MENÜ

Cüneyt Çakır'dan tepki: İlla ki düdük mü asmalı?

FIFA kokartlı hakemimiz Cüneyt Çakır, Türkiye liglerinde her hakem hatasının ardından yapılan baskılardan dert yandı.

Cüneyt Çakır'dan tepki: İlla ki düdük mü asmalı?

Hakem yanlışlarıyla maç kaybedilmesi durumunda birilerinin istifa etmesi gerektiği yolundaki söylemleri eleştiren Cüneyt Çakır, “Ya kötü oynayan futbolcuları, taktik eksiklik gösteren teknik direktörü, hatalı transfer yapan yöneticiyi ne yapacağız? İnsan öğütmekten vazgeçelim” dedi.

2018 Dünya Kupası grup elemelerinde B grubunun en kritik maçında düdük çalmak, doksan dakikanın ardından Portekiz ve İsviçreli yetkililer tarafından tebrik edilmek, Türk futbolunda pek de alışık olmadığımız bir tablo elbette... Cüneyt Çakır’dan söz ediyoruz. Geçtiğimiz salı günü Portekiz ile İsviçre arasındaki final niteliğindeki maçı başarıyla yöneten FIFA kokartlı hakemimiz performansıyla bir kez daha ona güvenenleri yanıltmadı.

Diyeceksiniz ki Portekiz kazanmış, Rusya vizesini cebine koymuş, elbette Portekiz Futbol Federasyonu Başkanı Fernando Gomez soyunma odasına kadar inerek Çakır ve arkadaşlarını tebrik edecek. Gözlemcisi Avusturya Merkez Hakem Kurulu Başkanı Robert Sadlacek de hâkeza. Kaybeden takımın yöneticileri de aynı kutlamaya katılıyorsa, böylesi kritik bir müsabakadan yüzünün akıyla çıkan Çakır’ın hakkını verelim.

FIFA kokartlı hakemimizle Portekiz dönüşü ayağının tozuyla konuştuk. Türkiye’de hakemler üzerinde yoğunlaşan eleştirilerin kendilerini nasıl etkilediğini, uluslararası platformda hakemlerimizin performansını değerlendirdi samimi şekilde.
İşte o maçtan başlayarak Çakır’ın ağzından dinleyelim tüm bunları:

*İki takım adına da çok önemli bir müsabaka idi. İsviçre’ye beraberlik dahi yetiyordu Rusya’ya gidebilmek için. Bizim açımızdan da zorluk derecesi yüksekti. Çok şükür ekibimle birlikte başarılı biçimde bitirdik. Maçtan sonra Portekiz Federasyon Başkanı bizi kutladı. Gözlemcimiz Sadlacek de öyle. İsviçreli yöneticilerin de tebrik etmesi çok gururlandırdı hepimizi. Malum Türkiye’de pek alışık değiliz bu tip tablolara...

‘Zirvedeyiz’

*Dünyada söz sahibiyiz. Salı gecesi 2 final maçında sahada Türk hakemleri vardı. Bizim amacımız hem hakemlik yaşantımız boyunca hem de hakemliğimiz bittikten sonra Türk hakemlerinin büyük turnuvalarda sürekliliğini sağlamak. Uluslararası başarının en önemli kriteri bu. Çok şükür son 10 yıldır bunu sağladık. Biz ve bizden sonraki hakem arkadaşlarımızın hedefi bu olmalı.

*Ülkemiz futbolunun marka değeri ve kalitesi açısından Avrupa’da beş veya altıncı olduğu söyleniyor. Ben de Türk hakemliği için bir şey söyleyeyim. Bu konuda mütevazı olamam. Hakemlerimizin Avrupa’daki performansı ile biz de en zirvedeyiz. Hem uluslararası alandaki performansları, hem temsil yetenekleri ile takdir ediliyor. Dört kıtada düdük çaldım. Gittiğimiz her yerde gösterilen ilgiden ve memnuniyetten anlıyorsunuz bunu. Koşullarımızı anlatıyorum, gıpta ile bakıyorlar bize.

*Bazen kendimizi gündelik başarılara kaptırıyoruz. Uzun vadeli düşünmek lazım. Ben son dönemde yapılan yatırımları bu gözle değerlendiriyorum.

*Başarı başarısızlık kime göre neye göre? Hakem hatasıyla bir takım maç kaybederse bu birilerinin illaki düdük asması ya da istifa etmesi gerektiğini mi gösterir? Ya kötü oynayan futbolcuları, taktik eksiklik gösteren teknik direktörü, hatalı transfer yapan yöneticiyi ne yapacağız? İnsan öğütmekten vazgeçelim.

