Fanatik yazarlarının Fenerbahçe BB Erzurumspor maçı yorumları
Fener’e soğuk duş! (Erman Özgür)
Yeni bir teknik direktör için ilk maçta kiminle oynadığın çok önemli bir detaydır. Daha sezonun ilk yarısı bitmeden Fenerbahçe’nin 3. teknik direktörü olarak sahaya çıkan Ersun Yanal için Erzurum çok uygun bir rakipti.
Maçın başında yakalanan pozisyonlarda Slimani’nin gol kaçırma hastalığı devam etmesine rağmen kaliteli kenar ortalarında Ayew ve Skrtel attıkları gollerle arzulu başlayan Fenerbahçe’ye skoru getirdiler. 2. yarıya Emrah Başsan ve İbrahim Akdağ hamlesi ile başlayan Mehmet hoca bu hamlenin karşılığını çok çabuk alıp golü bulunca topa daha fazla hakim olup, Fenerbahçe kalesine daha kolay geldi.
Valbuena ve Mehmet Ekici’nin yorulması, kaçan goller maçın kalanının daha dengeli oynanmasına sebep oldu. Bu dengeli oyunun getirdiği tedirginlik ile son saniyelerde Mehmet hocanın son hamlesi de karşılığını verdi ve Thy attığı gol ile adeta soğuk duş etkisi yaparak takımına altın değerinde 1 puanı kazandırmış oldu.
Gecenin sorusu (Erman Özgür)
Ersun Yanal ile ilk maçta Fenerbahçe’de ne değişmişti ? Özellikle maçın ilk yarısında hissedilen istek ikinci yarıya taşınamadı. Yani bu maç özelinde Fenerbahçe’nin oyununda büyük bir farklılık yoktu.
Maçın starı (Erman Özgür)
Bu maça özel olarak maçın yıldızını saha içinden değil kulübeden seçmek lazım. Mehmet Özdilek maçın içinde yaptıkları değişikliklerle geri dönüşün kahramanı oldu.
Maçın olayı (Erman Özgür)
Ersun Yanal mutlaka Mehmet Topal, Ayew, Benzia, Barış, Mehmet Ekici gibi oyuncuların performansını arttıracaktır. Ancak Slimani nasıl düzelir bilemiyorum. Bu kadar kolay pozisyonlarını harcayan Slimani’nin yerine Ayew’in en önde oynaması çok uzak ihtimal değil.
Kısa mesaj (Erman Özgür)
Belki yorgunluklar üzerinden yapıldı ancak Fenerbahçe’nin kaybettiği 2 puanın en önemli sebeplerinden biri olarak oyuna giren oyuncuların katkı vermemesi de gösterilebilir.
Savunma bazen gerekli sanki! (Zafer Büyükavcı)
“Fenerbahçe savunma yapmaz, yaptırır” demişti Ersun Yanal yıllar önce... Dün gece Erzurumspor, Fenerbahçe kalesine ilk şutu 46. dakikada atabildi. Zaten bir dakika sonra da ikinci şutta golü buldular. Dakikalar 42’yi gösterdiğinde Fenerbahçe’nin rakip ceza alanında topla buluşması 14, Erzurumspor’un ise sıfırdı.
Konuk takım, ilk kornerini de 70. dakikada kullandı. İlk yarı bittiğinde topla oynama yüzdesi de 70’e 30 Fenerbahçe lehineydi. İlk yarı Ersun Yanal’ın ve aslında bütün Fenerbahçeliler’in istediği takım vardı sahada... 45 ile 58 arasında Süper Lig’e dahi yakışmayan bir başka takım... 70 ile 90 arasında, ne yaptığını bilmeyen, özgüvensiz bir başka takım...
Ersun Yanal, ilk 45’teki takımı 70’li 80’li dakikalara çıkartırsa işler düzelir. Fakat bu sadece Yanal ile olacak bir başarı öyküsü değil. Slimani ve hatta Ayew ile olmaz. Ali Koç ve yönetiminin Ocak performansı, en az Ersun Yanal’ın performansı kadar önemli... Bu arada savunma ara sıra gerekli hocam, en azından bu takıma!
