Rotem İbrahimzadeh, Avrupa Ustalar Dressage Şampiyonası'nda
Grand Prix seviyesinde yarışan başarılı binici Rotem İbrahimzadeh, At Terbiyesi (Dressage) branşının Avrupa’daki en prestijli organizasyonlarından biri olan Avrupa Ustalar Dressage Şampiyonası’na bu yıl ilk kez katılacak. 25-31 Ağustos tarihleri arasında Fransa’da gerçekleşecek Avrupa Ustalar Dressage Şampiyonasında yarışacak olan Rotem İbrahimzadeh, bu branşta Türkiye’yi temsil eden ilk binici ünvanını elde edecek.

Rotem İbrahimzadeh, Kemer Country Club bünyesinde düzenli olarak gerçekleştirdiği at terbiyesi klinik çalışmalarıyla tanınıyor. Kemer Atlı Spor Kulübünün binicilerine yönelik olarak verdiği teknik eğitimlerle hem sporculara hem de branşın gelişimine katkı sağlıyor.
Haberin Devamı ›
ELA AÇAR, AVRUPA USTALAR DRESSAGE ŞAMPİYONASI’NDA TÜRKİYE’Yİ EKİP ŞEFİ OLARAK TEMSİL EDECEK
Kemer Atlı Spor Kulübü Direktörü ve deneyimli binicilik eğitmeni Ela Açar, Türkiye Binicilik Federasyonu tarafından Avrupa Ustalar Dressage Şampiyonası’nda ekip şefi olarak görevlendirildi.
Daha önce birçok kez ekip şefliği yaparak ulusal ve uluslararası alanda önemli başarılara imza atan Ela Açar, bu alandaki tecrübesi ve liderlik yetkinliğiyle bir kez daha Türkiye’yi temsil etme sorumluluğunu üstlenecek.
Uzun süredir başarılı binici Rotem İbrahimzadeh’in eğitmenliğini de sürdüren Ela Açar, yetiştirdiği sporcularla elde ettiği dereceler sayesinde binicilik camiasında saygın bir yer edindi. Bu görevle birlikte Ela Açar, sadece bireysel başarılarını değil, Türk biniciliğinin kurumsal gücünü de Avrupa sahnesine taşımış olacak.
Haberin Devamı ›
KENDINIZI TANITIR MISINIZ?
Merhaba, ben Rotem İbrahimzadeh. İstanbul’da doğdum ve 18 yaşıma kadar burada büyüdüm. Daha sonra eğitimime ve binicilik kariyerime devam etmek için yurt dışına taşındım.
At binmeye üç yaşında başladım ve bugüne kadar tüm binicilik yolculuğum, gelişimim ve öğrenimim İstanbul’daki Kemer Country Club’da geçti. Kemer Country Club benim ikinci evim oldu; at binmeyi öğrendiğim, atlara âşık olduğum ve hayatım boyunca bu işi yapmaya karar verdiğim yerdir.
At dünyasına dair her şeyi, bugün hâlâ kariyerimde çok önemli bir yere sahip olan Ela Açar’dan öğrendim. Kendisi hem mentorum, hem antrenörüm hem de yol arkadaşım oldu.
Ailem ise en büyük şansım. Kendime inanmadığım zamanlarda bile bana inandılar, hayallerimi gerçekleştirmem için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Bugün ulaşabildiğim her nokta, onların inancı ve desteği sayesinde oldu diyebilirim.
Şu an 29 yaşındayım; hayatım tamamen atlarla iç içe geçiyor. Binicilik yapıyor, ders veriyor ve yarışmalara katılıyorum. Tutkum üzerine kurulu bir hayat sürdüğümü söyleyebilmek ise benim için çok büyük bir ayrıcalık.
ŞIMDI HANGI SEVIYEDE YARIŞIYORSUNUZVE NASIL BU SEVIYEYE ULAŞTINIZ?
Şu anda binicilikte ulaşılabilecek en yüksek seviye olan Grand Prix seviyesinde yarışıyorum. Beş yıldızlı yarışmalarda, Dünya Kupası elemelerinde ve bu yaz ilk kez Avrupa Ustalar Dressage Şampiyonası’nda yarışma şansına sahip olduğum için çok mutluyum.