‘Yoğun baskı var’

*Sporun doğasında hatalar, performans düşüklükleri, karşılanmayan beklentiler var. Hayatın her alanında bu var. Hepimiz birbirimize saygı duymalıyız. Herkes emek veriyor. Özenli olmalıyız. Örnek olmalıyız. Belki farkında olmayanlar vardır diye hatırlatmakta fayda görüyorum. Futbol camiasının içerisindeki önemli isimlerin söyledikleri her kelime her cümle binler, yüz binler tarafından takip ediliyor. Doğruyu ya da yanlışı söylenen o sözler olarak değerlendiren kitleler var. Her zaman pozitif bir dil kullanmalıyız.

*Hakem elbette hata yapacak. İşimizin doğasında yanlış düdük çalmak, hatalı bayrak kaldırmak var. Ama herkes bilmeli ki, bu kadar yoğun baskı altında kimse hakeme yardımcı olmuyor. Futbolcuları, teknik adamları, yöneticileri mutlu etme oranı az. Bu psikolojik baskıya karşın federasyonumuz her daim yanımızda oldu. Adeta can simidi oldu.

‘En iyilerle çalışıyoruz’

Cüneyt Çakır, Süper Lig’de görev yapan hakemlerin bir araya gelerek antrenman yaptıkları, maç görüntüsü izlediklerini söyledi, “Birlikte olduğumuz sürece 19. takım olma şansını yakalayabiliriz” dedi.

Dünyanın en önemli hakem hocalarıyla çalışma şansına sahip olduklarını dile getiren Cüneyt Çakır, ligin 19. takımı olabileceklerini dile getirdi.Jaap Uilenberg ile uzun yıllar beraber olduklarını, kendisinin Türk hakemliğinde devrim yaşatmış bir kişi olduğunu dile getiren FIFA hakemimiz, “Şimdi ise Roberto Rosetti gibi dünya hakemliğinde önemli bir yeri olan dev bir isimle ve çok değerli ekip arkadaşlarıyla eğitimlerimizi sürdürüyoruz. Onların da bize ne kadar değer verdiğini görüyoruz. Bu seviyede eğitim ve seminerler çok az ülkede var. Bize düşen de bunların karşılığını vermek. Tüm hakem arkadaşlarımın bu bilinçte olduğunu biliyorum. Bize sunulan imkanların ve güvenin çok doğru değerlendirmeliyiz” dedi.

Çakır, “Bir maç yönetiyoruz, milyonlarca kişi seyrediyor. Avrupa’da veya dünyanın herhangi bir yerinde sahaya çıkınca Türk hakemliğini, Türk futbolunu, Türk sporcusunu temsil ediyoruz. Bir maçta ekrana görüntü olarak en çok gelen kişinin hakem olduğunu, bilmem hatırlatmama gerek var mı?” diye konuştu.

‘Ekip önemli’

Çalışma koşullarını da anlatan Çakır, şöyle devam etti:

“Bir defa ekip çok önemli. Ben yıllardır Bahattin Duran ve Tarık Ongun ile birlikteyim. Başarı varsa tüm ekibindir. Birbirimizi çok iyi tanıyor ve anlaşıyoruz. Ayrıca Süper Lig kadrosunda bulunan hakem arkadaşlarımızla birlikte her hafta Riva’da toplanıp antrenman yapmak, maç görüntülerini izleyip eğitim almanın çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Biz birlikte olduğumuz sürece tam bir takım olma şansını, ligin 19. takımı olma şansını yakalayabiliriz. Hepimizin birbirimizden öğrenecek çok şeyimiz var. Bugüne kadar bunun yararını çok gördük. Zaten MHK başkanımız Yusuf Namoğlu’nun da bu konuda önemli projeleri olduğunu biliyorum. Umarım en kisa zamanda hayata geçiririz.”

‘Rusya’da olacağız’

“Milli Takımımız, Dünya Kupasına katılma hakkını kaçırdı. İnşallah ülkemizi temsilen biz orada olacağız. Biliyorsunuz bu tür turnuvalarda hakemler uzun süreli bir takip, sürekli performans ölçümleri sonrası belirleniyor. Çok şükür şimdilik iyi gidiyor. Gönlümüz Milli Takımımızın orada olmasını çok isterdi. İnşallah bize kısmet olur. Bütün çalışmalarımızı bu yönde sürdürüyoruz.”

‘Gençler geliyor’

“Hakemlikte sürekli çok çalışmak var. Her ne iseniz, onun üstüne koymalısınız. Her maç daha iyi olmak zorundasınız. Alt ligleri takip ediyorum. Genç arkadaşlarımın gelişimleri için onları kendi analiz ekibime alarak görevler veriyorum ve performanslarını gözlüyorum. Birlikte antrenman yapıyoruz. İçlerinde çok iyi yerlere geleceğine inandıklarım var. Yeter ki mesajı doğru alsınlar. Çok çalışsınlar. Yetenekli ve özgüvenli genç arkadaşlarım geliyor.”