Gecenin sorusu (Zafer Büyükavcı)
Fener’in kusursuza yakın oynadığı ilk 45 dakikada, farklı bir onbir mi sahadaydı? 4 günde ne değişti? İkinci 45’te başka bir takım mı vardı sahada? Bu, sadece futbol bilgisiyle açıklanamaz!
Maçın starı (Zafer Büyükavcı)
Emrah Başsan... 46. dakikada oyuna girdi, topla ilk buluşmasında golünü attı. O gol, Fenerbahçe’nin dengesini alt üst etti. Sonrası malum; Kadıköy’de hem de bu atmosferde 1 puan, galibiyet kadar önemli.
Maçın olayı (Zafer Büyükavcı)
Fenerbahçe’nin kaleyi bulamayan bir santrforu var; Slimani... Fenerbahçe’nin oyunu 1 metre dahi öne taşıyamayan, en önemli anda frikiği dağa taşa yollayan bir 10 numarası var; Benzia...
Kısa mesaj (Zafer Büyükavcı)
Yine de enseyi karartmasın Fenerbahçeliler... Çünkü Ersun Yanal belli ki bir hava getirmiş tribüne ve hatta saha içine... Fakat biraz önce de dediğimiz gibi; Transfer şart.. Ve mümkünse Comolli’nin karışmadığı!
Yanal başladı, Cocu bitirdi (Serkan Akcan)
Ersun Yanal’ın gelişi Fenerbahçe’ye ilk yarıda büyük bir iştah ve 2 gol kazandırmış olabilir. Fakat ikinci yarıda Erzurumspor’un oyuncu ve plan değişimi ‘Yanal oyunu’nu bozdu. Erzurum karşısında ilk yarıda değişen nederseniz; Beklerin ısrarla sıfıra inme teşebbüsleri ve ortayı onların yapmaları forvetleri ceza sahasına daha fazla soktu.
Dönen toplar için minimum 2 oyuncu ceza yayına koşu yaptı, vuramasalar bile topun Fenerbahçe’de kalmasını sağladı. İştah ve topu geri kazanma isteği o kadar belirgindi ki, her top kaybı sonrası herkes rakibin üstündeydi. İkinci yarıda Özdilek’in Emrah Başsan ve İbrahim Akdağ hamleleri çabuk karşılık buldu.
Fenerbahçe’nin iştahı yerini bol pas hatasına bırakınca topu kazanma süresi uzadı. Fenerbahçe, önde basan Yanal takımından geri çekilen Cocu takımına çevrildi. İyi savunma yapmakla, savunan takım olmak birbirinden çok farklı. Reyes girdikten sonra Fenerbahçe savunan takıma dönüştü. Ersun hoca, Yanal gibi başlayıp Cocu gibi bitirmenin bedelini ödedi.
Gecenin sorusu (Serkan Akcan)
Slimani koşan santrfordan atan santrfora ne zaman evrilecek? Koşanı bulmak kolay, atanı bulmak zor. Aksi halde Frey’den artısı ne?
Maçın starı (Serkan Akcan)
Erzurumspor Teknik Direktörü Mehmet Özdilek 2-0’a rağmen geri adım atmadı. Emrah ve İbrahim değişimiyle önce topu aldı ardından da puanı.
Maçın olayı (Serkan Akcan)
Ersun Yanal’ın 88’de Ayew ile Reyes’i değiştirerek geri yaslanması ve uzatmalarda gelen Erzurumspor golü.
Kısa mesaj (Serkan Akcan)
İlk 45 dakikada ‘Yanal oyunu’ndan pasajlar izlesek de tam performans için atan bir santrfor ve total kalite artırımı şart.
Sıkıntı büyük Ersun hoca! (Mehmet Ali Sabuncu)
Havanın sisli olmasına rağmen Ersun Yanal’lı takımlarını net görmek için Kadıköy yine kalabalıktı. 2 günde ne kadar etki edildi bilinmez ama yeni anlayış ve inançla Erzurum maçı başladı. 2’de Skrtel’in kale sahasına yaptığı ortada top Valbuena’dan önce Sehiç’in ellerinde kaldı.
