En 'Yaman' Türk kızı!

Röportaj: Hamit Turhan - Hatice Yücel

Fotoğraflar: Samet Yalçın

Şampiyonluklar gelene kadar alt yapılarda madalya alamadığını ifade eden milli sporcumuz, “Asıl başarı inandığın yolda yürümektir. Ben asla vazgeçmedim ve sonunda kazandım” diye konuştu.

Okul hayatında zorluklarla karşılaştığını anlatan şampiyon tekvandocumuz, “Bana, ‘bir ipte iki cambaz oynamaz’ diyerek okulu ya da sporu tercih etmemi isteyenler oldu. Ben ikisini de tercih ettim ve başardım” dedi.

Son yılların gözde branşı tekvandoda daha hızla yükselen bir sporcumuz var: İrem Yaman. Son yıllarda katıldığı tüm uluslararası organizasyonlardan madalya ile dönen, üst üste iki Dünya Şampiyonluğu elde ederek bir ilke imza atan milli tekvandocumuz, Tekvando Federasyon Başkanı Metin Şahin ile birlikte FANATİK’i ziyaret ederek birbirinden ilginç açıklamalar yaptı. Sözü uzatmadan İrem Yaman’a ve Başkan Metin Şahin’e bırakıyoruz:

“8 yaşında tekvandoya başladım. Babam tekvando antrenörüydü. Aslında herkes babamın yönlendirdiğini düşünür ama sporcu olmamı daha çok annem istedi. Evlilik yıllarının başında, babam aktif olarak spor yapıyormuş. Daha sonra hakemliğe başlamış. Annem de o zamanlar, ‘İnşallah çocuklarım da babaları gibi olur’ diye düşünürmüş. O çok istiyordu ve biraz da tez canlıdır. Babam ise bu konuda doğru zamanı bekleyip, spora başlatmak istiyordu. Çünkü çok erken başlandığında da çocuklarda bıkkınlık olabiliyor ve olimpik seviyeye gelemiyor. Hâl böyle olunca, annem tez canlılık yapıp, ablam ile ikimizi bir spor salonuna yazdırmış. Sonra da babam görevi üstlendi ve bizim antrenörümüz oldu. Spor salonu açtı ve orada çalışmaya başladık.”

‘Rol model olmak çok hoş bir şey’

Beni gören herkes sosyal medyadan yorum yapıyor. ‘Çocuğumu senin sayende tekvandoya yönlendireceğim’ diyenler bile var. Buna çok seviniyorum. ‘Bizim oturduğumuz semtte nerede spor yaptırabiliriz’ şeklinde sorular geliyor, insanlar benden ilham alıyor. Bu da beni çok mutlu ediyor, şampiyonluk kadar güzel.”

‘Ailemden uzak kalmak en zoru’

“Her şey bir tarafa aileden uzak kalıyorsunuz. Ne kadar çok zorluk yaşarsan sonunda hep güzel şeyler senin oluyor. Bu yüzden bunun tadı paha biçilemez oluyor.” ‘İnat edince yapamayacağız şey yok’ “Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi mezunuyum, şu anda da Selçuk Üniversitesi’nde yüksek lisans yapıyorum. Genelde spor ve eğitim yürümez diye bakılıyor. Ama ben 4 yıllık lisans eğitimimi 3 yılda bitirdim. Yani isteyince, inat edince yapamayacağınız şey yok.”

‘Zorluk yaşadığımdan üniversiteyi 3 yılda bitirdim’

“Zorluk yaşadığımdan Hacettepe Üniversitesi’ni 3 yılda bitirdim. 2015 Dünya Şampiyonası’nda mücadele ederken bana üniversiteden mail geldi. Üzerinizdeki dersleri silin, çünkü kaldınız, bursunuz kesilmesin. Bu mail üzerine diğer gün maçıma çıktım! Daha sonra Türkiye’ye şampiyon olarak dönmüştüm. Okula gittim ve dersine girdiğimde hocam bana, ‘İrem sen bu derse giriyor musun, uzun süredir gelmiyorsun’ dedi ve dersten kovdu. Sonra dersin sonunda konuştum hocayla, durumu anlattım. ‘Bir ipte iki cambaz oynamaz İrem, birinden birini seçeceksin’ dedi. Ben de, ‘hayır hocam iki cambaz bir ipte yürür, size göstereceğim’ dedim ve üç yılda üniversiteyi bitirdim!”

‘Sporcu olmaktan vazgeçiyorlar’

İşte bu zorluklarla karşılaşınca, sporcular okumaktan vazgeçiyor. Takımdaki genç arkadaşlara soruyorum; ‘Okulu ne yapacaksın’ diye. Onlar da, ‘yok ya okulla spor birlikte gitmiyor’ deyince, kendimi örnek gösteriyorum.

‘Asıl başarı; inandığın yolda yürümek’

“Türk tekvandosunun sembol ismi olmak yük değil, tam tersine motivasyon kaynağım. Çünkü insanlar bana güveniyor, benden bir şey bekliyor. Başarabileceğime inanıyorlar. Bu spora başlayacak olan çocuklar için ilk önce başarı çok önemli. Ama bence asıl başarı, bir yolda inanıp yürüyebilmeleri. Bir işte şampiyon olmak zorunda değilsin. Yaptığın işin içine sinmesi gerekiyor. Tekvondada herkes şampiyon olacak diye bir şey yok. Yeteneğin olur ya da olmaz.

