahçe ’de o bölgeyi senden sonra Roberto Carlos aldı. Ardından Uğur Boral, Vederson, Andre Santos, Hasan Ali ve Caner… Sence en fazla hangisi oynadığı yerin hakkını verdi?

"Roberto Carlos transferi bir yanlıştı. Carlos yıldız bir oyuncu, onun için söylemiyorum. Roberto Carlos'u alıyorsan, yanına da kaliteli oyuncular almak zorundasın. Sol bekte Carlos, defansın önünde Josico'yla Maldonado oynuyorsa orada bir tezat var demektir.

Caner, şimdi çok iyi oymuyor. Orijinal bir sol bek değil, devşirme ama çok yönlü bir futbolcu. Caner, muazzam bir oyuncu. Ofansif özellikleri üst düzeyde. Çok akıllı bir oyuncu. Bana göre bu dönemde o mevkiinin en değerli oyuncusu. Biz Manisa deplasmanına gitmiştik, Caner de o zaman orada oynuyordu. Saha kenarında ısınırken ona 'Bir gün seni Fenerbahçe'ye aldıracağım' demiştim. Ben aldırmadım ama neticede geldi."

Sol bek konusundaki sıkıntının sebebi ne? Neden o bölgede yeteri kadar iyi oynayabilen yerli oyuncu yok?

"Sol bek yetişmiyor görüşüne katılmıyorum, yetişiyor. Bakın İshak Doğan var. Şimdi adı Beşiktaş'la, Galatasaray'la anılıyor, Milli Takım'a da gidiyor. Ankaragücü'ndeyken İshak Doğan'ı bu ülkeye ben getirdim. Ararlarsa bulurlar, sol bek yetişiyor. Klukowski ve Murat Duruer vardı o mevkiide, ben ona rağmen İshak'ı getirdim. Oynatamadım, çünkü çok gençti ama getirdim. Gayet iyi de futbolcu."

Aramadıklarını mı düşünüyorsun?

"Demek ki aramıyorlar, kimse kusura bakmasın. Rize'deki Kağan Söylemezgiller'i kim getirdi? Ben getirdim. Hüriyyet'i gönderdim, Kağan'ı onun yerine aldım. Sivasspor'daki Ümit Kurt'u da ben ortaya çıkardım. Kayseri'de Bilal'i ben getirdim. Mithat Halis diye bir menajer var. Bugüne kadar Türkiye'ye getirdiği oyuncuları söylesem yüzüne bakmazsınız; ben aynı menajerden Marek Sapara, Vittek, Sestak ve Rajnoch'u getirdim. Araştırırsan futbolcu var. Niye olmasın? Fatih Hoca '70 milyonun içinde 70 tane oyuncu bulamayacak mıyız?' diyor, haklı."

Mourinho teknik direktörlük yapıyor ama futbolun içinden gelme değil. Sizce bu oyuna %100 hâkim olabilir mi?

"Mourinho gibi Daum da yüksek seviyede top oynamamış bir hoca. Bu işin okulu var, gidilir öğrenilir. Bir defa sevdiğin bir işte başarısız olma şansın yok. Futbol oynayıp oynamaması çok önemli değil. Mourinho, çok büyük hocaların yanında çalıştı. Adam, futbolu yaşıyor. Bizde Hikmet Karaman da öyle mesela. Futbol oynamış olmasına gerek yok, çalışkan bir isim. Onun çalışma azmine, bilgisine inanıyorum."

Fatih Terim?

"Fatih Hoca'yı belki de en çok eleştirenlerden biri benim. Eleştiri ayrı; Fatih Hoca, Türk futbolunun yetiştirdiği teknik adamlar arasından en iyisidir, Avrupa'da da ilk 5'e girer. Ondan iyisi zor gelir. Benim eleştirilerim Fatih Terim'in 1 numara olduğu gerçeğini değiştirmez Ondaki futbol beyni ve hırs, kimsede yok."



Spor spikeri Simge Fıstıkoğlu'yla bir tartışma yaşamıştın. Futbolun içinden gelmeyenlerin bu işten anlamayacağını söylemiştin...

