'Beton gibiyim'

Köln formasıyla yaşadığı rahatsızlık sonrası, faal futbol yaşantısına nokta koymuştu Ümit Özat... Şimdi ise bu kez yardımcı teknik adam olarak iş başında... Wolfsburg ile oynadıkları kupa müsabakası öncesi, basına ve taraftara kapalı son çalışmaya FANATİK’i konuk eden Özat, antrenman sonrası “Evvelallah beton gibiyim” derken, gelecekle ilgi planlarını da paylaştı. Köln’de adeta bir Türk futbol lobisi oluşmuş. Takımın kondisyon mühendisliğini Cem Bağcı sağlarken, savunma aksiyonlarıyla ilgi taktik çalışmaları da Ümit Özat yönlendiriyor. Wolfsburg’u 3-2 yenerek, tur atladıkları 90 dakikada, bir gün önce Özat’ın uygulattığı, defalarca tekrarlattığı savunma yerleşim ve ilk topun kullanılması senaryosu aynen sahneye koyuldu. Özat “Sadece solbekle ilgili endişem var” demişti ve yedikleri iki gol de, oradan geldi. Tur sevincinin ertesi Köln’de yine bir Türk kardeşimize ait Meksika Lokantası’nda buluştuk ve bol bol dertleştik... Ümit Özat, Almanya günlerini içtenlikle bize anlattı: “40 yaşıma kadar rahat rahat oynayabileceğimi düşünüyordum ama kısmetten ötesi olmuyor. Rabbime hamdolsun ki, futbolla ilgili yaşanabilecek çok güzellikleri, mutlulukları bana nasip etti. Gençlerbirliği, Bursaspor sonrası Fenerbahçe kaptanlığının getirdiği şeref, yaşadığımız şampiyonluklar, Ay-Yıldızlı forma Rabbim’in bana sağladığı en büyük nimetlerdir diye şükrediyorum. Elbette sağlık ve huzur da... Köln’de de herşey yolunda gidiyordu ama bir şansızlıktır oldu. Yaşanacakmış ki... Yaşadım. Güzellikleri nasıl soluyorsam, şanssızlıkları hazmetmeyi de bilirim...

‘Olağanüstü destek verdiler’
“Tedavi sürecimi en mükemmel şekilde geçirdim. Doktorlarımın tavsiyelerine ve tedavi programlarına harfiyen uydum. Şu anda sağlık sorunum yok. Ama kolay değil elbette, yüzde 100 performansla sahadayken bir anda sağlık problemi yaşıyorsun. Bu durumun iç dünyamı zedelememiş olması mümkün mü? Böylesi sıkıntıyı çalışarak sonlandırmaya ve futbolun teknik adamlık bölümünde hizmete devama hazırlıyorum kendimi. Bu konuda Köln şehrine, spor camiasına, taraftarlara, futbolcu arkadaşlarıma ve sevgili başkanıma da duyduğum şükran duygularımı paylaşmak isterim sizinle... Olağanüstü destek verdiler. Bu ilgi ile sevgileri büyük bir şifa ve moral kaynağı oldu benim için. İnsanın sevildiğini bilmesi ne kadar güzel ve anlatılmaz bir duygu.”

‘Bizim için her şey futbol’
“Alman futbolunu olduğu kadar ülkemdeki gelişmeleri de yakından izliyorum. Çok yoğun bir programım var. Antrenmanlara çıkıyor ve arada 4 saatlik Almanca dersleri alıyorum. Yeterince konuşabiliyorum ama daha da üst düzeye taşımak arzusundayım. Cem Bağcı kulübümüzün kondisyon sorumlusu ve en yakın dostlarımdan biri. Otobüs biletçisinin izin günü şehri yine otobüsle gezmesi gibi, biz de her boş vakitte futbol konuşuyor ve daha fazla fizik, taktik, düşünsel gelişimin projelerini planlıyoruz. Futbolcu Usain Bolt kadar olmasa da, yakınına ulaşacak hızı ve tempoyu bulmalı. Taraftar sadece başarı değil çabuk üretim ve doğru taktik düşünce bekliyor, haklı olarak. Bu talebe en doğru cevabı veren düşünce ve uygulama da, doğal olarak zirvede olacak.”

‘Ağır bir meslek yapıyoruz’
“Türkiye beni çok yormuş, farkında değilmişim. Yorulduğumu nasıl farkettiğimi ve neticesini de, futbolun içinde olan herkes bilir. Türk insanının en güzel özelliklerinden biri engin hoşgörü kültürü ve anlayış felsefesinin biraz daha fazla yerleşmesi lazım futbol dünyamıza. Futbolculuk çok cazip olduğu kadar, son derece de ağır bir meslek. Sadece bünyeniz değil, iç dünyanız da darbe alıyor. Bu konuda elbirliği ve dayanışma sağlanırsa, futbolun içindeki herkes daha rahat nefes alacak ve inanın başarı oranı katlanacak. Stres sporcunun en ağır prangası. Yaşayan bilir. Teknolojik olanaklardan elbette sonuna kadar yararlanalım da, bu işleri insanların ifa ettiğini de asla unutmayalım. Almanya’da sporcuların anormal baskı altında olmaması başarı trendlerini yükseltiyor. Bizim onlardan teknik ve fizik olarak eksik olmadığımızı kanıtlayan o kadar çok sporcumuz var ki burada. Alman spor kültürünü her birimde yakaladığımız zaman, Türk futboluyla hiç kimse kolay kolay baş edemez.” Ümit Özat’la 3 gün boyunca aralıklarla süren bir sohbet gerçekleştirdik. Tamamını bu satırlara sığdırmam imkansız. Zaman zaman yine paylaşacağımız konular da olacak elbette. Ümit Özat’a konukseverliği ve alakası nedeniyle bir kez daha teşekkür ediyor, kendisine gösterilen ilgi, sevgi ve saygın yeri nedeniyle bir Türk olarak onur duyduğumu bilmesini istiyorum. Ümit Özat, Cem Bağcı, Erdal Keser ve tüm Türkiye gönüllüsü diğer gurbetçilerimiz işadamı, işçi, sporcu ve bürokratıyla hepimizin gülen yüzü ve gurur vesilesidir Almanya’da...

Yazarımız Oğuz Dizer, Köln’ün Alman Milli Takımı forması giyen ünlü yıldızı Lucas Podolski ile biraraya geldi.

FANATİK ÖZEL RÖPORTAJ
Oğuz Dizer