‘Pes etmiş olsaydım burada olamazdım’

“Pes etmiş olsaydım, şu anda buralarda olmazdım. Ayrıca başarıların sadece madalyadan ibaret olmasını istemiyorum. Gelecekteki nesillere yol göstermesini istiyorum. İnatla ve çalışmayla neler yapabileceklerini görmelerini istiyorum. Vazgeçmeden, mücadele ederek bu başarılara ulaşabileceğini göstermek istiyorum.”

‘Sosyal medyayı etkin kullanıyorum’

“Sosyal medyayı çok etkin kullanıyorum. Başarılarımın takdir edilmesi çok güzel bir duygu tabi. Ayrıca bu başarı öykülerimin bilinmesi, ileride benim gibi olmak isteyenler için önemli olduğunu düşünüyorum. Bu yüzde de sosyal medyayı kullanmayı seviyorum. Bu başarı hikayeleri onların inancını ve cesaretini artırabilir.”

‘Zirvede bırakmak istiyorum’

“Sağlığım el verdiği sürece bir olimpiyat daha görmek istiyorum. Her zaman söylüyorum yenilerek değil zirvede bırakmak istiyorum.”

‘Her şeyim totem’

“Benim zaten her şeyim totem. Şampiyon oluyorsam, bir sonraki maça da öncekinde ne yaptıysam aynısını yaparak çıkıyorum. Müsabakadan önce arkadaşım sürekli tarih yazacağız vs. diyor. İnsanların o heyecanı senden önce yaşaması çok güzel bir şey.”

"Tokyo’ya çıkarma yapacağız"

Tekvando Federasyonu Başkanı Metin Şahin, Tokyo 2020’ye dört değil, altı sporcu ile katılabileceklerini belirterek, “Türk tekvandosu adına tarih yazmaya hazırlanıyoruz” dedi.

“Sayın bakanımız bizi kabul ettiler, sevindiklerini dile getirdiler. Maçımıza gelmek istediklerini söylediler ama 19 Mayıs nedeniyle gelemediler. Çifte bayram yaşattık 19 Mayıs’ta. Kendileri sağolsunlar, maç başından itibaren bilgi aktardım, kendisi de aradı. Şampiyonluk beklentisi de vardı. Maç biter bitmez de aradı. Bu konuda her zaman bize destek oldu. Aynı duygularla da desteğini devam ettirecek. Türkiye, 2020’de inşallah beklentisi olan bir branşta, tekvondada varlığını gösterdi. 12 aylık dönemde iyi bir şekilde sonlandırıp, oraya sağlam bir şekilde gidersek 4 değil 6 sporcuyla gidebiliriz.”

‘Şampiyon sporculara sponsorluk gerekiyor’

“Futbol, Türkiye’de ön plandadır. Normaldir, endüstrisi vardır. Onun dışında voleybol, basketbol geniş kitlelere hükmeder. Ama biz geniş kitlelere hükmetmiyoruz belki ama daha geniş kitleye sahibiz. Yani bizim lisanslı sporcumuz, futboldan değil ama diğer branşlardan daha fazladır. Bu da aslında karşılığında bize geri dönüşü olması gereken bir unsur, normalde. Ancak Türkiye’de maalesef bu iş henüz istediğimiz seviyede değil. Tam açılımı yapamadık. Bu şampiyon sporculara birileri çıkıp, sponsorluk yapalım demesi gerekiyor.”

‘Erkeklerde sadece madalya kazanamadık’

“Erkeklerde sadece Dünya Şampiyonası’nda kendimizi gösteremedik. Yoksa diğer şampiyonalarda başarılıydık. Avrupa Şampiyonası’nda takım olarak birinci olduk. Erkek takımının şu anki yaş ortalaması 19,5... Sadece bir sporcumuz var 28 yaşında ve onunla beraber bu ortalama 21.0’e çıkıyor. Genç bir jenerasyon yakaladık, bunun üzerinden de böyle bir risk aldık ama erkekler Dünya Şampiyonası’nda başarısız değildir, başarılıdır. Sadece madalya alamadık. Madalya maçında kaybeden, 3-4 maç kazanan sporcularımız var. O eşiği geçseler belki bronz belki de şampiyon olacaklar. Bu çocukların hepsi bence, gelecekte çok iyi olacak sporcular. Buradan da iddia ediyorum. Olimpiyat kotası içerisine 1-2 sporcuyu katma gayretinde olacağız.”

‘Kesinlikle mazeret olmamalı’

“TRT bizimle beraberdi naklen yayın yapmak için gelmişlerdi. Fakat yayın akışından dolayı veremediler. Galatasaray’ın şampiyonluğuna denk geldi. Bunlar Türkiye’de bahane ama olmaması lazım. Mesela birisi Türkiye’de çok büyük bir taraftarı olan kitleye sahip. Biz de uluslararası alanda çok önemli bir alanda Türkiye’ye ilgilendiren bir başarıya ulaştık. Kesinlikle mazeret olmamalı. Federasyonun sitesinden yayınlanıyor ama biz ilgiyi arttırmak istiyoruz. Bunu yapacak olan devlet kanalıdır. TRT yine yayın yaptı ancak daha iyi olmalı. Türkiye’den kaç şampiyon çıkıyor, onlara bakmak lazım. Neyi vereceksin o zaman! Ülkemizde tüm branşlarda senede 3-4 dünya şampiyonları çıkıyor ve buna vakit ayıramıyoruz. Yayın organlarının hatası.”