‘Riva mükemmel’

“Bu kalitede bir tesis pek görmedim. Dışarıdan bakınca bunlar görülmese de hakemler, gözlemciler Futbol Federasyonu altında olmalarına rağmen tesislerinde bir toplantı dahi yapamıyorlardı. Şimdi ise seminerler için toplantılar için sıkça gelme, konaklama şansı buluyorlar. Bunlar çok önemli gelişmeler. Genç hakemler için düzenlenmesi planlanan kamplar var. MHK başkanımızın genç hakemlere değer verdiğini biliyoruz. Ve bununla ilgili kamplar yapmak gibi projeleri olduğunu biliyorum. Genç arkadaşlarım da bu beklentilerini zaman zaman bana iletiyorlar. Hakemin, sporcunun gelişmesine katkı sağlayacak her imkan mutlaka kısa ya da uzun vadede geri dönüş sağlayacaktır.”

‘Gurur duyduk’

“Avrupa Şampiyonu olana kadar kimse farkına varmadı belki ama ampute futbolunun gelişimini ben bir süredir gözlemliyorum. Bunun nasıl olduğunu da biliyorum. Kendileriyle gururlandık. Şampiyon olmasalardı bile verdikleri mücadele, milletimizin birliği beraberliğine yönelik verdikleri mesajlar çok önemliydi. Şampiyonluk işin tadı oldu.”

‘Dün, bugün yok’

“Bizim işimizde rehavete yer yok. Hep çok çalışmak gerek. İyi beslenme önemli. Dinlenmeler de en az antrenman kadar önemli. Hakemlikte dün, bugün yoktur. Yarın daha iyi olmak için hep hazır olmak lazım. Bazen fırsatlar iki kere gelmez. Geldiği anda da kimse dönüp size hadi hazırlan demez. Çık sahaya, neysen sahada göster der. O gün ortaya iyi şeyler koymalısınız. Benim ve ekibimin temel felsefesi budur.”

‘Rekabet fazla’

“Türkiye’de rekabeti yoğun bir futbol oynanıyor. İyi futbolcuların gelmesi hepimizi mutlu eder. Ben her şeyden önce bir futbolseverim. Sahada oynanan futbolun kalitesinin yükselmesi, Türk Futbolu’nun marka değerini yükseltir. Futbol, artık bir endüstri. Harcamaların fazla olması beklentileri yükseltecektir. Bu doğal bir sonuç. Şunu unutmayalım ki netice her zaman sahada belli olur. Ben, üst düzey transferlerin tecrübelerini gençlerimize aktarmasını önemsiyorum.”

‘Altın çağı yaşıyoruz’

Türk hakemliğinin Yıldırım Demirören döneminde altın çağını yaşadığını dile getiren Cüneyt Çakır, “Profesyonel hakemliğin sağladığı olanaklar Avrupa’nın pek çok ülkesinde yok. Portekiz’de de profesyonellik var ama bizim yarımızı kazanıyorlar” dedi.

Türk hakemliğinin maddi imkanlar bakımından altın çağını yaşadığını ifade eden Cüneyt Çakır, “Bunu ben değil, tüm hakem arkadaşlarım ifade ediyor” diye konuştu.
Çakır sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sayın Federasyon Başkanımız Yıldırım Demirören döneminde hakemlik adına çok önemli ilkler yaşadık. Profesyonel hakemliğin sağladığı olanaklar Avrupa’nın pek çok ülkesinde yok. Son olarak Portekiz’de meslektaşlarımızla konuştuk. Orada da profesyonellik var ama, bizim kazandığımızın yarısını alıyorlar. Şunun için altını çiziyorum. Profesyonel hakemliğin bize büyük katkıları oldu. Kendimizi daha özgür, güvenli ve mutlu hissediyoruz. Sadece 22 kişi değil, alttan gelen genç arkadaşlarımız için de aynı şey geçerli.”

“Bizim için pek çok şey yapan başkanımızdan bir ricamız olacak” diyerek sözlerini sürdüren Çakır, “En alt kategoriden en üst kategoriye görev yapan tüm hakemlerimizin sağlık sigortasına ihtiyaçları var. Ben bir rahatsızlık yaşamıştım iki yıl önce. Sayın Demirören’in o zamanki desteğini unutamam. Hakkını ödeyemem. Ama gönül ister ki tüm hakem arkadaşlarımız en azından sağlık güvencesine sahip olsun” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Skorer

Haberin Devamı
YORUM YAZ