"10 kadına mikrofon tutsak, 'Bir tane kadın hakem söyler misiniz?' desek söyleyemez. 'Gençlerbirliği'nden 3 oyuncu' desek söyleyemez. 'Kadın yorumcu' desek, söyleyemez... 100 kadından biri bu sorulara belki cevap verebilir. Velev ki 100 kadından 1'i bildi... 1 kadının buna cevap verebilmesi, bütün kadınların bu işi bildiği anlamına gelmez. Türkiye'de kaç tana kadın futbol takımının olduğunu, kadın milli takımımızın durumunu kim biliyor. Madem futbolu bu kadar seviyorlar, hemcinslerinin maçlarıyla neden hiç ilgilenmiyorlar? Ben söyleyeyim, o maçlarda kamera yok çünkü. Kendilerini gösteremezler. Benimle tartışarak gündeme gelmeyi hedeflemiş, başardı. Benim tek hatam, böyle bir cahille tartışmaktı. Ben 'Kadın futboldan anlamaz' demiyorum, 'Erkekler kadar anlamaz' diyorum. Bakın bu ülkede doktorluk, öğretmenlik ,avukatlık çok zor iş ama futbolculuk çok kolay! Herkes en iyisini biliyor! Kusura bakmasın da o hanım 38 derece sıcaklıkta bikinisini giyip güneşlenirken ben antrenman yapıyordum. O hanım -20 derecede kürkünü, topuklu ayakkabısını giyip gezerken ben antrenman yapıyordum. Bu kadar saygısız olmamak lazım. Türkiye'de her şey bitti, iş kadınların futboldan anlayıp anlamamasına kaldı öyle mi? 'Kadınlar futboldan erkekler kadar anlamaz' demek suç mu? Böyle düşünemez miyim? Trafikte otomobiliyle giderken kadın şoföre küfreden ahlaksızlar, beni o tartışmadan sonra maganda ilan ettiler. Beni konuşturmasınlar Ben, konuştuğum her konuda uzun zamanda haklı çıkarım. Çünkü inandığımı konuşurum."

Futbola dönelim... Fatih Terim'in Galatasaray'dan gönderilmesini nasıl değerlendiriyorsun?

"Alan razı, veren razı. Biri gitmek istedi, diğeri de göndermek istedi. İki tarafın da şartların buraya gelmesinde kabahati var. Fatih Terim, Milli Takım'dan garanti aldığı için oraya gitmek istedi. Başkan Aysal da, Terim'i göndermek için bahane arıyordu, bu sayede aradığını buldu. Bunun üzerine fazla bir yorum yapmaya gerek yok. Aradan 2 sene geçince ikisi yine iyi olur, beraber çalışmaya başlarlar, biz kötü oluruz."

Peki Aykut Kocaman, o da Avrupa’da müthiş bir başarı gösterdikten sonra görevinden ayrıldı. Sence Fenerbahçe için iyi mi oldu, kötü mü?

"Aykut Abi'ye çok destek verdim. Ben Galatasaray'ı ve Trabzonspor'u bu sezon Avrupa'daki performanslarıyla ilgili olarak eleştirdim. Geçen sene de Fenerbahçe'yi eleştirdim. Fenerbahçe Avrupa Ligi'nde yarı finale çıktı ama doğru dürüst bir takımla karşılaşmadı. Bate Borisov, Viktoria Plzen... Lazio, o eski Lazio muydu? Ben bunu kendi camiam için söyledim, kimsenin zoruna gitmedi. Diğerleri için söyleyince ortalık ayağa kalkıyor!"

Aykut Kocaman bir sistem getirmeye çalıştı. Beğeniyor muydun?

"Bu ülkede hiçbir futbol anlayışını hiç kimseye beğendiremezsin. Türkiye'de futbol skor oyunu, netice önemsenir. Aykut Kocaman, Fenerbahçe'de 4 sene kaldı. İlk yıl sportif direktördü. Aykut Kocaman, kendisine sunulan imkâna göre çok başarılı diyemem. Ancak yaşadığı o sıkıntılı 3 Temmuz süreci içinde yaptıklarıyla başarısız da diyemem. Kimse bir yere çivi gibi çakılmıyor. Sonunda gitti, herkes gider, gidecek. Alex Ferguson'un dahi gitmesini istediler. Çünkü ortada rant var, para babaları, futbol baronları var.

Başka bir söyleyeceğim... Bakın, ne Aykut Kocaman, ne Ersun Yanal, ne Zico, ne de Rıdvan Dilmen Fenerbahçe'nin başına başarılarından dolayı geçti. Aziz Yıldırım'a gönül koyma hakları yok. Başkan, onları daha önce herhangi bir şey başarmadıkları hâlde takımın başına getirdi. Aralarından en kariyerlisi Ersun Yanal. Trabzonspor'u, Milli Takım'ı çalıştırmıştı... Daum ve Mustafa Denizli başarılar kazanarak Fenerbahçe'ye hoca oldu. Bu 4 hocanın Aziz Yıldırım'a minnet duyması lazım."

Ersun Yanal'ı ve Slaven Bilic'i nasıl buluyorsun?

