Aziz Yıldırım: Fatih Terim, TFF Başkanı olabilir

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, gündemdeki konulara ilişkin çok önemli açıklamalarda bulundu. Yargıtay sonucunun beklendiği şike davası hakkındaki, "Bu, bir siyasi davadır" söylemini yineleyen Yıldırım, hukuki geçerliliği olmayan polis fezlekesinin gazetelerde yayınlanmasına tepki gösterdi. İşte Aziz Yıldırım'ın açıklamaları:

'BİZ ŞİKEYİ 3 KİŞİ Mİ YAPMIŞIZ?'

"Gelecek dönemde Fenerbahçe'nin yapacağı ilk şey, tüzük tadilatı olacak.Fenerbahçe bundan böyle her alanda hakkını alacak. Havuzda hakkımızı alacağız.Fenerbahçe için 24 saat çalıştığım. Devletin yapamadığı yere stat yaptım. Dereağzı Tesisleri'ni cebimden yaptım.İlhan Ekşioğlu ve diğer arkadaşlarımız cebinden katkıda bulundu. UEFA'ya bunları söyledik, inanmadılar. Sabrım giderek azalıyor. Bir açılırsam beni Türkiye'de hiç kimse tutamaz.

Hapis yatmaya hazırım ama tekrar ediyorum: Ben şike yapmadım. İbrahim Akın'a 100 bin euro vermekle suçlandım. Bu parayı verdiğimi kanıtlasınlar kendimi köprüden atacağım. Nerede para?19 maçta şike var ama bu şikeyi biz 3 kişi yapmışız öyle mi?Bir daha sorayım... Emenike'nin para sayma görüntüleri nerede kardeşim? Deliller nerede?"

'ŞENES ERZİK DE DURUŞMALARA KATILMALIYDI'

"TFF, UEFA'ya 'Fenerbahçe'yi Avrupa'ya göndermeyeceğiz, puan sileceğiz, parayı geri alacağız. Uygun mudur?' diye yazmış.

Fenerbahçe pazarlık falan yapmadı. Fenerbahçe adına pazarlık yapmışlar. CAS'ın UEFA'dan farklı karar vermesi çok zor. Verirse UEFA, 500 milyon dolar ceza öder. Biz, çok iyi savunma yaptık. İbrahim Akın'ın avukatı duruşmaya geldi. 'Polise doğru ifade verdik, savcıyı görevden aldırdık' dedi. Şenes Erzik de, TFF de duruşmalara bizimle katılmalıydı. Şike yaptığımıza inanıyorlarsa, gereğini yapsalardı.

Bu ülkede eski Genelkurmay Başkanı, terör örgütü üyeliği suçlamasıyla hapis yatıyor. Ben daha mahkemeye gitmeden hastaneye gittim. Oradayken gideceğim adres Metris diye yazıyordu. Daha ne diyeyim?"

'GİTSEM AÇ KALACAKLAR'

"Serdal Adalı ve Tayfur'un şike yapmadığına eminim. Bazı konuşmaları şike gibi gösteriler. Neticede onlar da gündemde yok.Kimse bizden başka bir şey düşünmüyor. Gitsem vallahi aç kalacaklar!Gazetelerde, 'Aziz Yıldırım gitsin' yazıyorlar. Ben bir yazar için 'O gitsin' diyemem. Onlar da benim için dememeli.Ben gidersem bırakmayacakmışım, biri aracılığıyla yönetecekmişim. Yahu başkanlık babadan oğula mı geçiyor?

Kulüpleri basın yönetemez. Şerefsizim, kendimi zor tutuyorum. Bize hakaret ediliyor, yanıt vermiyoruz. Yeter artık, ayıptır! Ben seçimle geldim, seçimle giderim. Bu koltuğa yapışmış değilim.Bazı şeyleri Anadolu kulüplerine zarar vermemek için yapmıyoruz. Her gittiğimiz yere bereket götürüyoruz ama küfür yiyoruz."

'TRABZONSPOR'UN ŞİKE BELGELERİNİN OLMASI LAZIM'

"UEFA burada hapis yattığımız için suçlu olduğumuzu düşündü. Yargının oradaki gibi olduğunu sanıyorlar. Hiçbir kanunun değişmesini istemedik. 58. Madde'nin bizim için değiştiğini söylediler ama sadece biz tahliye edilmedik.
Fezlekede 'Fenerbahçe yöneticileri, Trabzonspor’un yaptığı şikeyi önlemek için çalışma yaptı” diye bir ifade var.

O zaman Trabzonspor’un şike belgelerinin olması lazım. Eğer yoksa koskoca kulübe iftira atıyorsun. Varsa, belgeler nerede? Bizi dinleyenler, mayıs ayından sonra Trabzonspor'u dinlemeyi neden bırakmışlar?

