Ömer Aslan, MS hastaları için ters koştu

Bazen hayatın yükünü taşıyamayız! Aslında olan, taşıyamamak değil, taşıyamadığımızı düşünmektir. Böylesi bir haleti ruhiye içine girmek teslimiyetten başka bir şey değildir ve gerçek ağır yük de budur!

Yaşadığımız süreç ne kadar zorlu, ne kadar ızdırap verici olursa olsun, her zaman bir umut vardır. Tabi, umudun peşinde koşanlara...

Ömer Aslan... 35 yaşında bir sporcu. Ülkemizde pek bilinmeyen, pek kimsenin de yapmayı düşünmediği bir spor branşını seçmiş ve bu alanda dünyanın en iyilerinden biri olmuş.

Ömer Aslan spora cimnastikle başlamış. Ama bu sporu fazla sürdürememiş.

Çok fazla tempo, disiplin ve zaman gerektiren cimnastikte bir gün antrenman yaparken, yarım saatlik koşu sonrasında kendisini izleyen eski milli atletlerden Ali Dereli onu atletizme yönlendirmiş. Aslan bu süreci şöyle anlattı:

Bir gazete küpürüyle değişen hayat

“Kısa zamanda yine eski milli atletlerden Metin Sazak nezaretinde atletizm antrenmanlarına başladım ve dağ koşusu branşında yetenekli olduğumu fark ettim. Antalya’da, Bursa’da yarışlara katılmaya başladım. Bir gün Uludağ’a tırmanırken, kendimi favori gördüğüm yarışta rakiplerime geçildim ve dereceye giremedim. Bu hayal kırıklığı nedeniyle depresyona girdim. Üzüntümü nasıl atlatacağımı bilemediğim bir dönemde, okuldan bir arkadaşım önüme bir gezete küpürü attı ve “Bir de bunu dene, belki bunalımdan çıkarır seni!” dedi. Denememi istediği şey retro (ters) koşu denen bir atletizm branşıydı. İlgimi çekti ve bu şekilde başladım.”

Normal atletlerle antrenman yapıyor

Kısa sürede retro koşuda büyük bir aşama kaydeden Ömer Aslan, kendini Dünya şampiyonluğuna götüren gelişmeleri ise şu şekilde sıraladı:

“Türkiye’de elde ettiğim dereceleri uluslararası federasyona bildirdim. 2007’de İtalya’daki bir yarış için davet aldım. Orada birinci oldum. 2008’de yine İtalya’da 200 ve 400 metrede Dünya Şampiyonu, 100 metrede de ikinci oldum. 2010’da da bir kez daha Dünya İkincisi oldum. Şimdi ise 2020 yılında yapılacak Dünya Şampiyonası’nda kürsüye çıkarak jübilemi yapmak istiyorum.”

Türkiye’de kendisinin dışında bu sporu yapan pek olmadığını belirten Aslan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Antrenmanlarımı normal atletlerle birlikte yapıyorum. Geçtiğimiz günlerde 1000 metre koşusunda üç normal koşucuyla birlikte çalıştım ve ikisini geçtim! Geçmem önemli değil, önemli olan onların beni antrene etmesi, bir nevi benim partnerim oluyorlar.”

Sanılanın tersine hareket et sloganıyla

Geri geri koşarak normal koşuculara yakın dereceler elde eden Ömer Aslan, 100 metreyi 12:72, 200 metreyi 32:00, 400 metreyi ise 70:00 saniyede koşabildiğini belirterek, retro koşunun faydalarını da şu şekilde açıkladı:

“Retro koşucuların görüş açısı diğer insanlara nazaran yüzde elli nispetide artıyor. Ayrıca çalışmayan kas gruplarını çalıştırarak daha dengeli olmanızı sağlıyor. Bazı ünlü futbolcular bel ve eklem sakatlıklarını ters koşuyla tedavi ediyor.”

Vodafone İstanbul Maratonu’nda, Roche Türkiye liderliğinde kurulan MS Platformu ile birlikte MS hastaları için ‘sanılanın tersine hareket et, hayatına kaldığın yerden devam et!’ sloganıyla 10 bin metre koşan Ömer Aslan son olarak şunları söyledi:

“Bu büyük organizasyonda ilk kez koşuyorum. Böyle bir davet aldığımda seve seve kabul ettim. MS hastalığı konusunda da bilgi sahibi oldum. Burada amacımız, sanılanın tersine, bir adım geriye dikkat çekmek. İlk teşhis edildiğinde, erken tanıyla hastalar normal hayatına devam edebiliyor. Bundan sonra da böylesi organizasyonlar içinde yer alacağım.”

Hamit Turhan