"Bilic, kesinlikle çok kaliteli bir teknik adam ama elindeki malzeme bu. Bilic Fenerbahçe'nin, Yanal Beşiktaş'ın başında olsaydı puan tablosunda değişen hiçbir şey olmazdı."

Quaresma Beşiktaş ’a transfer olduğunda ayağının dışıyla yaptığı ortalar ve attığı şutlar çok ilgi çekti. Herkes trivela denilen bu vuruşu konuşur oldu. Sen bunu yıllarca yaptın. Farkına mı varamadılar, yoksa adın Ricardo değil de Ümit olduğu için mi önemsemediler?

"Bunu diyenler utansın. Köln'de oynadığım dönemde kulübün başkanı benden köşe vuruşlarını ayağımın dışıyla kullanmamı istiyordu. Ayağının dışıyla topa vurmak bir meziyettir. Eğer meziyetin yoksa topa vurmaya çalışırken bileğini kırarsın. Bunu dünyada bir elin parmağı kadar oyuncu kullanamaz. Quaresma, Zidane, ben... Hadi bir dördüncü söyleyin. Bu bir meziyettir. Quaresma'ya övgüler düzenlerin benim yaptığım aynı şeyden hiç bahsetmemiş olması, onların ne kadar cahil olduğunu gösterir."

2009/10 sezonunda takımının Fenerbahçe'yle oynadığı maçta hakem Kuddusi Müftüoğlu seni tribüne göndermişti. O dönem çok eleştirildin...

"Evet, o maçta golümüzün verilmediğini düşündüm ve hakeme saygısızlık yaptım. O da beni oyundan attı. Sonra benim Fenerbahçe camiasından ekmek yediğimi, böyle yapmamam gerektiğini söylediler. Bir şey yapmadım ki. Takımım sahada gol attı, hakemin kararının yanlış olduğunu düşündüm. Biraz fazla tepki verdim. İş saygısızlığa varınca da hakem tarafından cezalandırıldım. Bunun Fenerbahçe'yle ne ilgisi var? Fenerbahçe'nin son şampiyonluğunda Ankaragücü'lye Trabzonspor'dan 1 puan aldım ben. Fenerbahçe böylelikle farkı 7'ye düşürdü. O Ümit, başka bir Ümit miydi?"



Fenerbahçe'nin şampiyon olduğu 2010/11 sezonunda Ankaragücü'nü çalıştırdın. O sezon için ne diyeceksin? Sen maçlarda şike olabileceğini düşünüyor musun?

"O sezonun ilk yarısında Fenerbahçe'yle 2 maç yaptık. Ligde 2-1, Türkiye Kupası'nda da 4-2 yendik. İstanbul'daki 6-0'lık maçtan önce ben zaten görevi bırakmıştım. Şimdi, Galatasaray bu sezon 11 puan geriden gelip şampiyon olursa 'Şike vardır' mı denilecek? Fenerbahçe bunu başarınca şike oluyor da, diğerleri başarınca normal mi oluyor? Kim 'Türk futbolunda teşvik primi yok' diyorsa, yalancının önde gidenidir! Teşvik primi var. Bu işi hepsi yaptı.

Amaçları Aziz Yıldırım'ı göndermek. Mehmet Ali Aydınlar aday oldu, 'Alex'e iade-i itibar vereceğim' diyor. Ömür boyu verecekmiş başkan olursa. Nerede vereceksin, hastanede CEO mu yapacaksın? Alex Fenerbahçe'den 30 milyon euro kazandı. Hangi iade-i itibar? Fenerbahçe'de çok oyuncu var geçmişte bu takımın formasını giymiş ama şimdi yoksul. Niye onlara yardım etmedin? Bunları görünce gerçekten bunları Aziz Yıldırım'ı göndermek için yaptıklarını anladım."

2005/06 sezonunda Denizli’de Galatasaray'a kaybettiğiniz şampiyonluk için ne diyeceksin? O sezon için de değişik iddialar ortaya atılmıştı. Sen bizzat şahidisin…

"Çok net söylüyorum; Aziz Yıldırım isteseydi, biz Denizli'de şampiyon olurduk. Zaten ona çok kızgınım! Şampiyon olsaydık Fenerbahçe'de 3 sezon üst üste şampiyon olan tek kaptan olarak tarihe geçecektim ama bir şey yapmadı. Nasıl oluyorsa şampiyonluğu Galatasaray'a kaybettiğinde, Bursaspor'a kaybettiğinde bir şey yapmayan Aziz Yıldırım, Trabzonspor'dan kazandığı şampiyonlukta çok şey yapmış! Keşke Denizli'de de yapsaydı da ben tarihe geçseydim!