'Tarla' deyip duruyorlar. İddianamede Trabzonspor'la ilgili uzun don var, balık var, demir var, hoca var. Bunlar ne demek? Trabzonsporlu yöneticilerin Ankaragücü'nün yöneticileriyle yaptığı görüşmeler neden konuşulmuyor?

Trabzonspor-Sivasspor maçıyla ilgili çok ilginç bir konuşma yazılmış... Mecnun Başkan, Zeki Mazlum'a 'Sizinkiler 1 milyon canlı parayla buraya geldi' diyor. Zeki Mazlum, Mecnun Başkan'a, 'Trabzonlu işadamları 5 milyon dolar verir hele parti teşkilatı...' diye cevap veriyor.

Bana bunların neden konuşulmadığını açıklayın. Neden sadece Fenerbahçe'nin üzerine gidldiğini söyleyin."


'BİZİ AĞIR CEZA'DA YARGILAMAK İÇİN KILIF BULMALARI GEREKİYORDU'

"Beni Ergenekon davasıyla ilişkilendirmek istediler. Silahlı örgüt üyeliği şüphesiyle telefonumuzu dinlemişler. Biz, futbolda şiddetin önlenmesine dair bir yasa için destek verdik. Bizim suçlanmamıza dayanak olacak bir kanun çıkardılar.

3 Temmuz'da bizi gözaltına aldılar, bunu tüm kamuoyuna 'şike' diye servis ettiler. Sözde 19 maçta şike vardı ve belgeliydi. 2010/11 sezonunda oynanan son 5 maçın neticesinin önceden belli olduğunu söylediler. Dava bunlarla başladı. Şike davası sebebiyle bizi tutukladılar, kâğıtta öyle yazıyor. Cezayı ise silahlı örgütten aldık. Bizi Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılamak için kılıf bulmaları gerekiyordu. 'Silahlı cebir ve şiddet' dediler.

Dediler ki; 'Şiddet uygulamamışız ama her an uygulayabilirmişiz. Ağır Ceza'ya sevkin bahanesi bu. 19 maçta şike yapıldı diye başlayan davada maç sayısı önce 13'e, sonra 7'ye indi. Buca maçı iddianameden çıkarıldı."

'HİÇBİR ŞEYDEN KORKUM YOK'

"Korkmayın beyler, kimse korkmasın. Burada mahkeme yapacağız. Her şeyi açıklayacağım. Benim hiçbir şeyden korkum yok. Ne hapis yatmaktan korkuyorum, ne de başka şeyden. Aslanlar gibi yatarım. Mahkemede söylemiştim, burada tekrar ediyorum; bu dava, siyasi bir davadır.

2011'de geri çektiğimiz CAS davasından söz edelim. Benim cezaevinde olduğum dönemlerde bu dava geri çektirildi. Şenes Bey, hükûmet yetkilileriyle ve TFF'den birileriyle bir şeyler konuştu. Sonra yönetim kurulundaki arkadaşlara baskı yapıldı ve Fenerbahçe'nin haklı olduğu dava geri çektirildi. Çıkıp açıklasınlar bunu neden yaptıkılarını. Niçin kimse bunu onlara sormuyor?

Şenes Bey, bize '2011'den sonra bu dava tekrar açılamaz' dedi, sonra açtılar. Platini, 'Üzerimizde baskı var' dedi. Kim yaptı bu baskıyı? Hükûmet mi, başka yetkililer mi?

Her şey bizim üzerimize atıldı. Bu memlekette, 'Teşvik, Anadolu kulüplerinin gelir kaynağıdır' diyenler oldu. Onlara neden bir şey olmadı? Türk futbolunda herkes temiz, sadece biz mi kirliyiz? O tapelerden şike yaptığımı ispat edecek bir tanesini söyleyin, kabul edeceğim.

Polis fezlekesi gazetelerde yayınlandı. Hukuki geçerliliği yok ama bununla suçlandık. Bir sürü yalan haber yapıldı. Kıbrıs'a kaçacağım söylendi. Bakın kaçmadım, buradayım. Emenike'nin o her gün yazılan para sayma görüntüleri nerede, neden çıkmadı?

12 Numara, 3 gün önce Fenerbahçe'ye bu operasyonu yapanların yönetimdeki arkadaşlarımızla top oynarken çekilen fotoğraflarını yayınladı. Niçin hiçbir gazetede o fotoğraflara yer verilmedi?"

'UEFA ÇELİŞKİLİ KONUŞTU'

"Genel Sekreter Infantino'nun mektubu, verilmiş bir söz anlamına gelir. UEFA, bu mektubu onların önüne getiremeyeceğimizi söyledi. Ben de onlara 'Bu, bir tehdittir' dedim. Şenes Bey'in asbaşkan olduğu bir kurumun genel sekreterinin yazdığı bir mektubun geçerliliğinin olması gerektiğinii ifade ettim.