7’de ceza alanında Valbuena’nın aşırttığı topla buluşan Slimani’nin şutu falsolu ama isabetsizdi. 11’de Slimani’nin kale ağzında golü kaçırması Kadıköy’de protesto edildi. 18’de Slimani ile başlayan atakta Isla sağdan kesti, uzak direkte Ayew kafayla skoru değiştirdi: 1-0.
25’te Erzurum’un kaleye gelen ilk şutunda Harun rahattı. 27’de başrolde Valbuena vardı, korneri kullandı, kale önünde Skrtel kafayla durumu 2-0 yaptı. Oynanan futbol alkış alırken 36’da Valbuena’nın vole ile gol denemesi Sehiç tarafından önlendi. Devre 2 golle bitti.
90+2’de denge geldi (Mehmet Ali Sabuncu)
İkinci yarı Sunu’nun şutuyla başladı, iyi yer tutan Harun golü önledi. 48’de Emrah kale önünde düzgün vurdu ve farkı bire indirdi: 2-1. Maça iyi başlayan Erzurum’un baskısını kırmaya çalışan Fenerbahçe’de 53’te yine Slimani şaşırtmadı ve altı pastan topa vuramadı!
57’de Ekici’nin şutu az farkla dışarıdaydı. 5 dakika sonra Eljif denedi, olmadı. 71’de Benzia, Ayew’i pozisyona soktu ama Sehiç erken davranıp yatarak gölü önledi. 84’te Eljif’in boş bozisyonda düzgün vuramaması Kadıköy’ü çıldırttı.
3. golü bulmak için Topal’ın gayreti müthişti, ama olmadı. 90+2’de Erzurum’un Lennart Thy ile attığı gol Fenerbahçe’nin nasıl bir sıkıntıda olduğunu yeni hocalarına gösterdi. Mehmet Özdilek ve ekibini de tebrik etmek lazım.
Farkı gördük! (Haşim Şahin)
Fenerbahçe'de bu sezon en çok eksikliği hisedilen olgu ortak akıldı, Yani uyum, kollektif düşünce ve birlikte hareket edebilmek. Bütün bunların en ayrıntılı açılımı şudur; Grubun elemanları birbirine inanacak, ortak hareket ederek biirbirleriniin emeğini, eforunu tamamlayacak ve aynı amaç etrafında kenetlenecek,
Fenerbahçe, Ersun Yanal'la bu kavramların önemli bölümüne kavuştu işte. Marcel Desailly kendi hayatını anlatan kitapta şöyle demiş; "Futbolcular koca çocuklar gibidir, sürekli onları yönlendirmek, teşvik etmek gerekir"
Bu yönlendirme ve teşvik etmenin ilk adımı da bana sorarsanız antrenmanlarda atılır. Eğer teknik direktör (Sayın Ersun Yanal'ın yaptırdığı gibi) antrenmanları çocukların zevkten dört köşe olduğu bir oyuna dönüştürürse, o grubun oyun iştahı, kazanmak amaç ve iradesi tavan yapar, bundan kuşkunuz olmasın. Nitekim Sayın Yanal'ın yaptırdığı bir kaç antrenman bile Fenerbahçeli futbolcuları hayata döndürmeye yetmiş bile.
Yıllardır ısrarla altını çiziyorum ki, bir takımın başarısında teknik direktör katkısı en az yüzde kırktır. Çünkü teknik direktör ilk düğme gibidir, bu gerçeği yadsımak en hafif deyimiyle havanda su dövmektir. Ve bir iddiam da şudur; eğer Slimani, Sporting Lizbon'daki Slimani olsa daha ilk yarda 4-0'ı yakalardı Fenerbahçe.
Fenerbahçe 2-0'ı yakaladığı halde maçı kazanamadıysa bunun ana nedeni mental yorgunluk ve Benzia başta olmak üzere skoru belirlemek yeteneğine sahip futbolcuların kendilerini inkar eden performansıydı bence.
