Fanatik yazarlarının Türkiye - İzlanda maçı yorumları
Üst düzey konsantrasyon (Mehmet Demirkol)
Öncelikle bu harika yolculuk için tebrikler ve teşekkürler. Konsantrasyonu sadece deplasmandaki İzlanda maçında kaybettik. Sadece 3 gol yedik ve akan oyunda gol yemedik. Mükemmel oynamadığımız anlar ve maçlar oldu ama konsantrasyon hiç kaybolmadı. İşte bu durum bu genç kadro için mükemmel.
Gergindi takım. Bunun temel sebebi İrfan ve Emre’nin yokluğunda merkezde istediğimiz zekada olamayışımızdı. Tabii savunma dörtlüsü ve Mert dışında öndeki 6’lıdan Ozan dışında zirve formunda kimse olmayışı da... Buna rağmen maçın başı ve sonundaki 10’ar dakika dışında oyuna hakim olduk.
Hücumda organizatör olmayışı yanlış şut tercihlerine neden olunca hem akın sürekliliği hem şut kalitesi düştü. Öndeki 3’lü uyumsuz ve tek başlarına işi bitirmeye çalışan oyuncular oldu. Buna rağmen kırılmamak önemli. Orta sahadaki eksikleri giderildiğinde bu takım yenilmesi çok zor bir ekip olacak.
Gecenin sorusu (Mehmet Demirkol)
Bu takım ne kadar ileri gidebilir? İrfan, Cenk, Abdülkadir ve Emre döndüğünde her şey mümkün.
Maçın starı (Mehmet Demirkol)
Savunma 5’lisi hakkında söylenecek hiçbir olumsuz söz yok. Merih sürekli oynamadığında zaman zaman riskli paslar ve hatalar yaptı ama bu nazar boncuğu. Peki kim ekstra oynadı? Umut Meraş olağanüstüydü. Birinci sınıf oynadı.
Maçın olayı (Mehmet Demirkol)
Öğretmenleri, anne ve babaları suçluyorum. Bu büyük ulus bunu hak etmiyor. 300 bin kişilik bir ülkenin Milli Marşı’nı ıslıklamaktan utanmayan gençler yetiştiriyorsunuz. Ve biz hep birlikte utanıyoruz.
Kısa mesaj (Mehmet Demirkol)
Bazı anlar vardır. Üzerine bir tarih inşa edilir. Merih’in çizgiden çıkardığı top sonrası belki yine de finallere gidebildik. Ancak o toptan sonra çok daha ileri gidebilecek bir güven seviyesine ulaştık.
MutluSON (Ali Ece)
Elemeler boyunca ofansif zenginliğimizden çok defansif disiplinimiz ve maçın gerektirdiği ölçüde dengeli hücumlarımızla sonuca gittik. Bu maça kadar zaten kalemizde sadece 3 gol görmüştük, 2’sini duran toptan İzlanda’dan.
Yani öncelikle İzlanda’dan duran toptan ve mümkünse durmayan havadan toplardan da gol yemeyecek bir takımsavunması disiplini sergilememiz gerekiyordu, bunu ilk yarıda fazlasıyla sergiledik. İkinci yarıda da maçın gerektirdiği ölçüde dengeli hücumlarımızla sonuç aradık.
Oyunun bu dakikalarında savunma-hücumdengesi kadar sürekliliği de önemliydi. İzlanda 2. yarıda 78’e kadar degajla bile etkili çıkamadı. Bu “En iyi savunma, hücumdur” doğru felsefesiyle oynadığımız 45-80 arası kolektif açıdan başarılıydı.
80’den sonra İzlanda haldurSON huldurSON da olsa can havliyle üstümüze geldi, neyse ki Merih bir kez daha dünyada savunma sanatının en üst düzeyde icra edildiği İtalya Serie A’ya neden bu kadar genç yaşta transfer edildiğini gösterdi.
Gecenin sorusu? (Ali Ece)
Rakip takımların milli marşlarını ıslıklamasak, daha güzel olmaz mı? Misal ben bizim İstiklal Marşı ıslıklanınca ekstra motive oluyorum, rakipleri ekstra motive etmenin ne manası var?
Maçın starı (Ali Ece)
Merih bir kez daha bir kalecinin yapabileceği kadar kritik bir kurtarışa imza attı.
Maçın olayı (Ali Ece)
Duran, durmayan hava toplarınının %99’unu çok akıllıca savunmamız. Bunun için gerekli çalışmayı yapmış olmamız.
Kısa mesaj (Ali Ece)
Başta Şenol Güneş ve oyuncularımız olmak üzere emeği geçen herkese çok teşekkür ederim.
Taylor için rahat gece! (Deniz Çoban)
Dün akşam oynanan maçın hakemine maç boyunca önemli bir iş düşmedi. Kritik karar vermek zorunda kalmadı. Maç özellikle İzlanda’nın fizik güce dayalı futbolu neticesinde temaslı ve zor geçmeye adaydı. Fakat İzlanda takımı gerçek görüntüsünden uzaktı ve Milli Takımımız karşısında çok sıradan kaldı. Böyle olunca İngiliz hakem ekibinin işi de kolaylaştı.
