Şafak Mahmutyazıcıoğlu'dan çok sıcak Burak Yılmaz ve Ozan Tufan açıklaması...
Beşiktaşlı yönetici Şafak Mahmutyazıcıoğlu açıklamalarda bulundu. Transferden, otoparak olayına kadar tüm konulara açıklık getiren Mahmutyazıcıoğlu Beşiktaş Belediye Başkanlığı için gündeme gelen iddiaları da değerlendirdi.

Beşiktaşlı yönetici Şafak Mahmutyazıcıoğlu sessizliğini bozdu. Haber1903'e konuşan Mahmutyazıcıoğlu son dönemde ortaya atılan iddialar başta olmak üzere birçok konuya açıklık getirdi.
Haberin Devamı ›
-FİİLEN AVUKATLIK YAPMIYORUM-
2 senedir avukatlık yapmadığını söyleyen Şafak Mahmutyazıcıoğlu; “Yönetici olmadan önce de şu anda yaptığım işlerin aynısını yapıyordum. Yönetici olduktan sonra ekstra farklı işlere girmedim. Hatta yönetici olduktan sonra yaklaşık 2 senedir fiilen avukatlık yapmıyorum. Restoranım vardı, şu an yine var. Zaten bu söyleşiyi restaurantta yapıyoruz. Başka bir işim yoktu ve hala başka bir işim yok.”
-NEVZAT DEMİR’İN TAHLİYESİ DAVASI İLE BAŞKANLA TANIŞTIM-
Başkan Fikret Orman ile tanışmasını anlatan Mahmutyazıcıoğlu; “Fikret Orman ile 2013 senesinde tanıştım. Ortak bir tanıdığımız vasıtasıyla tanıştım. Kulübün davalarından konu açıldığında beni önermiş. Kendisiyle birlikte Fikret Orman’ın yanına beraber gittik. Konuyu anlattı, o davayı aldık, o şekilde tanıştık. O da meşhur Nevzat Demir’in tahliyesi davasıdır. Orman Bakanlığı’nın Beşiktaş Kulübü’nü Nevzat Demir Tesisleri’nden tahliye etme kararına ilişkin davadır.”
Haberin Devamı ›
-ÇOK SIKI BİR PERFORMANS GÖSTERDİK-
Beşiktaş Kulübü Yönetim Kurulu’na girmesiyle ilgili Şafak Mahmutyazıcıoğlu; “O davalarda biz 2015’e kadar çok sıkı bir performans gösterdik. Davaların çoğunu aleyhten lehe dönüştürdük. Fikret Başkan da sağ olsun birebir çok ilgilendi. O an ki mevcut yönetim kurulunda da hukukçu yoktu. Ondan sonra kendisi bana ‘Seni yönetime almak istiyorum’ diye söyledi. Çocukluktan Beşiktaşlı olduğum için de benim için bir hayaldi. O teklifi üzerine yönetim kuruluna girdim. Sağ olsun beni layık gördü ve listesine yazdı. Hala da devam ediyoruz.”
-KULÜBÜN NEVZAT DEMİR’E YAPTIĞI YATIRIM ÇÖP OLACAKTI-
Ortağı olduğu hukuk bürosu için ortağı adına kesilen 2 milyon TL’lik faturaya açıklık getiren Mahmutyazıcıoğlu; “2013’te başkan bizi çağırdığı zaman kulübün o zaman gündeminde olan çok büyük 2 dava vardı. Birincisi Nevzat Demir Tesisleri’nin tahliyesi… Nevzat Demir’den kulübün çıkarılması söz konusuydu ki kulübün Nevzat Demir’e yaptığı yatırım tamamı devlete kalacaktı, dolayısıyla kulübün bütün yatırımı boşa gitmiş olacaktı. Kulübün yeni bir yere taşındığında o yatırımı tekrar yapması lazımdı. O günkü ekonomik şartlarda da kulübün o yatırımı yapması çok zordu. Kulübün stadı daha bitmemişken bir de antrenman tesisi olmayacaktı. Bir yürütmeyi durdurma aşaması olan bir de sonucunda iptal veya ret aşaması olan davaydı. Toplam 4 davaydı. Bu 4 davanın yürütmeyi durdurma aşaması kulüp tarafından kaybedilmiş, kulübün itirazı reddedilmiş, kulüp tarafından ikinci kez yürütme durdurma talep edilmiş, o da reddedilmiş. Yani davanın % 80’lik kısmı kaybedilmiş, kalan % 20 de ipi çekilmesi beklenen bir aşamaydı. Yanlış gitmiş bir dava. Benim uzmanlık alanım idari yargı. Nevzat Demir Tesisleri’nin nasıl kazanılacağını ilişkin sağ olsun başkan da araştırma yapınca karşısına benim adım çıkıp, iyi referanslar duyunca hakkımda benimle görüşmek istedi. Ben de dosyayı inceledikten sonra ‘Bu davayı buradan çeviririm’ dedim. O dönemde kulübün yöneticisi değildim. Kendisi profesyonel çalışmak istediğini söyledi. O günün şartlarında bir anlaşma yaptık. Beşiktaş Hukuk Departmanı yürütürken dava kaybedildi ve onu oradan alıp bize verdi. Nevzat Demir ile ilgili olan davayı zaten herkes biliyor, dava sonuçlandı, kazanıldı. Nevzat Demir, şu an kulüp adına tahsisli. Yeni çıkan yasayla Nevzat Demir’in olduğu yeri kulübün satın alma hakkı doğdu. İçindeki yatırımı kazandık. Yatırım bize kaldı ve şu anda Türkiye’nin en büyük altyapı akademisi oraya kuruluyor. Kulübün sırf Nevzat Demir davasında kazancı milyonlarca dolar değerinde.”