Misal, Mathieu Valbuena. İki ucu keskin bıçak gibi resmen Fransız futbolcu. Gördüğünüz gibi 3. bölgede topu kaptırdı ve o top Fenerbahçe fileleriyle Erzurumspor'un golü olarak buluştu. Ama aynı Valbuena hemen akabinde harika bir pas verdi fakat Slimani gol orucunu bozmamakta diretti maalesef.
Olsun, sorun değil. İnanıyorum ki, bu Fenerbahçe, Ersun Yanal yönetiminde ligin ikinci yarısında Avrupa Ligi biletini kazancak bir performans gösterecektir. Zira teşhis ve tetavi ustasıdır Sayın Yanal.
Slimani, Valbuena, Benzia başta olmak üzere ya kalitelerinin gereğini yapacaklar yada kulubeye mahkum olacaklar. Tabii aynı şeyler Elif Elmas için de geçerli. Bu kadar savruk, kontsantrasyon zaafıyla oynarsa Makedon futbolcu ligin ikinci yarısında formaya hasret kalır kesinlikle.
Fenerbahçe’nin pas oyunu… (Metin Tükenmez)
Teknik direktör Ersun Yanal’ın göreve başlamasıyla birlikte Fenerbahçe’de neyin değişeceği merak konusuydu. Geleneğinde her zaman topla oynama alışkanlığı olan Fenerbahçe bu özelliğini maçın ilk yarısında fazlasıyla uyguladı.
Öyle ki, oyunun 30 dakikalık bölümü geride kaldığında pas sayısı 233-53 Fenerbahçe’nin lehineydi. Anlaşılan, moral kondisyonu düşük olan futbolculara, Ersun Yanal’ın ilk talimatı oynanan oyundan zevk almaları olmuş.
Ayew’in golü pas oyununun ürünü… (Metin Tükenmez)
Biraz da Erzurumspor’un bıraktığı boş alanlarda top dolaştıran Fenerbahçeli futbolcular ayağa oyunu rakip savunma bölgesinin dar alanlarına taşıyarak pas oyununda adeta gövde gösterisi yaptılar.
Ligimizdeki sıralamayı bilmeyen biri Fenerbahçe’nin bu pas oyunuyla düşme bölgesinde olduğunu öğrendiğinde, inanmazdı. Bu oyun anlayışının ürettiği organize Ayew golü pas oyununun da ödülü oldu. Ancak bu kadar çok pas kazanmanın garantisi olmadığı gibi takıma güç kaybı da yaşatabiliyor.
Oyun rölantiye dönünce… (Metin Tükenmez)
Skor iki farka geldikten sonra, ilk yarının son on dakikasında oyun değişiverdi. Fenerbahçe oyunu rölantiye alınca Erzurumspor ileri çıkmaya başladı. İkinci yarının başında neredeyse skoru eşitliyordu konuk ekip. Bu ne anlama geliyor?
Takım savunmasında ciddi sorunlar… (Metin Tükenmez)
Sorunun birden fazla yanıtı ve yorumu olabilir. Ancak benim aklıma gelen şudur: Fenerbahçe’nin takım savunmasında ciddi sorunları var.
Dakikalar ilerledikçe orta alandaki bazı oyuncuların maç kondisyonu eksikliği genel takım savunmasına da olumsuz yansımaktadır. Mehmet Topal ile Mehmet Ekici sakatlıklar yüzünden yeterince görev alamadılar. Valbuena zaten savunması sınırlı bir oyuncu.
Değişiklikler ikinci yarıdaki oyunu etkilemedi (Metin Tükenmez)
İkinci yarının tamamına yakınında oyunun kontrolü Erzurumspor’un eline geçince, Ersun Yanal da bizimle aynı düşüncede olacak ki, Mehmet Ekici ve Valbuena’yı oyundan aldı.
Bu değişiklik oyunu nasıl etkiledi diye soracak olursanız, fazla bir değişiklik olmadığını söyleyebilirim. Oyunun kontrolü yine Erzurumspor’un elindeydi.
Ancak en azından edinilen skoru elde tutmaya katkı yapması düşünülmüş olmalı değişikliklerin. Ne var ki, Fenerbahçe edindiklerini elinde tutacak kadar sağlam ve dayanıklı bir takım değil…