Aziz Yıldırım: Asıl hedef stadı kapattırmak

Akşam Gazetesi'nin haberine göre tribünlerle Aziz Yıldırım arasında yaşanan gerilimin nedenleri şunlar:

1-Sezon başında kombine verilmeyen o malum grup, Dereağzı ve salonda gövde gösterisi yaptı. 2-Futbolcular, G.Birliği maçında bir grup taraftarın 24. dakikadaki tezahüratı karşısında şoka girdi. 3-Ersun Yanal işin bahanesiydi. Olaylar kasıtlı, organize ve çıkara dayalı. 4-Başkan Aziz Yıldırım, “Bana bağırsınlar ama sahada mücadele eden futbolcuları asla" diyor. 5-ASIL HEDEF STADI KAPATTIRMAK, İYİ NİYETLİ TARAFTARLARIN MAÇA GİTMESİNİ ENGELLEMEK.

Futbolcular tedirgin, Başkan Aziz Yıldırım ve yönetim ise öfkeli. Rize maçı bitmiş… Malum bir grup taraftar, kaleci Volkan’a bağırıyor… F.Bahçe’nin kaptanı, o öfkeli guruba dönerek, “Siz değil, gerçek F.Bahçeli benim” diyor. Gelin bu olayların nasıl çıktığıyla başlayalım. Fenerbahçe Başkanı ve yönetimi ile arası iyi olmayan o malum gruba sezon başında kombine kart verilmeyince, Dereağzı'na gidip, genç takımın maçında gövde gösterisi yapmak istediler. Yönetim güvenlik güçlerinden de destek alarak bir sonraki maçta tesislere girmelerini yasakladı.

YILDIRIM O GRUBA KULÜP ÜYELİĞİ BİLE AÇTI

Arkasından voleybol maçına gittiler. Salon federasyonun da güvenliğin parasını, kırılan koltuklarını bedelini ödeyen yönetim, Beden Terbiyesi’nden salonu kiralayarak oraya da girmelerini engelledi. 24.dakika krizi de G.Birliği maçından çıktı. Hafta içinde taraftarı maça davet eden futbolcular, o gün tribünlerde bir grup taraftarın tezahüratı karşısında şoka girdiler. "Bu kişiler bizi mi desteklemeye geliyor, yoksa moral bozup olay çıkarmaya mı?” diye öfkelerini açık açık ortaya koydular. Ersun Yanal işin bahanesiydi. Aynı grup şampiyonluk gecesinde de “Alex” diye bağırmışlardı. Ne istiyorlardı? Oysa F.Bahçe Başkanı, 1 milyon üye için gittiği her yerde, "Beni seven de, sevmeyen de, muhalif olan da kulübe üye olsun. Derdi varsa kongrede konuşsun" diye o kişilere kulüp üyeliği bile açıyordu.

MAÇTAN SONRA NE İSTERLERSE YAPARLAR

Başkan’ın kızdığı, futbolcuların öfkelendiği şey şu: “Maçın başında, 24. dakikada protesto olur mu? Maç biter, ondan sonra ne isterlerse yaparlar. Ama oyun oynanırken, kimsenin sahadaki futbolcuların, takımlarını izlemeye gelen taraftarların moralini bozmaya hakkı yok." Yani, bu olayların kasıtlı, organize ve çıkara dayalı olduğunu söylüyorlar. Siyasi sloganların perde arkasında "Stadı kapatmak, iyi niyetli taraftarların maça gitmelerini engellemek" olduğunu da tahmin ediyorlar. Başkan Aziz Yıldırım açık açık "Bana bağırsınlar ama sahada mücadele eden futbolcuları asla" diyor. Küçük çıkarcı bir grubun yerine asgari ücret alan, maaşının yarısını maça gelerek harcayan taraftarların mutlu olmalarını istiyor.

G.SARAY’IN DORTMUND MAÇINI HATIRLAYIN

Ve bir şey daha konuşuluyor: "Avrupa'ya hazırlık maçı oynamaya gidemiyoruz. Almanya’dan tut, Hollanda’ya kadar birçok ülkenin polisi, Türk takımlarının taraftarları olay çıkarıyor diye maç oynamaya izin vermiyor." G.Saray’ın Dortmund maçını hatırlayın: Yakılan meşaleler, sahaya atılan yabancı maddeler… Ve kulüplerimizin aldığı cezalar... Yabancı kulüp yöneticilerinin "Lütfen, bizim misafirimizsiniz, stadımıza zarar vermeyin anonsları…" “Marka” diyoruz ama markaya en büyük zararı biz veriyoruz.