Arama

Popüler aramalar

İşte son Kartal

Beşiktaş'ın son yıldızı Mustafa Pektemek, FANATiK'e konuştu.

İşte son Kartal

Hem yıldız, hem adam

Haberin Devamı

22 yaşında, ama 40 yaşın olgunluğu var üzerinde... Laf olsun diye konuşmuyor... Her sözü tartıyor, düşünüyor, ağzından öyle çıkartıyor... Bir yıldız, ama ne şımarık ne de kibirli... Hatta aksine, biraz utangaç çok da basit... Saklamak istediği bir şey yok, her şeyi ile açık bir çocuk. Etkilendim, çünkü milyonlara hitap eden bu sektörde üzerine çamur bile bulaşmamış hâlâ! Düşünün, gece hayatı bile yok! Yaz tatillerini Akyazı’da geçiriyor. Ailesiyle birlikte, doğup büyüdüğü yerde. Elbette böyle olmasında ailesinin rolü büyüktür. Fakat gördüğüm kadarıyla ‘yol arkadaşları’ Çağlayan Gençcan ile Muhammed Ali Gençcan’ın da O’nun üzerinde emekleri büyük...

Beşiktaş sadece bir ‘yıldız’ almamıştır; Beşiktaş ‘adam gibi bir adam’ kazanmıştır. Herkes için hayırlısı olsun...

Haberin Devamı

NOT: Bu röportaj, Mustafa Pektemek Beşiktaş’a transfer olmadan bir gün önce Sakarya’da yapıldı. Ertesi gün soru ve cevaplar, Mustafa ile görüşülerek yenilendi.

ZAFER BÜYÜKAVCI: Mustafa Pektemek kimdir?

MUSTAFA PEKTEMEK: Topağaçspor’da futbola başladım. Akyazıspor’a geçtim, oradan Sakarya beni istedi. Sakaryaspor PAF’ta 9 maç oynadıktan sonra A takıma aldılar beni. Nejat Biyediç’in emeklerini unutamam. Bir de Mesut Bakkal hocam var tabii ki. 6 ay Sarıyerspor’a kiralandım, sonra da Gençlerbirliği...

ZB: 3 senedir Süper Lig’desin. Peki artık yeteri kadar tecrübeli misin?

MP: Bu 3 senede başarılı bir grafik çizdim. Şu sezon kötü, bu sezon iyi diye bir şey olmadı. Hep iyiydim. Bir de şu var; benim kendime güvenim sonsuz. Zaten kendine güveniniz yoksa başarılı olamazsınız.

ZB: Beşiktaş’a geldin. Q7 burada, Guti burada... Simao var... Bu isimler gözünü korkutmuyor mu?

MP: Neden korkayım ki? Aksine, benim için daha iyi olacaktır. Bir takımda ne kadar kaliteli oyuncu varsa, o takım o kadar iyi futbol oynar. Üstelik ben birçok mevkiide oynayabiliyorum. Sol açık, sağ açık, santrfor ve santrfor arkası... Bana sorarsanız tipik bir ‘santrfor’um. Beşiktaş’ta zorluk çekmem.

ZB: İstanbul 24 saat yaşayan bir şehir. Bir çok isim gece hayatına daldı, bitti. Bu şehir seni ürkütüyor mu?

Haberin Devamı

MP: 3 yıldır Gençlerbirliği’nde oynuyorum, Ankara’da yaşıyorum. Adım bir kez bile futbol dışında anılmadı. İstanbul beni neden ürkütsün!

ZB: Mustafa Pektemek nasıl yaşıyor?

MP: 3 yıldır Gençlerbirliği tesislerinde kalıyorum. Ankara’da arkadaşlarım var, onlarla buluşuyorum. Fakat gideceğim yeri de, yiyeceğim yemeği de, tesislere döneceğim saati de bilirim.

ZB: İlhan Cavcav başkan az para mı veriyordu ki, tesislerde kalıyordun!

MP: Şu an konuşulan rakamlara bakarsanız, evet, çok para kazanmıyordum diyebilirim. Fakat İlhan başkanın parası o kadar bereketli ki, bitiremezsiniz...

ZB: Türkiye’de dört büyük takımda oynamıyorsan, Milli Takım kapıları zor açılıyor futbolcuya...

MP: A Milli’ye henüz çağrılmadım. A2’de ise görev aldım. Şanssızlığım da vardı elbet; ne zaman A Milli Takım kadrosu açıklanacak olsa, küçük sakatlıklarım oluyordu. Fakat bu ülkenin bir evladıyım ve bir gün A takımda forma giyeceğim. Tespitiniz doğru aslında.. Ve bu açıdan bakılırsa, Beşiktaş’a transferim, beni bu hedefe biraz daha yaklaştırdı.

Haberin Devamı

ZB: Nasıl bir sezon geçti senin gözünde?

MP: Güzel bir sezondu. Çok spekülasyonlar oldu, ama biz her sezon yaşanan bu tip durumlara alışkınız.