Her iki takım için de karşılıklı sarı kart hataları yaptı. Göstermesi gereken bazı sarı kartları çıkartmadı. Kaleci hocamızın kırmızısı kurala uygundu. Kural Kitabı’na yeni eklenen ifadeye göre, rakip takım oyuncusunun topu oyuna sokmasını engellemeye çalışmak, teknik kulübede bulunanlar için kırmızı kartı gerektiriyor.
Kazasız belasız.. (Cem Dizdar)
İki takım da oyuna beklendiği gibi ‘hata yapmamayı’ ilke edinerek sakin ve dengeli başladı. Bu nedenle Dünya Kupası ya da Avrupa Şampiyonası’nın açılış maçlarındaki ritmde ilerledi karşılaşma. Bir puanın yettiği Türkiye’nin durumu anlaşılırdı. İzlanda ise zaten hiçbir zaman bundan fazlasını yapmaya kalkışmamıştı.
Onların tarzı; ‘dikkatle bekle, gör, hazırlan ve saldır’ olarak özetlenebilir. Otuzlara kadar böyle aktı maç. O dakikadan sonra özellikle Çalhanoğlu’nun örgütlediği saldırılarla İzlanda kalesini doğrudan tehdit etmese de ateşi yaktı Milli Takım. Cengiz ve Hakan’ın cılız şutları birde Ozan’ın örgütlediği hücumda Burak’ın kafası, o kadar.
Sonra 70’lere doğru yeniden. Ne zaman ki bol pasla topu sahanın tamamında gezdirdi bizim çocuklar, her defasında bir tehdit icat ettiler. Ancak 80’e doğru gereksiz yere ceza alanına büzüşme ve buna bağlı olarak ‘soğuma başladı’. Oysa işler o ana kadar yolundaydı. Ama birden İzlanda’nın en sevdiği işe, ‘duran top’ oyununa döndürdük işi. Biraz gerildik sonlara doğru ama kazasız belasız bitirdik işi!..
Gecenin sorusu (Cem Dizdar)
Biz bu maçı kazanacak bir planla oynayabilir miydik? Bence, ‘Evet’. Bu takım şüphesiz bundan daha fazlasını vaat ediyor. Bu vaat de bundan sonrası için saklı kalsın..
Maçın starı (Cem Dizdar)
Akan oyunda etkisiz İzlanda’nın Burak’ın takiple kornere çıkardığı toptan bulduğu pozisyonu çizgiden savuşturan Merih Demiral. Ya o gol olsaydı?..
Maçın olayı (Cem Dizdar)
Pozisyon vermeden maç tamamladıysak bunda başta Okay Yokuşlu olmak üzere Ozan ile Mahmut’un ‘görünmez payları’ büyük. Hazin ki, bu tip oyuncular ülkede ‘yok sayılır.’
Kısa mesaj (Cem Dizdar)
Neresinden bakarsanız bakın muazzam iş yaptı çocuklar.. Daha fazlasını da yapacaklarından şüphem yok...
Sonuna kadar hak ettik (Metin Karabaş)
EURO 2020 H Grubu’nda hayati maça çıkan Millilerimiz, İzlanda’yı konuk etti. Avrupa şampiyonasına gitmeye hak kazanmak için bir puanın bizim için yeterli olacağı mücadeleye Şenol Güneş beklenen 11’le çıktı. Burak çok yaklaştı. Karşılaşma orta alan mücadelesi ile başladı. İzlanda önde oynamaya çalışırken Millilerimiz orta sahayı kalabalık tutarak rakibini bu bölgede tuttu.
Ay-Yıldızlılarımız, Cengiz’in kanadında İzlanda’nın üzerine gitti. 31. dakikada gole çok yaklaştık. Cengiz soldan ortaladı Burak ceza sahası içerisinde bom boş pozisyonda kafayı vurdu top az farkla üstten auta gitti. Bu atak ilk yarının en net fırsatı oldu. İzlanda’nın yandan atılan uzun ve yüksek ortalarla gol bulma çabası da sonuç vermeyince soyunma odasına 0-0’lık eşitlikle gidildi.
Kontrolü bırakmadık (Metin Karabaş)
Millilerimiz, ikinci yarının hemen başında topun kontrolünü sağladı. Orta alanda son derece başarılı paslaşmalar yapan Ay-Yıldızlıar, İzlanda’yı kendi yarı alanından çıkartmadı. 54. dakikada Burak orta şut karışımı bir vuruş yaptı top üst direkten döndü.
63. dakikada Ozan vurdu top az farkla üstten auta gitti. 75. dakikaya kadar İzlanda tek bir atak dahi geliştiremezken fizik olarak da sorun yaşamaya başladılar. Son bölümde tempoyu düşürdük. 81.dakikada İzlanda gole çok yaşlaştı. Ceza sahasında yaşanan karambolde Merih topu kafayla çizgiden çıkarttı ve skoru 0-0’da tutu.
İzlanda 80’den sonra risk almaya başladı ve kalemize tehlikeli ataklarla geldi. Yusuf sol kenardan direkt kaleyi düşündü top üst direkten oyuna döndü. Kalan bölümde gol olmadı ve maç 0-0 tamladı. Millilerimiz aldığı bir puanla EURO 2020’ye katılmaya hak kazandı.