Fanatik yazarlarının Türkiye - İsveç maçı yorumları
Adalet yoksa umut yetmez (Serkan Akcan)
Milli Takım bir turnuvaya gider, üçünü kaçırır ama hep ayakta kalırdı.
Bu takım son yıllarda o kadar gereksiz tartışmaların odağında ve gelişimden uzaktı ki; ‘bir lig kursalar içine de bizi koysalar kesin küme düşeriz’ savını dün gece nihayete erdirdiler.
Lucescu da Milli Takım’ı küme düşüren ilk hoca oldu. Umut var mı, var. Yıllar sonra yaş ortalamasının 25’e inmesi umut verici.
Bu değişime rağmen Lucescu ışık veriyor mu? İşte orası muamma... Hep bir tuğlayı eksik bırakıyor, seçimlerinde adalet duygusunu sorgulatıyor, oyuna müdahalede yetersiz kalıyor, demeçleriyle şaşırtıyor.
Bir takım düşünün sağ açığı Roma, sol açığı Milan, santrforu Everton’ın oyuncusu olsun, yaş ortalaması 25’e kadar insin, pozitif futbol oynasın, ama kalecisi Belçika’nın vasat ekiplerinden Antwerp’ten gelsin.
Lucescu çok statik kalıyor maalesef. Mahmut’u çıkarıp İrfan Can’ı, Hasan Ali’yi çıkarıp Ömer’i almak iş değil. Son olarak Milli Takım’ın kalesini ülke futbolunun en iyi ve en formda kalecisi korumalı.
Gecenin sorusu? (Serkan Akcan)
Türkiye Ligi’nin en formda kalecisi dururken Avrupa’nın ilk 6 liginin arasına giremeyen Belçika Ligi’nde 13 gol yiyen Antwerp’in kalecisini almakla övünmek neyin kafası?
Maçın starı (Serkan Akcan)
İsveç kazandı, biz düştük ama yine de iyi tarafından bakacağım. Cengiz, ülke futbolunun yeni yüzü. Müthiş bir gelişim içerisinde. Driplingileri, sol ayak içi şutları birinci sınıf.
Maçın olayı (Serkan Akcan)
Çağlar’ın çıkarken kaptırdığı topun dönüp penaltı olması.
Kısa mesaj (Serkan Akcan)
Uluslar Ligi’nde küme düştük artık, C Ligi takımıyız. Önümüzde EURO 2020 var ve Mart 2019’da elemelere başlayacağız. İyi bir kadro var, adaletinden şüphe duyulmayan bir Milli Takım seçicisiyle finallere gidebiliriz. Lucescu da kalacaksa önce adalet diyecek.
Sağolasın Lucescu! (Hakan Can)
Milli takımın başarılı olabilmesi için birçok futbol doğrusunu aynı anda yapabilmesi lazım. Mesela takım savunması! Yapmaya çalışıyoruz yapamıyoruz.
Fizik kalitemizin, atletik becerilerimizin yüksek olması lazım. Gördük ki, Rusya da, İsveç de bizden daha iyiler. Güzel oynanan ilk yarının ardından, birazcık baskıyla darmadağın olduk. Kafası kesik tavuklar gibi koşuşturup durduk. 3 pas yapamadık.
Orta sahada yönlendirici bir liderin yokluğunu yaşadık. Kenardan oyuna müdahale edecek bir teknik adamı da! O da 72. dakikaya kadar seyretti...
Santrforumuz Cenk top tutmalı diyoruz ama onu yapayalnız bıraktık! Cengiz ve arkasındaki Zeki iyi ikili oldular. Zeki bu kadar az deneyimsizken, diğer kanattaki Hasan Ali’den daha etkiliydi. Güçlü, cesur ve en önemlisi oyun içinde devamlılığı var.
Okay da başka bir banko artık. Üçlüye dönersek üçlünün merkezi, 4’lüye dönersek en güvenilir ön libero. Ancak penaltıyı yaptırıp notunu düşürdü. Çağlar bu sezon liginde 80 dakika forma giymiş olmasına rağmen fizik kalitesi çok iyi. Ama abartılı bir özgüveni var! Burası milli takım, defansta sıfır riskle oynamak lazım.
Gecenin sorusu (Hakan Can)
Oyunun lideri kim? Emre lazım değil mi? Oğuzhan bu işi yapamaz, Emre Akbaba da sakat. Kim ne derse desin Emre’nin lisansı olduğu müddetçe Emre’yi milli takıma alırım. Belözoğlu olanı!
Maçın starı (Hakan Can)
Cengiz özgüvenini yükseltmiş. Güçlü, sprintleri rakip için yıpratıcı ve çok iyi bir şutör. Maç boyunca adımıza gelişen tehlikeli atakların çoğunda imzası var. Gelecek onun. Yeter ki eski günlerindeki gibi çok çalışsın, ağabeyleri gibi şaşırmasın!