ZB: Sakarya’ya ‘futbolcu fışkıran topraklar’ deniyordu. Uzun süredir bir durgunluk dönemi yaşandı. Sen, yeni efsanenin başlangıcı olabilir misin?

MP: İnşallah... Doğduğum yeri iyi temsil etmek istiyorum. ‘Sakaryalı Mustafa’ denmesi çok hoş.

ZB: Teknik adam değişiklikleri futbolcular arasında nasıl karşılanıyor?

MP: Aslında hoca değişiklikleri oyuncuyu olumsuz etkiler. Fakat Türkiye’de zaten bir hoca sürekli bir takımda kalmadığı için futbolcular bu duruma alışık.

ZB: Gençlerbirliği’nde kaç teknik adamla çalıştın?

MP: 6 sanırım! İşte ilk üçü: Jaja, Alex, Quaresma

ZB: Şimdiye kadar hiç Avrupa Kupaları’nda oynamadın. İlla ki izliyorsundur. Senden çok mu farklılar? Mesela Real Madrid’deki oyuncular 10. basamakta da sen 1’de misin? Nedir farkınız?

MP: Bir futbolcu Real Madrid’de oynuyorsa, elbette bir artısı vardır bizden. Ama birçok futbolcunun bizden farkı olmadığını da görüyorum. Onların yaptığını yapıyorum ben de, çok çalışıyorum oralarda olabilmek için. Bazı basamakları yavaş yavaş atlamak gerekiyor. Her şeyin bir zamanı var. Önce İstanbul mesela...

Haberin Devamı

ZB: Hangi Avrupa ülkesine gitmek istersin?

MP: Kesinlikle La Liga.

ZB: Türkiye’deki en iyi 3 futbolcuyu sayar mısın?

MP: Yerli sıralamam; Selçuk İnan, Arda, Burak Yılmaz... Yabancılar ise Jaja, Alex ve Quaresma...

ZB: Senin için öncelik, önerilen para mıydı? Yani transfer olurken önem verdiğin kıstaslar neler?

MP: Bu işi para için yapıyorum, profesyonel bir futbolcuyum ve bu açıdan bakıldığında para elbette önemli. Çünkü bumesleğin ömrü kısa, bu kısa süreçte ne kadar kazandığın önemli... Fakat para kadar önemli kıstaslarım da var benim... Mesela gideceğim takım; mantığıma uymalı... Hedeflerim var; sürekli oynamalı, Milli Takım’a seçilmeliyim.

ZB: Süper Lig’in kalitesi nedir?

MP: Bize Werder Bremen’den bir futbolcu gelmişti. İlk maça çıktık; ‘Bu ne ya, ben Almanya’da rahattım, alıyordum veriyordum. Burada futbol zor iş’ dedi.

ZB: Gençlerbirliği’nde taraftar çok azdı. Şimdi ise dünyanın bildiği Çarşı’nın önünde oynayacaksın.

MP: İnönü’ye rakip olarak gittiğimizde bile heyecanlanırdık. Tek kelimeyle ‘mükemmeller’. Onları mutlu edebilmek için her şeyi yapacağım.

ZB: ‘Son Kartal’ olarak son sözlerin neler?

MP: Mutluyum... Heyecanlıyım... Şu an için her şey harika... Ama yarışın şimdi başladığını da biliyorum. Beşiktaş’a kulübede oturmak için değil; sahada tribünleri coşturmak için gidiyorum. Çekinmiyorum... Korkum yok... Çünkü başaracağıma inanıyorum...

ZB: Seni en çok zorlayan savunma oyuncusu kim oldu?

MP: Lugano!

ZB: Lugano diyor ki; “1.90’lık, 90 kiloluk adamım... Sertim, ama hiç bir rakibimi kasten sakatlamadım...”

MP: Çok sert oyuncu, ama doğru söylemiş; o kadar karşılıklı oynadık, bir kez bile kasti tekme atmadı. Sertlik, normal. Egemen ile Lugano iyi bir ikili olurdu. Servet’i de beğeniyorum.

ZB: Şanslı insanlar var. ‘Üç Büyükler’de altyapıda oynuyorlar. Onların yükselmeleri sana göre daha kolay.

MP: Oralarda doğup büyüseydim belki de futbolcu olmayacaktım. Birçok arkadaşım var Milli Takım’dan. Bırakın A Takım’a yükselmeyi, Süper Lig’de bile yoklar; Alt liglerde oynuyorlar. Benim şansım bu; Yavaş yavaş geldim, basamakları bir bir çıktım. Onlar değil ben şanslıyım.

ZB: Gençler’de vazgeçilmez kimdi?

MP: Hepsi değerli futbolcular. Ama Cem Can ağabeyi ayrı bir yere koyarım. Bizden yaşça da büyük, tecrübe olarak da... Fakat sahadaki en agresif, en çok koşan, en çok ter döken isim de O’ydu. Örnek bir insan, örnek bir futbolcuydu.

ZB: İdolün kim?

MP: Elbette Hakan Şükür... Kırılması güç rekorları kırdı. Unutulmaz bir golcü.