Haberin Devamı ›
-KENDİ PAYIMI İSTEMEDİM, ORTAĞIM DA 2 MİLYON TL’LİK MAKBUZ KESTİ-
Haberin Devamı ›
Yönetime girmesinin ardından kendi payından vazgeçtiğini ve ortağının da alacağının bir kısmından feragat ettiğini açıklayan Şafak Mahmutyazıcıoğlu; “O dönem ikinci büyük dava Aktif Reklam. Hatırlarsınız kulübe kamyonlar dayayıp kulübün malları haczedilmişti. Kulüp, yaklaşık 10 milyon dolar Aktif Reklam’a borçlanmıştı. Üstelik Aktif Reklam bir kuruş iş yapmadan bunu almıştı. Fikret başkandan önceki dönemde yapılan anlaşmadan doğan bir alacaktı. Yine kulübün hukuk departmanı yürüttü ama en son kulüpten mallar haciz ile götürülmeye kadar ilerledi. ‘Bunu bu aşamada durdurabilir misin, bu malları buradan geri alabilir misin?’ denildi. O dosyayı da inceledik. O gün itibariyle ilk yaptığımız haczedilen malların geri iadesine ilişkin karar çıkarttık. Bugün itibariyle kulübün onlara borcu olmadığına ilişkin menfi tespit davasını kazandık. O davayı da kazandık, bitti ve o da bu sözleşme içerisindeydi. Ama normalde bağımsız bir dava olarak düşünürsek; 10 milyon Dolarlık dava ve % 10 ile sözleşme yapılsa 1 milyon Dolar avukat bedeli istenebilecek bir dava. 1 milyon Dolar, bugün 5 milyon TL ediyor. Biz ise başkanla Aktif Reklam davası dahil bütün davalara karşılık toplam 6 milyon TL’lik kontrat yaptık. ‘Bu iki dava ve kulübün 5 yıllık bütün davalarına bakacaksınız’ dedi. ‘Tamam’ dedik. 6 milyon TL’lik kontrat yaptığımızda 2015’e kadar 1 Lira para almadık. Ben 2016’de yönetime girdim. Davaları kazandık, bitti. Fikret Orman, ‘Seni yönetime alacağım’ deyince o zaman başkanla konuştuk. Ortada 6 milyon Lira’lık kontrat var, biz 2 ortağız, bana düşen 3 milyon Lira, bana düşen payı istemiyorum. Ortağım Oktay ile konuşacağım o da bir kısmından feragat etsin, kalan kısmı da nasıl uygun buluyorsanız öyle ödeyin’ dedim. Ben hiç makbuz kesmedim. O davalarda ciddi emek ve ciddi para harcandı, öyle kolay davalar değildi. Oktay da 2 milyon Lira’lık makbuz kesti. O da herhalde 2 senede falan aldı. Öyle bir seferde 2 milyon Lira ödenmedi. Hala tamamının ödenip ödenmediğini bilmiyorum, bakmıyorum, sormuyorum. O 2 milyon karşılığında kulübün kasasına girmiş para belki de 100 milyon Lira’dır."
Haberin Devamı ›
-YAKLAŞIK 700 TANE HUKUKİ MUAMELE VAR-
Başkan Fikret Orman'ın davalarla ilgili 6 milyon TL'lik harcama yapıldığı konusundaki açıklamasına değinen Mahmutyazıcıoğlu; “Bir kamyon makbuz sunulur. Yaklaşık 700 tane yapılan hukuki muamele var. 6 milyon denilen sadece harç değil. Bir avukatın oraya gitmesi para, geri gelmesi para, başvurmasında yatırdığı harcı para, posta ücreti para, bir ton masraf kalemi var, bunların tamamı para. 700 tane davada Kültür Hukuk Bürosu’nun toplam harcamış olduğu 6 milyon Lira. O da bundan bir sene evvel ki rakamdı. Belki şu anda daha da artmıştır. Bunlarla ilgili kulüpten ben yönetici olduktan sonra 1 Lira para almadım. Kültür Hukuk Bürosu cebinden harcıyor, harcamaya da devam edecek. Şu anda dava 700’ü çok aşmıştır. Çünkü ayda 50-60 tane üstüne ekleniyor. Kesilen makbuz ile ilgili bir kongre üyesinden kulübe şikayet yapıldı. Denetleme Kurulu’nda 6 milyon Lira’lık sözleşme karşılığında yapılan işler denetlendi. Denetleme sonucunda da bir usulsüzlük tespit edilemedi. Bir rapor da var ve Denetleme Kurulu’nda alabilirsiniz. Bir usulsüzlük olmadığı Denetleme Kurulu tarafından da tespit edildi."