'TFF, sizi Avrupa'ya gönderseydi, biz kabul ederdik' diyorlar. Beşiktaş, Avrupa'ya gitti. Onların yöneticileri neden ceza aldı, neden istifa ettiler? UEFA'nın söyledikleri çelişkili."

'FATİH TERİM, TFF BAŞKANI OLABİLİR'

"Bunlar hep spor programlarında konuşuluyor. Saygın bir program yok, iftira ediyorlar, ortamı geriyorlar. (Bir gazetecinin sorusu üzerine) Fatih Terim, TFF Başkanı olabilir. Ben niçin bundan rahatsız olayım? Seçim var, katılır, delegeler seçerse olur. Bu işi yapabilecek bir insan. Ortamı basından bazı kişiler geriyor. Olmayan sıkıntı, varmış gibi gösteriliyor."

'SOW KOŞMAZSA OYNAYAMAZ'

"Ersun Hoca, Sow'u oynatmıyor. Çünü Sow, onun istediği kadar koşmuyor. Ramazan'da oruç tutan Türk çocuklar da vardı, onlar çıkıp oynadı ama Sow oynamadı. Ersun Yanal, bütün futbolcuların en az 12 km koşmasını istiyor ama Sow 9 km koşuyor. Bu yüzden kadroya alınmadı. Gerekeni yaparsa, hoca onu oynatır."

UEFA SÜRECİNİ AVUKAT ANLATTI

Başkan Aziz Yıldırım, UEFA'daki dava sürecini anlatması için sözü Andreas Zalgiris'e bıraktı. İşte avukatın söyledikleri:

"Bu, alışılmış bir dava değil. Bildiğiniz gibi dava, 2011'de başladı. UEFA'daki ilk karardan sonra davalar ikiye ayrıldı. Argümanları ve bunlardan hangilerini İsviçre Federal Mahkemesi'nde kullanacağımızı açıklayacağım.

İlk argümanımız şu; dava, ulusaldı. UEFA'nın da bu davaya bakma yetkisi yoktu ve bir yaptırım uygulaması mümkün değildi. Milan davasını örnek gösterdik ve "2007'den sonra UEFA, ulusal müsabakalara dair yaptırım uygulayamaz" dedik. Sonra UEFA yasası değişti. Sadece 1 yıl ceza verebileceklerdi. Sonra ilginçtir ki, yasa bir daha değişti ve daha fazla ceza verebilme hakkı elde ettiler. Merak ediyoruz UEFA bundan sonra, Türkiye ligindeki 2. sarı kartlar için ceza verebilecek mi? Umarız yapmaz. Gerekçeli kararı bekliyoruz.

2011'de Infantino'nun gönderdiği mektup, UEFA tarafından gönderilen bir deklaredir. Bu, UEFA tarafından verilen bir sözdür. Bunu sunduk ama UEFA görüşümüze katılmadı.

Hukukun temel kurallarındır biridir. Bir suçtan 2 ceza verilemez. Fenerbahçe, 1 defa ceza almıştı ama bir kere daha ceza verdiler.

Müfettiş, sorularımıza 900 sayfalık polis fezlekesi üzerinden yanıt verdi. Sonra Tahkim Kurulu, buna itirazımızı değerlendirdi ve ceza 2 yıla düşürüldü. İlk kararda özellikle 5 maça doğrudan atıf vardı. Öbürlerine yüzeysel olarak atıfta bulunulmuştu. Tahkim Kurulu 8 maç üzerinden karar verdi. CAS'ın bu konuda ne yazacağını da göreceğiz.

İLHAN EKŞİOĞLU'NUN AÇIKLAMALARI
" Ben kendi arabamla gidip teslim oldum. Aziz Yıldırım'ı yerin dört kat altında, en ön zindanda tutuyorlardı. Aziz Yıldırım, gayet dinç görünmeye çalışıyordu ama yorgun ve bitkindi. Beni 4 gün bekletip sorguya aldılar. Avukatım,' Hiç heveslenme, en az 1 yıl hapistesin. Bu tablodan başka şey çıkmaz' dedi."

'FENERBAHÇE ŞİKE YAPMADI'

"Silahlı örgüt suçlaması beni çok şaşırttı. Haberimiz olmadan böyle bir işin içine mi girdik acaba diye düşündüm.Emniyet'te yaşadığım 4 gün, Metris'te kaldığım 1 yıla bedeldi. 4 gün o zindanda kalacağıma, Metris'te 1 yıl yatarım.Ben şike yapmadım. Arkadaşlarım şike yapmadı. Fenerbahçe şike yapmadı."