Kevin-Prince Boateng: Türkiye'nin en iyi ve en büyük takımı biziz
Beşiktaş'ın Ganalı yıldızı Kevin-Prince Boateng'den Süper Lig ekiplerine gözdağı: “Türkiye’nin en iyi ve en büyük takımı biziz. Oyuna hükmeden biz olmalıyız. Sergen hoca, bize bu duyguyu aşılıyor. Sahada korkması gereken bir taraf varsa bu rakibimiz olmalı, biz cesaretli bir şekilde kendi oyunumuzu dikte etmeliyiz. Puan tablosunda ilk üç sıranın dışına çıkıldığı andan itibaren futbolcuların üzerinde baskı oluşmaya başlıyor. Ama bunu tersine çevirebilme imkanı da bizim elimizde. Çok sıkı çalışıyoruz ve umarım ligin sonunda emeklerimizin karşılığını göreceğiz”

Kara Kartal’ın ara transfer döneminde İtalya Serie A ekibi Fiorentina’dan kiraladığı Kevin-Prince Boateng, Siyah-Beyazlılar’daki günleriyle ilgili olarak açıklamalarda bulundu. Beşiktaş Dergisi’nin Mart sayısına konuşan Ganalı yıldız, “Beşiktaş’ın büyüklüğünü herkes biliyor ama içine girmeyince bazı şeyleri göremiyorsunuz. İçeri girdikten sonra ise buradaki profesyonellik seviyesinin çok yüksek olduğunu, yapısının sağlam temellere dayandığını gördüm. Bu durum aynı zamanda insanların omzunda kuvvetli bir baskının ve yapılacak çok iş olduğunu da gösteriyor” diye konuştu.
Haberin Devamı ›
‘Beşiktaş’a hep gelmek istiyordum’
Transferinden önce Beşiktaş ile 2 yıldır temas halinde olduğunu dile getiren yıldız futbolcu, “Türkiye ve Beşiktaş’ı her zaman için öncelik olarak görüyor ve buraya gelmek istiyordum. Berlin’de beraber büyüdüğüm birçok Türk ve Beşiktaş taraftarı arkadaşım vardı. Transferimin ardından hemen hemen hepsi mesaj yolladı, ‘nihayet eve gidiyorsun’ dediler ve çok mutlu oldular. Doğrusunu söylemek gerekirse teklif geldikten sonra çok düşünmedim. Menacerime ‘teklifi kabul edelim, bir yolunu bul ve gidelim’ dedim. Neticesinde de buraya gelme kararını verdik” şeklinde konuştu.
‘Çok sıkı çalışıyoruz’
Zirve yarışıyla ilgili olarak da konuşan Boateng, “Puan tablosunda ilk üç sıranın dışına çıkıldığı andan itibaren futbolcuların üzerinde baskı oluşmaya başlıyor ama bunu tersine çevirebilme imkanı da bizim elimizde. Geride bıraktığım kısa sürede futbolcular arasında olumlu bir hava gördüm, performansımızı yukarı çekebilmemiz için bizimle sürekli ve doğru iletişim kuran bir teknik direktörümüz var. Çok sıkı çalışıyoruz ve umarım ki ligin sonunda bu emeklerimizin karşılığını göreceğiz” ifadelerini kullandı.
Haberin Devamı ›
‘Oyuna yaklaşımı iyi’
Sergen Yalçın’a övgüler yağdıran tecrübeli hücum oyuncusu, “Maçlardan önce rakiplerimizi analiz ediyoruz ama esas önemli olan ise Sergen Yalçın’ın bize aşıladığı mantalite. Rakip ne yaparsa yapsın, önemli olan bizim nasıl oynadığımız. Çünkü Türkiye’nin en iyi ve en büyük takımı biziz ve oyuna biz hükmetmeliyiz, bize bu duyguyu aşılamaya çalışıyor ki bu bence çok önemli. Çünkü sahada korkması gereken bir taraf varsa bu rakibimiz olmalı, biz cesaretli bir şekilde kendi oyunumuzu dikte etmeliyiz diyor. Oyuna böyle yaklaşımları olan bir teknik direktör ile çalışmak çok güzel” dedi.
‘Sergen hocayla birbirimizi tanıyoruz’
“Sergen Yalçın, oynamak açısından hazır olup olmadığımı sormuştu. Zaman ilerledikçe birbirimizi daha iyi anlayacağız ama temel olarak ‘Senin neler yapabileceğini biliyorum. Elinden gelenin en iyisini yapmaya çalış ve sen bunu yaptığında takımın başarısına çok büyük katkın olacak’ dedi. Her geçen gün birbirimizi daha iyi tanıyor ve anlıyoruz. Ofansif futbolu tercih eden bir teknik direktör ve bu tercihi benim de futbol anlayışıma uyduğu için mutluyum.”
Haberin Devamı ›
‘Beşiktaş’ta olduğum için özel hissediyorum’
21. haftada Gazişehir FK karşısında Beşiktaş’taki ilk golünü atmasının ardından yaşadığı duyguları da paylaşan başarılı futbolcu, “Benim için gerçekten de unutulmaz bir andı. Öncelikle şunu belirtmemde fayda var, burada bulunduğum ve Beşiktaş’ta oynadığım için kendimi çok özel ve şanslı hissediyorum. Bütün dünyanın hayranlıkla takip ettiği bir taraftar kitlesi önünde ilk maçımda ilk golümü atmam tarifsiz bir mutluluk yaşattı” açıklamasını yaptı.
‘Bende taraftar gibi çılgınım’
“2-2 sona eren Trabzonspor maçının ardından sakinleşmeye ihtiyacım vardı ve bu sebeple maçın ardından bir süre yedek kulübesinde oturdum. Gerçekten çok üzüldüm ve sinirlerim bozuldu. Patlamamak ve sakinleşebilmek için orada kaldım. Bu kadar kısa zamanda bu bağ nasıl oluştu? Şöyle anlatayım; taraftarlarımız gibi ben de pozitif anlamda çılgınım. Bu duyguyu ve yoğunluğu karşılıklı olarak hissedebiliyoruz, birbirimizi anlayabiliyoruz. İtalyanca’da ‘duyguları teninde hissetmek’ diye bir söz vardır ve gerçekten de bu duyguyu tenimde hissedebiliyorum. Bu sayede de bu kadar kısa bir zamanda bu yakınlığı kurmuş oldum.”