Maçın olayı (Hakan Can)
Küme düşmek. Böyle mi olacaktı Lucescu? Sevgili Lucescu bizi Dünya Kupası finallerine götürsün diye geldi. Başaramadı. Avrupa Uluslar Ligi’nde de B grubundan C grubuna düşürdü. Harika da oynamıyoruz. Niye onunla devam edelim ki... Ülkenin dövizine yazık...
Kısa mesaj (Hakan Can)
Züğürt tesellimiz. Avrupa Uluslar Ligi’nde biz bir alt gruba düştüğümüze göre, alt grupta birinci olarak katılamayacağımız bir turnuvaya bilet kapabiliriz! Değil mi sevgili hocam!
Virajı dönemedik! (Haşim Şahin)
Bazı futbolcular takımlarındaki performansı milli takımlarda sergileyemiyor ne yazık ki. Bunun geçmişteki en tipik örneği Sayın Aykut Kocaman'dır her halde.
Günümüzde ise bu durumun tartışılmaz örnekleri de Hakan Çalhanoğlu ve Mahmut Pekdemir galiba. İkisi de hiç bir milli maçta kendi takımlarındaki performansın yarısına ulaşamadılar maalesef şu ana kadar.
Dün akşam Konya'da eğer ilk yarıda öne geçemediysek, ana faktör bence Hakan ve Mahmut'un kapasitelerinin altında performans segileyerek yeterli ve gerekli katkıyı bir türlü yapamamasıydı. Zaten ikinci yarının başında o kadar büyük baskı yememizin nedeni de oyunun merkezindeki etkisizliğimiz, yani Hakan ve Mahmut'un etkisizliği, gerekli liderliği yapamamalarıydı.
Lucescu'nun kariyeri saygıyı hakediyor. Ama milli takımızdaki görevi boyunca yaptığı tercih ve öne çıkardığı taktikler konusunda ciddi çekincelerim var benim.
Bunun en önemli kanıtları Rumen hocanın performansı hayli gerilemiş oyunculardaki ısrarı ve ulusal havuzumuzdan yeterince yararlanaması olsa gerek.
Maalesef bu mağlubuyetle sadece 3 puan kaybetmedik. Ne yazık ki, Avrupa Uluslar Ligi'nde küme düştük bu yenilgiyle ve bundan böyle C gurubunda mücadele edeceğiz artık.
Şimdi soru şu; Acaba Sayın Lucescu değil de Samet Aybaba, Yılmaz Vural, Mustafa Denizli veya Aykut Kocaman, yani yerli bir teknik direktör ulusal takımımızın başında olsa, sonuç bundan daha iyi olmaz mıydı acaba?
İlk yarıda bitirmeliydik (Metin Karabaş)
Yeni bir yapılanma içerisinde olan Milli Takımımız, Konya’da İsveç’i konuk etti. Uluslar Ligi mücadelesinde Lucescu, Yunus Mallı’ya ilk 11’de şans vererek sürprize imza attı. Maç öncesi ısınmada sakatlanarak kadrodan çıkartılan Serdar Aziz’in yerine ise Kaan sahaya çıktı.
Cengiz büyüledi (Metin Karabaş)
Millerimiz maça çok iyi başladı. İlk dakikada Cengiz uzaktan çok sert vurdu, kaleci zor da olsa topu kornere tokatladı. Golden sonra da hücum organizasyonlarında başarılı olan oyuncularımız hızlı ataklarla çıktı. Orta alanda, özellikle Cengiz son derece etkiliydi.
İsveç yarı alanına topu taşımakta zorlanmayan Ay-Yıldızlılar’da Cenk fırsatları değerlendiremedi. İsveç ise en ciddi tehlikeyi 23’te yakaladı. Sinan topu elinden kaçırdı, İsveç bu hata sonrası gole çok yaklaştı.
İlk yarı boyunca sahada futbol adına doğruları yapan, fakat bunu skora yansıtamayan Ay-Yıldızlılar soyunma odasına 0-0’lık beraberlikle gitti. İlk yarıya damga vuran oyuncumuz ise Cengiz Ünder oldu.
Baskıyı kıramadık (Metin Karabaş)
İkinci yarıya İsveç iyi başladı. Orta sahada baskıyı kuran konuk takım ceza sahamıza etkili geldi. Bu bölümde bizim orta alanımız düştü ve savunmamız geriye çekildi. İleri uçta ise Cenk etkisiz oyununu sürdürdü. 71. dakikada Okay rakibini ceza sahasında düşürdü ve hakem penaltı noktasını gösterdi. Atışı kullanan Granqvist topu ağlara gönderdi: 1-0.
Bu golden sonra İsveç tempoyu düşürdü. Biz ise gerekli yaratıcılığı gösteremedik. Özellikle ilk yarıdaki fırsatları değerlendiremeyen Milliler tecrübe kazandıkça ve beraber oynadıkça daha iyi sonuçlar alacaktır. Tabii bunun yanı sıra gerçek bir lider oyuncu eksiğimizi gidermeliyiz. Rakibimize 1-0 yenilerek, Uluslar Ligi’nde C Ligi’ne düştük.