-HERKES MAAŞINI ALIYOR-
Beşiktaş Kulübü’nde çalışanların maaşının ödenmediğini yalanlayan Şafak Mahmutyazıcıoğlu; “Beşiktaş’ta kulübün çalışanlarının maaşının ödenmediğini kim söylüyor? Bu yalan bir algı. Ayın başında ödenmesi gereken para bazen ortasında ya da sonunda ödeniyor ama o ay içinde ödeniyor. Beşiktaş’ta mutsuz bir çalışan yok. Geç ödeniyor, doğrudur. Büyük bir ekonomik kriz var. Bir kişi, ‘Beşiktaş Kulübü’nden maaş alamadığı için işten çıktı’ desin, örnek göstersin. Öyle bir örnek yok. Herkes aksine Beşiktaş Kulübü’nde işe girmek için müracaat ediyor. Herkes de maaşını alıyor. Memurlar gibi ayın 1 ile 5 i arasında yatamadığında 15 inde 20’sinde 25’inde yatıyor ama yatıyor. Ülkenin ve kulübün bulunduğu durum ortada. Bu ekonomik şartlarda maaş geciktiği için kimse kimseyi yadırgayabilir mi? Bizim taraftarımız bu konularda inanılmaz hassas. Hassas olması iyi ama dedikodu mekanizması çok fazla. ‘Ödenmedi, zor ödendi’ diye bir şey yok. Beşiktaş Kulübü’nde çalışan herkes maaşını alıyor. Beşiktaş Kulübü’nden çıkan herkes tazminatını, ihbarını alıyor. Kimse Beşiktaş Kulübü’nden alacağı olan bir insan bize gösteremez. Geç almıştır ama mutlaka alıyor.”
-BEŞİKTAŞ BELEDİYESİ BAŞKANLIĞI İÇİN ADIMIN GEÇMESİ NORMAL-
Beşiktaş Belediyesi Başkanlığı için adının konuşulması üzerine Mahmutyazıcıoğlu; “Ben 1998 senesinde CHP’ye kaydoldum. Benim babam 1994-2004 arasında CHP’nin İstanbul’un en büyük ilçelerinden bir tanesinin 10 sene başkanlığını yaptı. Abim, İl Gençlik Kolu Genel Başkanlığı yaptı. Ben gençlik kollarında bir sürü çalıştım, hizmet ettim. CHP’li bir sülalenin bir bireyiyim. Dolayısıyla parti içinde soyadı olarak tanınan biriyim. Bir de Beşiktaş Kulübü’nde yöneticiyim. Dolayısıyla Beşiktaş ilçesindeki seçimde aday olarak adımın geçmesi normal. Sonuç itibariyle bu benim için utanç verici bir durum değil, gurur verici. Bahsettiğiniz şey Beşiktaş Belediye Başkanlığı. Mesleğim avukatlık, işim belediyecilik. Belediye ile de kulüp yöneticiliğim boyunca çok yakın çalıştım. Dolayısıyla insanlar yakıştırdı. Ama orta gizli olmayan bir aday adayı listesi var. O listede benim ismim var mı? Yok. Ben şu anda kulüpte yöneticilik yapıyorum. Ama adımın geçmesi gurur verici.”
-5 YILDIR BİR ALLAH’IN KULU GELİP NİYE BU OTOPARKA GİRMEK İSTEMEDİ?-
Fulya’daki otopark işletmesinin kiralanması konusunda çıkan tartışmalara açıklık getiren Şafak Mahmutyazıcıoğlu, “Bu bahsettiğiniz otopark son 5 yıldır boş olan bir otopark. Boş olduğu dönemde kulübe aylık maliyeti olarak Toplu Yapı yönetimine 20 bin Lira aidat ödeniyordu. Şimdi adam orayı alarak kulübü 20 bin Lira aidattan kurtardı, şu an da kulübe 35 bin Lira kira ödüyor. Toplamda adama verdiğimiz araç kapasite sayısı 202. Toplamda 1251 araçlık bir otopark, 202 araçlık otoparkı sadece satabiliyor, karşılığında da kulübe her ay 35 bin Lira veriyor. Bu otopark o kadar kıymetliydi de 5 yıldır bir Allah’ın kulu gelip niye bu otoparka girmek istemedi? Bir Allah’ın kulu, 5 yıldır ayda 20 bin lira öderken ‘Niye buraya ayda 20 bin lira ödüyorsunuz, neden kiraya vermiyorsunuz?’ demedi. Bu kadar büyük para kazanılacaksa neden o kadar adam aradık, bulamadık da biz birini bulduğumuzda olay oldu. Biz otoparkı kiraya vermeye karar verdiğimizde teklif topladık ve o teklifler içerisinde en yüksek olana verdik. Buna da İcra Kurulu olarak karar verdik. İkinci Başkanımız Ahmet Nur Çebi’nin başkanlığında toplandık, karar verdik. Beşiktaş Kulübü, malını kiraya verirken ihale yapmak zorunda değil. Akaretler, Vodafone Park’ın altında bir sürü yer verildi daha önce de. Beşiktaş Kulübü, ihale yapmak zorunda değil ki. Piyasa koşullarını araştırıp en yüksek teklifi verene verir. Bunu yaparken de çok şeffafız. Neden bu kadar abartıldı, büyütüldü? Bunu yazan Atilla Türker beye bir şeyler daha teklif ettik. Ayda 1,5 milyon kazandığını iddia ediyor ya, yılda 18 milyon kazanıyor ya, ‘1 milyon yıllık ver, 17 milyonu senin olsun’ dedik, niye gelmedi? Bu teklifi sırf Atilla Türker’e değil, herkese yapıyoruz. Birisi gelsin yıllık 1 milyon Lira versin, bugün o otoparkı teslim edelim, 17 milyon Lira da onun olsun. Bir tane teklif gelmedi. Herkese sorduk, soruşturduk. ‘Kiraya verebilir miyiz?’ diye bir sürü otoparkçıya gittik, gelip baktılar, ‘Burası kar elde etmez’ dediler. Gelen teklifler ‘Kira vermeyelim, ciroyu bölüşelim’ şeklindeydi. Biz bu vatandaşa hem 30 bin Lira’ya kiraya verdik ama şu anda 35 bin Lira hem de ciroyu % 30 - % 70 bölüşüyoruz. Bu çok karlı bir iş oldu. Niye beğenmediklerini anlamıyorum, inanılır gibi değil. Biz otoparka hiçbir şey yapmadık. İçerisi su içinde, bataklık halindeydi. Adam, bütün yatırımını kendi yaptı. ‘Bir önceki kiracı 80 bin Lira’ya kiralamış’ diyorlar. Doğru, 80 bin Lira’lık kontrat yaptı adam ama 1 TL ödemiş mi? Oraya gidip yerleşti, adamı atarken 5 sene uğraştık. Davaları daha yeni bitti, üstüne bize dünya kadar tazminat davası açtı.”
-BURADA ŞENOL GÜNEŞ'İ ELEŞTİREN YER NEREDE?-
Twitter üzerinden beğendiği bir Tweet'in gündem olması hakkında konuşan ve o konuda gelen eleştirilere cevap veren Mahmutyazıcıoğlu; " Tweet'i açıp okuyalım: 'Tarihin en iyi kadrosu kurulan Beşiktaş, 2 sezondur Türkiye Ligi'nde hayal kırıklığı yaratmaya devam ediyor.' Doğru mu? Doğru. Hayal kırıklığı yaratıyor mu? Yaratıyor. Devamı da şöyle; 'Ne bu kadro, ne geçen yıl ligi 4. bitirmeye ne de bu sezon Kasımpaşa'nın arkasında olmaya hakkı var.' Bu doğru mu? Doğru. Katılmayan var mı? 'Herkesin şapkasını önüne koyma vakti geldi' Ben kimim? Beşiktaş Kulübü Yönetim Kurulu Üyesiyim. Bu şapkasını önüne koyması gereken ilk 15 kişiden 1'i benim. Burada Şenol Güneş'i eleştiren yer nerede? Okuyorum okuyorum, Şenol Güneş ile alakalı bir yer bulamıyorum. 'Şapkasını önüne koyması gerekiyor' yazmış adam. Beni eleştirmiş adam. Ben de bunu özeleştiri olarak kabul etmişim, beğenmişim. Özeleştiri yapıyorum. Adam diyor ki; 'Bu takım bunları hak etmiyor, bu taraftar bunları hak etmiyor, bu kadar para harcıyorsunuz, bu kadar güzel kadro kuruyorsunuz bu iş olmuyor. Demek ki bir yerde hata yapıyorsunuz.' diyor. Bu hata bizimse zaten üstleniyoruz. Hocanın hatası bizi kurtarıyor mu? Hocanın hatası da benim hatam. Futbolcunun hatası da benim hatam. Beşiktaş Kulübü'nde kimin ne hatası olursa olsun, yönetim kurulu olarak hata bizim hatamız. Ben de bundan özeleştiri yapıyorum ve düşünmem gerektiğini söylüyorum. Ne kadar abarttılar konuyu. 'Hocayı yedirmeyiz', benim derdim hocayı yemek değil ki. Ben Şenol hocayı hepsinden çok seviyorum. Şenol Güneş'i eleştirmiyorum, onu yermiyorum. Ama Şenol Güneş eleştirilmez değil. Fikret Orman değil, Şafak Mahmutyazıcıoğlu değil. Hiçkimse eleştirilmez değil. Yanlış yapılırsa hepimiz içimizde birbirimizi eleştiririz. 'Hocam yanlış yaptın, doğru yapmadın, başkanım bence burada haksızsın, Şafak bu işi doğru etmedin', bu bizim içimizde hep oluyor. Kimse eleştirilemez değil. Ben bu Tweet'te hocayı falan eleştirmedim. Bu Tweet'te ben kendimi eleştirdim. 15 kişilik Beşiktaş yönetim kurulunun oturup şapkayı önlerine koyması gerektiğini düşündüm. Olduğumuz pozisyon ortada, hak etmediğimiz ortada, taraftarımızın bunu hak etmediği de çok net. Bizim buna çözüm bulmamız gerekiyor. Tweet'i beğenerek vermek istediğim mesaj buydu. Aklıma hiç Şenol Güneş'i eleştirmek gelmedi. “
-ŞENOL HOCA BİZİMLE DEVAM ETMEK İSTEDİĞİ SÜRECE...-
Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş'in Beşiktaş ile devam edip etmemesi konusu üzerine konuşan Mahmutyazıcıoğlu; "Şenol Hoca bizimle beraber devam etmek istediği sürece, biz hoca ile kontratımızın sonuna kadar devam edeceğiz. İki kere iki dört. Başkan bunu defalarca açıklamasına rağmen, dönüyor dönüyor önümüze geliyor. Bunu önümüze getirenler, Beşiktaş'ın başarısız olmasını isteyen, hocanın kafasını karışmak isteyen, bu işle kaos yaratmak isteyen birileri. Hoca ile devam edilmeli mi? Tabii ki hocamız devam etmek istediği sürece devam edilmeli. Bize öyle bir beyanı yok ama bizim onunla devam etmekle alakalı bir kaygımız yok. Biz Beşiktaş'ın başarılı olmasını sağlamak zorundayız. Hoca, yönetim, taraftar hep beraber. Aksayan yönetimse, yönetim aksaklığını giderecek. Aksayan teknik heyet ise teknik heyet giderecek, futbolcuysa futbolcu giderecek. Bu giderilirken de bütün paydaşlar omuz koyarak paylaşılacak. Hiçkimse hiçkimseden bağımsız 'onun hatası, yönetimin, hocanın hatası’ diyemez. Burada bir hata varsa, herkes hatalıdır. En başta da yönetim kurulu sorumludur. Bunun bir tanesi de benim."
-AYAK OYUNU İLE BU İŞİ YAPAMAZLAR-
Toplu aidat davası konusunda açıklamalarda bulunan Mahmutyazıcıoğlu; "Toplu aidat davasına Beşiktaş'ın kendi hukuk departmanı bakıyor. Bizim ortaklığını yaptığımız hukuk bürosu falan bakmıyor. Beşiktaş'ın bizzat kendi hukuk departmanı bu davayla ilgileniyor. Baksaydı ‘Bakıyor’ derdim. Davanın içeriğiyle ilgili çok az bir bilgim var. 5268 tane üyenin aidatını toplu halde kim yatırmış, nasıl yatırmış, yatmış mı, doğru mu, değil mi bilmiyorum. Doğru olma ihitimalini de görmüyorum. Acaip iddialar var, 'Fenerbahçe forması giymiş, bu adam demek ki Beşiktaşlı değil.' Tüzük var. Beşiktaş tüzüğünde ihraç maddeleri yazıyor. Orada 'Başka bir takımın formasını giymek' diye bir madde yok. Adam kızının doğum gününde onu mutlu etmek için Fenerbahçe forması giyer. Adamı atacak mısın? Olur mu böyle bir mantık? O zaman Barcelona forması giyeni de at. Fenerbahçe forması giysin at. Galatasaray forması giysin at. Atamayız ki. Mahkemeden giden geri gelir. Bunların üyelik aidatları sahte yatmış. Bu işin tamamı bir organizasyon. Bunu yapan bir organizsyon var. Bunu yapanlar çok net. Sosyal medyadaki eleştirileri yapan bir organizasyon. Hepsi de bir bütün. Bir tane amaçları var. Beşiktaş'ın mutsuzluğu üzerinden hesap yapıyorlar. Mutsuzluğu yaratılım, kaosu çıkartalım. Fikret Orman ve yönetimi yılsın, gitsin. 'Biz de kaçak dövüşüp seçimsiz rakipsiz Beşiktaş’ın başına geçelim. Yok öyle bir şey. Başkanımızın burada 6 senelik emeği var. Bizim dünya kadar emeğimiz var. İstiyorlarsa çıkacaklar aday olacaklar. Genel Kurulu ikna edecekler, seçimi kazanacaklar. Başka bir yolu yok. Bir dünya ayak oyunuyla bu işi yapamazlar. Bu davanın içeriği ve iddiaları boş. Mahkeme kararını verecek ama bu davayı açanların kazanma ihtimalini sıfır görüyorum."
-İKİ TANE TRANSFERDE ÇOK ZORLANDIM-
Beşiktaş'a transfer edilmesinde en çok zorlandığı oyuncunun Gary Medel olduğunu belirten Mahmutyazıcıoğlu; "Transfer komitesinde olduğum için transfer fotoğraflarında bulunmam çok normal. İki tane transferde çok zorlandım. Birincisi Pepe. Ama daha da zorlayıcısı Medel. Medel 1 hafta sürdü. Ha oldu, ha olacak. Menajerlikte bir prensip edindik. Biz yüzde 10'un üzerinde hiçbir menajerle imzalamadık. Fazla istediler, iki tane menajer devreye girdi, o oldu, bu oldu ama çok direndik. Çok uzun sürdü. 7 gün sürdü. Pepe 3 gün sürdü. Medel transferinde tam 7 gün Milano’da kaldık. Kızlarıma Disney Land'e götüreceğim diye söz vermiştim. Onlar da 7 gün boyunca benimle kaldılar. ‘1 gün kalıp döneceğiz’ diye düşünmüştüm. "
-LJAJIC’İN TELEFONU ÇALINCA PANİK OLDUM-
Transfer sürecinin en kolay olduğu oyuncunun Adem Ljajic olduğunu söyleyen Mahmutyazıcıoğlu; Kolay olan ise 1 gün içinde bittiği için kolay oldu. Adem Ljajic transferiydi. O da zordu aslında. Telefon trafiği, e-mail, pazarlıklar vs. Ama neyse ki 1 gün sürdü, anlaştık ‘Bin uçağa, gel’ dedik. Sabah 4'te aradım, telefonu çalınca panik oldum, uçakta olması lazımdı. Uçak ertelenmiş. 'Hava alanındayım' deyince çok rahatladım."