Haberin Devamı ›
Buraya gelmek düz bir yol değildi; birçok mutluluk ve başarıyla bir o kadar da zorluk ve kalp kırıklığı doluydu. Kolay bir yol değildi ama her zaman harika bir yolculuktu.
Kariyerimin başından itibaren çocuklar, yıldızlar, genç biniciler gibi farklı yaş kategorilerinde yarıştım. Kimi zaman başarılı, kimi zaman daha az başarılı oldum ama bu süreç bana hem fiziksel hem de mental olarak nasıl hazırlanacağımı, bu sporda neler bekleyebileceğimi, atlara ve spora nasıl yaklaşmam gerektiğini öğretti.
Ülkemi Balkan Şampiyonalarından Avrupa Şampiyonalarına kadar birçok yarışmada temsil ettim. Son iki yıldır ise en üst seviyede yarışıyorum. Her gün yeni şeyler öğreniyor, bu sporun zorluğunu, incelikli dengesini ve sürdürmek için gereken mental dayanıklılığı daha da çok takdir ediyorum.
Haberin Devamı ›
Şu anda ülkemi Grand Prix seviyesinde temsil eden tek biniciyim ve bildiğim kadarıyla Avrupa Şampiyonası’na katılmaya hak kazanan ilk Türk Grand Prix binicisi oldum.
KALIFIKASYON PROSEDURU NASILDI?
Avrupa Ustalar Dressage Şampiyonası’na kalifikasyon süreci oldukça zahmetli ve gerçekten zorlayıcı. Açıkçası bazı anlarda “bunu başarabilecek miyiz?” diye ciddi şekilde düşündüğüm oldu. Bu hedef hiçbir zaman tek amacımız değildi ama başarmak, benim için kesinlikle büyük bir hayaldi.
Teknik olarak anlatmak gerekirse, belirli bir at ile –yani yarışmada partneriniz olacak atla– en az iki farklı CDI yarışmasında yarışmanız gerekiyor. Toplamda minimum %66 puan almanızın yanı sıra, iki farklı dört yıldızlı hakemden, iki farklı CDI yarışmasında en az %66 puan almak şart. Ayrıca bu hakemler, binicinin milliyetinden farklı ülkelerden olmalı.
Bu kalifikasyon prosedürü, yarışmanın sonucundan bağımsız olarak orada yer alacak herkesin bu hakkı gerçekten kazanmış olmasını sağlamak için son derece titizlikle hazırlanmış. Ancak özellikle sporda gelişmekte olan bir ülkeden gelen bir binici için bu süreç, hem teknik hem de lojistik açıdan oldukça zorlayıcı olabiliyor. Benim için ise, kariyerimde ilk kez yaşadığım bu deneyim, hem öğretici hem de unutulmaz bir yolculuk oldu.
Haberin Devamı ›
BU PROSEDÜR DE ATINIZLA OLAN BAĞ VE HAZIRLANMA SURECI NASILDI?
Kalifikasyon süreci ve Avrupa Şampiyonası’na giden yol, benim için oldukça yoğun geçti. Sık sık yarışmalara katılmam, hem fiziksel hem de mental olarak formda kalmam ve en önemlisi atımı da aynı şekilde mutlu ve sağlıklı tutmam gerekiyordu. Bu bir takım sporu; o benim diğer yarım ve altımda böyle bir ata sahip olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum.
Benim için avantajlı olan noktalardan biri, atımın benden daha tecrübeli olmasıydı. Yarışma hazırlığından, mental duruşa, antrenman egzersizlerine kadar bana çok şey öğretti. Onun eğitim programını mümkün olduğunca hafif tutmaya çalışıyoruz; çünkü işini zaten biliyor. Ondan beklentim, mutlu bir sporcu olarak arenaya benimle birlikte girip, birbirimiz için mücadele etmemiz. En önemlisi, kendini mutlu ve güçlü bir şekilde sunması.
