Fanatik yazarlarının Galatasaray - Paris Saint Germain maçı yorumları
Özrü/bahanesi var! (Mehmet Demirkol)
Fatih Terim’in 5-3-2/3-1-2-4 varyasyonunun birkaç anlamı var. Donk’u savunmanın merkezinde kullanıp hem defansı hem orta sahayı kalabalık tutmak istedi. Nzonzi’yi savunmanın içine gömülmekten kurtardı. Seri ve Belhanda ile çıkmak istedi. Babel ile de Falcao’yu yalnızlıktan kurtarma peşindeydi. Hem de ön alan presi yapmayı amaçladı.
Bu enine değil biraz dikine dizaynın genel olarak işe yaradığını söylemek lazım. Tabii Muslera’nın direnciyle.
Eksik kalan ise özellikle 2. yarıda arkaya kaçırılan oyuncular oldu. Böyle bir hücum gücünü arkaya kaçırdı diye savunmaya kızmak doğru değil.
Ancak çıkarken yapılan kolay top kayıpları ve kalabalık orta sahaya rağmen baskı kurmamak üzerinde durulabilir. Gerçi bunun da bir özrü/bahanesi var tabii. Çünkü PSG’de hemen herkes savunma arkasına kontrol edilmesi çok zor toplar atabiliyor. Hangi birini baskılayacaksın?
Gecenin sorusu (Mehmet Demirkol)
Ne yapıp ne edip Nzonzi’yi ileri çekmek lazım. Lemina bu oyunda olsaydı çok şey değişmez miydi?
Maçın starı (Mehmet Demirkol)
Her zaman olduğu gibi Muslera daha maçın başından direnç noktası oldu. Buraları seviyor. Ve her zaman konsantre. Abartıyor muyum bilmiyorum memleketteki kaleci patlamasında bile rolü olabilir.
Maçın olayı (Mehmet Demirkol)
Donk tercihi hem de Feghouli’yi dışarıda bırakmak zor bir karar. Hızlı oyunculara sahip değilken bu kadar tempolu bir rakibe karşı takımın şeklini değiştirmek mantıklı. Bu oyun merkezini daha ileri çekerek ligde de kullanılabilir.
Kısa mesaj (Mehmet Demirkol)
Artık ligde saçma sapan tartışmalarla boğuşmayı bırakıp ritmi yükseltmemiz lazım. Bu seviyeye yetişmek bu şekilde çok zor.
Yetmedi (Ali Ece)
Bu ultra zengin PSG’yi sadece kendi güçlü oyununu oynayarak sürklase edip yenebilecek çok az takım var. Ancak bu sezon Fransa Ligue 1’de de gördüğümüz gibi bu PSG’yi bozarak oynarsanız şansınız olabiliyor. O yüzden Donk’un savunmanın tam ortasında hem kesici hem de top çıkarıcı olarak konumlandığı 3-5- 2’ye dönüş, Süper Lig’de bir türlü işlemeyen 4-3-3’ten çok daha iyi bir plandı.
Bir de Belhanda maskenin de etkisiyle bu kadar standardının altında oynamasaydı, Galatasaray’ın 15. dakikadan sonraki oyununu toparlaması skora da yansıyabilirdi.
Şansını artırır (Ali Ece)
Bu birer kenar oyunculu formasyonda, beklerin ofansif açıdan daha verimli olup Falcao’yu daha fazla topla buluşturması gerekiyordu. Galatasaray’ın oyununu skora yansıtamamasının sebeplerinden birisi de bu oldu. Galatasaray, PSG karşısındaki oyununu geliştirirse gruptaki şansını arttırır. Lakin mutlaka iç sahadaki diğer iki maçını da kazanması gerekiyor.
Gecenin sorusu (Ali Ece)
Mbappe gerçekten insan mı yoksa arkasında gizli bir hız motoru falan mı var? Yetenekler nasıl geliştiriliyorsa, biz de o metodu Türk futbolunda uygulayalım!
Maçın starı (Ali Ece)
Muslera kurtarışlarıyla Galatasaray’ı uzun süre maçta tuttu. Nzonzi, Donk ve Seri çok iyiydiler. Ancak maalesef sahanın en iyisi Di Maria’ydı. Arjantinli halen dünyanın en iyi faal futbolcularından birisi.
Maçın olayı (Ali Ece)
Tuchel yetenekli ama saha içinde istedikleri olmayınca kontrolü kaybeden bir hoca, gördüğü sarı kart da bunun emarelerinden bir tanesiydi. Bazen bakışları Bakırköy’deki hastane bahçesindeki heykelin yüz ifadesini andırıyor!