-AHMET NUR ÇEBİ İLE TARTIŞMAMIZ OLDU, ARAMIZ BOZULDU-
Ahmet Nur Çebi'nin yeni yönetimde yer almamasıyla ilgili konuşan Mahmutyazıcıoğlu; "Ahmet Nur Çebi, ben yönetici olacağım diye mi ayrılmış? Ahmet Nur Çebi ile sorun yaşadım mı? Yaşadım. Aramızda yanlış anlaşılmalar oldu veya doğru anladık. Tartışmamız oldu. Aramız bozuldu ama biz Beşiktaş Kulübü'nü yönetirken tartıştık. Kişisel bir şey değildi bu. Fakat o kulübün ikinci başkanıydı, bense o dönem yedek yönetim kurulu üyesiydim. Benden dolayı ayrıldığını zannetmiyorum. Ama bu sorunun asıl muhattabı Ahmet Nur Çebi'dir. Neden ayrıldı bilmiyorum. Kendisi yönetime girmek isteseydi girecekti. Kendisinin de Beşiktaş’ta çokça emeği vardır. Ama Ahmet bey; 'Şafak varsa ben yokum' deyip girmediyse, onu ona sormak lazım. Bu sorunun en doğru cevabını o verir."
- MADDİ DESTEĞE DEVAM EDİYOR -
Beşiktaş'a her türlü maddi destekte bulunduğunu açıklayan Mahmutyazıcıoğlu; "Bu kulübe her gün maddi olarak destek olmaya devam ediyorum. Yanımda çalışan avukatlar, gidip geliyor, para harcıyor.Onun dışında ben yönetim kurulu üyesi oldum, transfer komitesine girdim. Sonuçta Beşiktaş Kulübü'nün işini yapmak için bir uçağa biniyorsun ve geri geliyorsun. Uçağa verilen paralar, gittiğin yerde kaldığın otel paraları, kulüp ile alakalı yaptığın işteki tüm harcamalar kulüp tarafından karşılanıyor normalde. Ama biz transfer komitesine girdikten sonra laf olur, söz olur endişemiz olduğu ve içimizden de geldiği için yapmış olduğumuz hiçbir seyehatin parasını kulüpten almadık, Fikret Orman dahil buna. Umut Güner, ben, bizimle gelen menajerler de dahil olmak üzere, transferle alakalı yapılan seyehatlarde hiçbir kuruşu kulüpten almadık. Bahsedilen rakam az bir rakam değil. Defalarca yurt dışına gidiyoruz, orada kalıyoruz. Sadece futbolcu ile anlaştık, futbolcu Türkiye'ye geliyor. Onun uçak biletlerini hep kulüp alıyor. Onun dışında kulübün paraya ihtiyacı oldu, verdim. Geri aldım mı? Almadım.. Para verdiysek, kulübün parası varsa, ödeme durumu olursa alacağım ama bugüne kadar olmadı, almadım.
- LARIN'İ İLK DEFA NEVZAT DEMİR’DE GÖRDÜM-
Beşiktaş'ta Larin'in transferini Nevzat Demir Tesisleri'ne geldiğinde öğrendiğini söyleyen Mahmutyazıcıoğlu; "Roco transferinden haberim olmadığı doğru değil. Roco bize Medel'in önerdiği bir oyuncu. Medel'in önerisi üzerine, scout ekibinin izlediği bir oyuncu. Şenol hocanın da onayladığı, 'Alalım' dediği bir oyuncu. Roco transferinden haberim var. Ama biz onu bulmadık. Medel önerdi. Şenol hoca ve scout ekibi izledi ve onayladı. Biz de gittik, anlaşmayı imzaladık ve Roco geldi. İlk defa Nevzat Demir Tesisleri'nde gördüğüm oyuncu ise Larin'di. Larin'in alınmasıyla ilgili bir bilgim yoktu. Bilgimin olması zorunluluğu da yoktu. Scout ekibi izlemiş, hoca da onaylamış ve alınmış. O da hatta Atiba'nın tavsiyesi üzerine alınmış bir oyuncu. Sonrasında hukuki bir süreç oldu. Bonservisi alındı, alınmadı diye. Sadece onlarla ilgilendim.