Aziz Yıldırım'a rakiplerine bel altı vurması için çok dosya gitti. O, onların hiçbirini kullanmadı."

Alex’in Fenerbahçe’den gönderilmesi ve bunun yapılma şekli çok eleştirildi. Sen nasıl değerlendiriyorsun?

"Alex'in gönderilmesi, Aziz Yıldırım'ın 15 senede almış olduğu en doğru karar. Sadece zamanlama yanlış. Daha ne olacaktı, Fenerbahçe'ye başkan mı olacaktı Alex? Gittiği takım da bu sene Brezilya'da küme düşmekten son anda kurtuldu. Sanki Barcelona'ya mı gitti? Türk futbolunun kalitesi bu... Alex'in benim yaşadığım şampiyonluklarda çok büyük katkısı vardır, doğru. Ama o şampiyonluklar için sadece Alex'ten söz edersem Tuncay'a, Kemal'e, Servet'e, Volkan'a, Luciano'ya, Nobre'ye haksızlık yapmış olurum."

Heykeli dikildi. O konuda ne diyeceksin?

"Taraftarın takdiridir. Benim öyle bir şeyde gözüm yok."

Futbol oynadığın dönemde senden hiç rakip takıma gönderme tarzında açıklamalar duymuyorduk. Şimdi her maçtan sonra, soyunma odasından bile göndermeler yapılıyor. Twitter zaten cabası…

"Şimdiki futbolcularda saygı yok. Bir de sosyal medya çıktı, kimse birbirine saygı duymaz hâle geldi. Bizim zamanımızda böyle değildi, maçların bir ağırlığı vardı. Bu tür şeyler hoş değil. Camialarına şirin gözükmek için karşı tarafı yaralıyorlar."

Yeniden teknik direktörlük yapmayı düşünüyor musun? Bir gün Saracoğlu ’na Fenerbahçe Teknik Direktörü olarak çıkmak ister misin?

"Ben düşünüyorum da beni düşünmüyorlar. Teknik direktörlüğe mutlaka döneceğim. Bu işi yapacağım. Fenerbahçe için çok erken. Önce başka takımları çalıştırıp başarılı olmam gerek."

Galatasaray gruptan çıktı. Şampiyonlar Ligi’nde Chelsea ile eşleşti. Şansları sence ne kadar?

"Juventus'u elediler ya, giderler herhâlde daha! Madem büyük takım, çıkıp yensin. Mancini'yi Juventus maçı için tebrik ederim. Çok kaliteli bir teknik adam. Turu Chelsea rahatlıkla geçer."

Peki Trabzonspor? Oynadıkları futbolu beğeniyor musun? Avrupa Ligi’nde Fenerbahçe’nin geçen sezon gösterdiği başarıyı yakalayabilirler mi?

"Mustafa Hoca'nın tavrını beğeniyorum. Oyuncu olarak Yusuf Erdoğan'ı çok beğeniyorum. Avrupa Ligi'nde zor takımlarla karşılaşmadılar ama gruptan lider çıktılar. Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu'nu, yaptığı açıklamalar yüzünden çok eleştirdim fakat şunu söylemem gerek; 1461 Trabzon'un hocasını getirip Trabzonspor'un başına koymak cesaret ister... O cesaret için tebrik ederim. Juventus çok zor rakip. Trabzonspor tur atlayamaz."



Fethiyespor’un ‘Yüce Atatürk’ yazısı ve Galatasaraylı Eboue ve Drogba'nın ‘Mandela’ tişörtü nedeniyle PFDK ’ya sevk edilmesi sence doğru mu?

"Fetihyespor'un 'Yüce Atatürk' yazısıyla çıkması çok yanlış. Hepimiz Atatürkçüyüz, biz Atatürk'ün çocuklarıyız. O zaman her gün elimizde pankartla gezelim. Alalım elimize bir 'Yüce Atatürk' yazısı, televizyonda, sokakta, panelde hep onu gösterelim. Atatürk'ü sevmek böyle bir şey değil ki. Sen o yazıyla çıktın seviyorsun da, biz sevmiyor muyuz?"

TFF ’yi ve Yıldırım Demirören ’i başarılı buluyor musun?