Bu seviyede, o büyük arenada yalnızca siz ve atınız olduğunuzda, etrafınızdaki tüm gözlerin üzerinizde olduğunu hissettiğinizde, gerçekten bir ekip olduğunuzu bilmeniz gerekiyor. Atınızın sizin için mücadele edeceğine, size güveneceğine inanmalısınız. Ben bu güveni atımdan almayı başardığımı düşünüyorum. Bu, her antrenmanın veya yarışmanın kusursuz olduğu anlamına gelmiyor; ama arenaya girdiğimde asla yalnız hissetmiyorum.
Bunun büyük kısmı, yalnızca antrenmanla değil, onunla vakit geçirerek, bağ kurarak, yer çalışmaları yaparak, hayatının içinde olarak ve kelimeler olmadan bir ortaklık inşa ederek oluyor. Bu, çoğu zaman göz ardı edilebilen ama aslında en zor kısım. Bu yolculuk bana öğretti ki, günün sonunda en önemli şey, kurduğunuz ortaklık ve ortaya koyduğunuz uyum. Biz hayvanlarla çalışan sporcular olarak, her zaman bunun peşinde olmalıyız
YARIŞMA BOYUNCA KI AKIS NASIL?
Bu, en üst seviyede ve böylesine prestijli bir şampiyonada ilk yarışmam olacak. Dolayısıyla ortamın nasıl olacağını biz de yaşayarak göreceğiz, ama bunun harika bir deneyim olmasını umuyorum.
Yarışmada, ortalama olarak 60–65 binici yer alıyor ve bunlar sadece Avrupa’nın değil, dünyanın en iyi binicileri arasında. İlk yarışma olan Grand Prix testi, katılımcı sayısı fazla olduğu için iki güne bölünüyor. Bu ilk testin ardından sadece en iyi 30 binici ikinci teste katılmaya hak kazanıyor. İkinci testten ise, yalnızca en iyi 15 binici final olan freestyle testine çıkabiliyor.
Benim için, çocukluğumdan beri idol olarak gördüğüm bu isimlerle aynı start listesinde yer almak bile başlı başına inanılmaz bir duygu. Gerisi ise hayatın bizi nereye götüreceğini gösterecek. Elimden gelenin en iyisini yapacağımı biliyorum ve en iyisini umut ediyorum.
KISA BIRKAÇ CÜMLEYLE, TAKIMINIZA VE SIZI DESTEKLEYENLERE NE SÖYLEMEK ISTERSINIZ?
Bu yolculukta her zaman yanımda olan, destek veren insanlara ve atlarıma çok minnettarım. Mevcut antrenörümden ilk antrenörüme kadar, hepsi benim için çok kıymetli oldu. Ayrıca ailem, benim en büyük şansım ve güç kaynağım oldu. Onlar, en zor anlarda bile mutluluğumu düşünen ve bana inanan bir destek oldular.
Bu sporda kolay olmayan bir yolda ilerlerken, eğer birilerine destek olabiliyorsam ne mutlu bana. Özellikle ülkemden genç nesillere yardımcı olmak, onları desteklemek ve rehberlik etmek için elimden geleni yapmaya çalışıyorum.
Büyük yarışlara çıkmadan önce beklentilerimi gerçekçi tutmaya çalışıyorum çünkü ne olacağını asla bilemezsiniz. Ayrıca atımın da benim ruh halimi hissettiğini biliyorum, bu yüzden onun mutluluğu benim için çok önemli. Umarım her şey yolunda gider ve ülkem, ailem, antrenörüm ve takımım için en iyisini yapabilirim.
Buraya gelene kadar birçok zorluk yaşadım ama ailemin ve doğru ekibin desteğiyle mümkün olduğunu gördüm. Bu benim için çok değerli ve her zaman minnettar olacağım bir deneyim.
Arenaya çıktığımda, beni destekleyen herkes için bineceğim ve onları en iyi şekilde temsil etmeye çalışacağım. Bu deneyim benim için çok özel ve hayatımda her zaman gururla hatırlayacağım bir an olacak.