-BİZ HOCAYA MUTLAKA FİKİR SORUYORUZ-
Yapılacak transferlerde Şenol Güneş ile fikir alışverişi yapıldığını belirten Mahmutyazıcıoğlu; "Şenol hocanın transferlerde isim verdiği de oluyor, verdiği ismi alabildiğimiz veya alamadığımız da oluyor. O bizde genelde mevki söylüyor. İsim bazında konuşmuyor pek hoca.Biz, hocaya mutlaka fikir soruyoruz. Bazen ben ya da Umut Güner değil, Ali Naibi soruyor, başkan soruyor. Ama mutlaka soruyoruz. Olumlu, olumsuz yorum yaptığı oluyor. Bazen hiç yorum yapmıyor. 'Hayır onu almayın, bana şu mevkiiye adam alın' diyor. Biz de ona göre yapmaya çalışıyoruz.”
-BU YAŞANANLAR BENİ ACAYİP YORDU-
Mayıs'taki seçimin ardından yeniden yönetimde olup olmayacağı hakkında konuşan Mahmutyazıcıoğlu; "Mayıs'taki seçimden sonra yeniden yönetimde yer alıp almamak benim tercihim değil. Fikret Orman'ın tercihi. Ama bütün bu yaşananlar beni acayip yordu. Başkan ben, yeni yönetimde tercih eder mi, etmez mi bilmiyorum. Devam etmek isterse ben olur muyum olmaz mıyım, ona o günün şartlarına göre karar vereceğiz. Şu anda Mayıs'a kadar can siperhane çalışmaya devam edeceğim. Başladığım hiçbir işi bugüne kadar yarım bırakmadım. Bunu da bırakmayacağım."
-ATİLLA TÜRKER'İ SAVCILIĞA ŞİKAYET ETTİK, DAVA DA AÇTIM AMA...-
Son zamanlarda sık sık gündeme gelen Atilla Türker konusu hakkında konuşan Mahmutyazıcıoğlu; "Atilla Türker'e dava açtık. Savcılığa şikayet ettik. 'İftira atıyor' dedik. Atilla Türker iftira atarken de algı yaratırken de neyi nasıl yapacağını cezadan nasıl kaçacağını çok iyi biliyor. Dava da açtım. Savcılık baktı, ama hukuki olarak davalık olamıyor. Ne yapayım? Atilla Türker'in kimin adamı olduğunu, kim için bunu yaptığını bilmiyorum. Hayatımda tanımadım, görmedim. Bana düşmanlığı ne bilmiyorum. Ama bizimle alakalı bir motivasyonu var, bu net. Yani Şafak Mahmutyazıcıoğlu'na motive olmuş durumda bize saldırıyor. Saldırsın da iddiaların hepsine cevap verdim. Bu dünyanın bir de öbür tarafı var. Ben tek tek söylüyorum. Atilla Türker'in menajer Celal Çalışkan ile görüştüğünü, Beşiktaş'a belki de en büyük düşmanlığı yapan Fulya'daki benzincilerle görüştüğünü, Beşiktaş Kulübü'nden belki en acayip şekilde ayrılan Erdal Torunoğulları ile görüştüğünü bunlardan bilgi aldığını, bunlardan aldığı bilgileri yalan yanlış derleyip, toplayıp yazdığını çok iyi biliyorum. Bunu söylemekten de çekinmiyorum. Benim gözümde Atilla Türker kötü niyetli ve maksatlıdır. Taraflı tarafsız herkes de artık farkında. İstediğini yazsın. Hiç de umrumda değil. Hukuken bir yerde bir eksiklik olursa, onun da davasını o dakika, o saniye açarım. Suç duyurusunda sürekli bulunuyorum. Savcılık; ‘bunda suç unsuru yok' diyor. Ben de 'Adam iftira atıyor, ben bunu yapmadım' diyorum ama hukuk da 'Basın özgürlüğü var, yazabilir' diyor. 'Sen de teczip edersin' diyor."
-İCRA TAKİBİ YAPTIK, İZMİR'DEKİ DAİRESİNİ ALDIK-
Beşiktaş Dergisi'nde bir şahsın yaptığı 1 milyon civarındaki borçla ilgili Şafak Mahmutyazıcıoğlu; "Dergide dijitale geçtik. Eskiden Call Center üzerinden Beşiktaş dergisinin aboneliğini sağa sola satıp bize ücret vermeyen bir adam var. Yönetici falan değil, üçüncü bir şahıs. Bu adamın, bize 1 milyon civarında bir borcu var. Hukuki yola gittik. İcra takibi yaptık. İzmir'de 1 tane dairesi vardı. Onu aldık. Kalanı için de tahsil yoluna gidiyoruz. Tahsil edip edemeyeceğimizi bilmiyorum."
-HOCA NE DEDİYSE ONU YAPACAĞIZ-
Beşiktaş'ın ligdeki durumunu değerlendiren Mahmutyazıcığlu; "Maalesef son yılların en kötü Beşiktaş'ı durumundayız. Bir defa Beşiktaş taraftarı olarak çok üzgünüz. Ama yönetici olarak da buna müdahil olma zorunluluğumuz var. Başkan ve yöneticiler her gün teknik ekiple ve hocayla görüşüyorlar. Takviye yapılmasını istediği yerler var. Santrafor bölgesi var. Sağ bek var. Belki stoper ihtiyacı var. Ama tabii burada şu da var; devre arasında gidecek futbolcularla ilgili de hocanın bir raporu olacak. Hocanın istediği mevkiiler, varsa istediği isimler ve hocanın gitmesini istediği isimler bire bir bizim tarafımızdan uygulanacak. Tamamen hoca ne dediyse onu yapacağız. Şampiyon olur muyuz? Bana göre hala rekabette çok ciddi bir şekilde varız.Yeter ki Beşiktaş ruhuyla oynadığımız bir ikinci devre olsun."