Kısa mesaj (Ali Ece)
Fatih Terim kulübeye dönmekle kalmadı, taktiksel açıdan da takımı resetledi.
Büyük futbol farkı...
Fransızlar daha ısınırken, ciddiyetleriyle bana ‘eyvah’ dedirtti. Gerçek şu ki, öğrenmemiz gereken daha çok şey var, futbolumuz içi obruklardan kurtulabilmek için! Doğru uygulamalar hamili her Avrupalı, dönem itibarıyla bizim için sıkıntı. PSG’de bu tarif içinde, hatta başında.
Geçmişte Ali Sami Yen’de 4 attığımız ve Paris’te son tangocu Sloven hakem marifetiyle, Sarı- Kırmızılılar’ı eleyen PSG milenyumla beraber almış başını gitmiş. Galatasaray’da alıp başını giden ise; mal, mülk, borç, harç ve dert! Fatih Terim, Luyindama ve Marcao’yu marke etme adına Donk’u da katmış aralarına.
İlk 18 dakikada 3 gol yer, abandone olurduk valla. Seri şutu biraz vites arttırsa da gol gelmedi ve devre 0-0 bitti. İkinci yarı vitesi daha da yükselten konuğa herkes direndi de, en fazla Muslera direndi. Fakat 52’de İcardi durumu 1-0’a taşıdı. Öyle de bitti. Skor az olsa da, futbol anlayış ve uygulama farkı çok büyük, iki rakip arasında!
Gecenin sorusu (Oğuz Dizer)
Daha önce çok daha az harcamalarla, kolayca yendiğimiz rakipler karşısında bu hale gelme adına bunca harcamaya, hatta batmaya değer mi Allah aşkına?
Maçın starı (Oğuz Dizer)
Muslera... Neler çektiğini bir Allah biliyor, bir de kendisi! Donk kesinlikle bu eziyetin şahidi.
Maçın olayı (Oğuz Dizer)
Polonyalı hakemin Alman Thomas Tuchel’e zılgıtı çekmesi ve sarı kartıyla kulübe içine çakması. 2. Dünya Savaşı yaraları ve kini daha sarılmamış belli!
Kısa mesaj (Oğuz Dizer)
PSG’li Fransızlar’a karşı, bizim Fransızlar Fransız kaldı! Bizimkiler daha iyi olsalardı zaten, buradakiler orada; PSG’dekiler de burada olurlardı. Değil mi?
İyi futbol, kötü sonuç (Metin Karabaş)
Şampiyonlar Ligi A Grubu ikinci maçında Galatasaray, Paris Saint German’i konuk etti. Sarı-Kırmızılı takımda Fatih Terim, Donk’a forma verirken, Feghouli’yi yedek soyundurdu.
Disiplinli oyun (Metin Karabaş)
Maça Fransız temsilcisi önde kurduğu baskı ile etkili başladı. Tuchel’in takımı hem orta alanda hem de hücumda yoğun bir pres uyguladı.
11. dakikada Di Maria ceza sahasında vurdu, Muslera son anda kornere tokatladı.
İlk 15 dakikalık bölümün ardından Galatasaray oyunda dengeyi kursa da ileride çoğalmakta zorlandı.
18’de Galatasaray çok organize geldi. Belhanda’nın pasında Seri vurdu, top az farkla auta çıktı.
Temsilcimizde özellikle Marcao ve Mariano savunmadan çıkarken yaptıkları pas hataları ile Fransız temsilcine bir hayli fazla top kaptırdı.
Oldukça yoğun tempoda geçen ilk yarı 0-0’lık eşitlikle tamamlandı.
Luyindama uyudu (Metin Karabaş)
İkinci yarı da yüksek tempoda başladı. 49. dakikada Seri serbest vuruşta direkt kaleyi düşündü, Navas son anda kornere tokatladı.
51’de Luyindama, Di Maria’yı kaçırdı ve yıldız oyuncu Muslera ile karşı karşıya kaldı. Di Maria’nın vuruşunda Muslera net bir golü önledi. Bir dakika sonra yine Luyindama arkada Icardi’yi unutunca, yıldız oyuncu için golü yapmak zor olmadı: 0-1.
Golün ardından Fatih Terim, Belhanda- Feghouli, Babel-Andone değişikliklerini yaptı. 70. dakikadan sonra Galatasaray’da fiziksel düşüş başladı.
76’da Mbappe vurdu, Muslera köşeden çıkarttı.
Temsilcimiz son bölümde golü arasa da başarılı olamadı. Galatasaray sahadan 1-0 yenik ayrılarak, iki maç sonunda bir puanda kaldı.