"Öyle bir şey mümkün değil. Kesinlikle başarısız. Her zaman söylüyorum; Yıldırım Demirören'in TFF'nin başına geçmesi, küçük bir banka batıran adamın BDDK'nın başına geçmesiyle aynıdır. Beşiktaş'ı batırdı, Türk futbolunu yönetiyor. Demirören başarısız ama her maçta da 'Yeter Yıldırım Demirören' diye bağrılması doğru değil. Galatasarayılar hiç utanmıyorlar, Şampiyonlar Ligi'nde bile öyle bağırıyorlar. Geçen sezon Gökhan Zan'ın kırmızı kartını iptal edip ertesi hafta oynamasını sağlayan Yıldırım Demirören değil miydi? Fatih Terim'in cezasını erteleyip Fenerbahçe maçında saha kenarında olmasını sağlayan o değil miydi? Sen bu federasyonun zamanında şampiyon olmadın mı? Sen iyi giderken fedarasyon iyiydi de Fenerbahçe'den puan farkı yiyince mi kötü? Galatasaray, eyyam yapıyor. Fenerbahçe önde olduğu için puan farkını dümen yaparak kapatma yoluna gidiyor."

Türkiye’de futbol denildiğinde akan sular duruyor. Spor yorumcularının söyledikleri olay yaratıyor. Televizyonda yer alan spor programlarında konuşanların daha dikkatli olması yönünde eleştiriler var. Sence de bazı yorumcular kışkırtıcı ve şiddeti körükleyici şekilde konuşmuyor mu?

"Katılmıyorum. Türkiye'de futbol tertemizdi de, yorumcular mı bu konuları konuştu? Programlar 5 saat sürüyor, ne konuşacaksın zaten? Tabii ki, bir şarlatanın kalkıp taktik vermesini de doğru bulmuyorum ama bazen reyting için bunlar yapılıyor."

Aynı şeyleri senin yorumların için de söylüyorlar. ‘Ümit Özat ön plana çıkmak istiyor’ diyenler var. Cevap vermek ister misin?

"Ümit Özat zaten hep ön planda. Öyle bir şeye ihtiyacı yok ki. Sokakta yürürken bana hâlâ 'Kaptan' diyorlar. Ben hayatın gerçeklerini söylüyorum. 'Galatasaray gruptan çıkamaz' dedim, ortalık ayağa kalktı. Capello, Lippi, Mourinho, Wenger, Ferguson, Villas Boas, Pellegrini, Ancelotti... Hepsine sor, biri 'Galatasaray bu gruptan çıkar' derse ben jartiyer giyerim, üstüne etek giyerim, İstinye'den Kadıköy'e yürüyerek giderim. Bu, futbol aklına ters. Aynı grupta Fenerbahçe ya da Beşiktaş olsa onlar içinde aynı sözü söylerdim. Onlara deyince sorun yok, Galatasaray'a deyince var!"

Hakemleri nasıl buluyorsun?

"Yenilen daima suçu hakeme buluyor. Bu tabiatın kanunu gibi bir şey. Şu anda 11 puan geride olan takım Fenerbahçe olsaydı, hakemlere dair konuşan onlar olacaktı. Türk futbolunda durum maalesef bu. Hakemlerimiz bence başarılı. 2 bin, 3 bin liraya maça çıkan ve haftalarca konuºulan bir adamın ruh hâlini düşünmek gerek. Hakemler yanlış yapıyorlar ama kesinlikle çok temizler."

Siyaset sporun içinde' eleştirilerine katılıyor musun?

"Köküne kadar içinde ama spor da siyasetin içinde. Sıkışan takımlar gidip vergi borçları silinsin falan diye siyasilerden yardım istiyor. Sonra siyaset de spora karışır tabi!"

Gelecek vadeden genç oyunculara vereceğin tavsiyeler neler?

"Futbolculuk öyle bir meslek ki, sevdiğin oyunu oynayarak dünyanın parasını alıyorsun. Otursunlar, durmadan çalışsınlar."

En keyif aldığın maç ve en üzüldüğün maç hangileriydi?

"6-0'lık Galatasaray maçı elbette unutulmaz. Onun dışında oyun olarak 4-3 kazandığımız Gaziantepspor maçı ve 3-0 kazandığımız Manchester United maçı var. En üzüldüğüm maç ise şampiyonluğu kaybettiğimiz Denizlispor maçı."

Futbolculuktan başka bir meslek düşündün mü?


"Hiç düşünmedim. Çocukluğumdan beri futbolcu olmak istiyordum. Zaten elimden başka bir şey gelmezdi."

Küçüklüğünde de Fenerbahçeli miydin?


"Tabii ki. Oldum olası Fenerbahçe taraftarıyım."

İdil Janet Huvaj / Gökay Akgün

idil.demiray@fanatik.com.tr / gokay.akgun@fanatik.com.tr

5

Haberin Devamı
YORUM YAZ