-GELECEKTE BEŞİKTAŞ'A HEM BAŞARI HEM DE PARA KAZANDIRACAK OYUNCULAR...-
Beşiktaş'ın transfer gündemiyle ilgili konuşan Mahmutyazıcıoğlu; "Transferde bir sürü isim konuşuluyor. Şu anda isim söylemek doğru değil. Genç, gelecekte Beşiktaş'a hem başarı ve hem de para kazandıracak ve gizli gizli yürüttüğümüz oyuncular var. Onları alırsak, bana göre en büyük başarı o. Onun dışında derhal alır almaz takıma katabileceğimiz oyuncular var. Mutlaka ve mutlaka hocamızın bizi yönlendirmesi neyse transferleri ona göre yapacağız."
-HAVANDA SU DÖVMEKTEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL-
Basında yer alan Burak Yılmaz'ın yanı sıra Tolgay Arslan için Ozan Tufan ile Şener Özbayraklı takası haberleriyle ilgili konuşan Mahmutyazıcıoğlu; "Bunların hepsi havanda su dövmekten başka bir şey değil. Basın da tabii ki yazacak şimdi transfer dönemi maç yok sayfaların dolması lazım. Birileri 'Burak Yılmaz transferi bitti' diye haber yaptı. Mecburi yalanlama yaptık. Ne Trabzonspor ile ne de Burak Yılmaz ile ne görüştük ne de anlaştık."
-BU İŞLERİ YAPTIRAN 3 TANE ÇAKALA...-
Son olarak, yoğun eleştiriler ve çıkan yalan haberler hakkında yakınan Mahmutyazıcıoğlu; "Sosyal medyada hergün bir şey buluyorlar. Sabah saat 6'da telefonla uyandım. Bir taraftar benim numaramı paylaşmış, ben adamla yazışmışım. Böyle bir şey yok. Yalan. Bir şekilde telefon numaramı paylaşmış. Şimdi ben buna 'Niye telefonumu paylaşıyorsun' diye dava açıyorum, 'Taraftara dava açan yönetici mi olur?' diyorlar. Dava açmıyorum, 'Niye dava açmıyorsun' diyorlar. Öyle bir noktadayız ki biri her türlü eleştirecek, dövecek ama kimin döveceğini tercih etmek durumundayız. Beşiktaş yöneticisiysen dayağı yiyeceksin, ama kimden dayak yiyeceğine karar vereceksin. Bu böyle olur mu? Bize en çok sahip çıkması gerekenler taraftarlar değil mi? Bir tanesi sabah 06:20'de telefondan tehdit etti. 'Seni şairler parkında bekliyorum' dedi. O kadar ağrıma gitti ki. 11'e kadar adamı araştırdım, buldum. Babasıyla görüştüm. 'Benim oğlum şizofren, hasta. 6 aydır tedavi görüyor, Hukuk Fakültesi'ni kazandı, okula gitmiyor. Bazen bana da saldırıyor ve küfür ediyor, sizden çok özür diliyorum' dedi. Şimdi ben bu adama dava açsam olur mu? Açmadım. Ne yapayım? Ne yapacağımızı şaşırdık. Taraftarımız bize güvensinler, sahip çıksınlar. Başka bir şey istemiyoruz. Bu işleri yaptıran 3 tane çapulcu, çakala da bu işi teslim etmeyiz. Altını çizerek söylüyorum. Bu işleri kimin yaptırdığını iyi biliyoruz. Yaptıran 3 tane çakala da bu işi teslim edip, bırakıp gitmeyeceğiz. Yalandan Şenol Güneş düşmanı yapıyorlar. Yalandan fatura makbuz yayınlıyorlar. Her şeyden öte Beşiktaş’a zarar veriyorlar, Beşiktaş’ı üzüyorlar. “diyerek sözlerini sonlandırdı.
-BEŞİKTAŞLILIK DURUŞUNU GÖSTERMELERİNİ BEKLİYORUM-
Beşiktaş taraftarına bir kırgınlığı olup olmadığı konusunda konuşan Mahmutyazıcıoğlu; "Geçen sene Türkiye Kupası'nda Fenerbahçe maçındaki olaylardan sonra hukuken hakkımız yendi. Hukuksuzluk yaşandı. Bütün taraftarlarımız 'maça çıkmayın, gerekirse 2 sene sampiyon olmayın' dedi. Biz de bir duruş gösterdik ve maça çıkmadık. '2 sene şampiyon olmayın' diyen taraftar 2 ayda ne hale geldi. Benim buna kırgınlığım var. Beşiktaş taraftarı başarıya endeksli değildir. Beşiktaşlılık bir duruştur. Ben Beşiktaşlı taraftarlardan Beşiktaşlılık duruşunu göstermelerini bekliyorum."
Kaynak: HABER1903