MENÜ

Belhanda uygun mu?

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Fiziken, mental olarak, psikolojik olarak durum budur. Bir dolu dünya yıldızının bizim takımlarımızda sıradanlaşması bunun örneğidir. Çünkü bir ya da birkaç oyuncu takımı dönüştüremez, ama takım onları kendisine benzetir. Bu, sosyolojik bir gerçektir. Takımlar şablondur. En büyük yıldız ve sıradan görev adamının önemi uzun vadede aynıdır. Aykut Kocaman’ın antrenör takımı olarak tanımladığı bu mu bilmiyorum. Eğer öyleyse sonuna kadar haklı. Antrenörlük her şeyden önce mühendisliktir. Kadro mühendisliği...

Fenerbahçe yapısal ve estetik olarak dönüşmek istiyor. Ancak merkezindeki sorun çözülmek bir yana derinleşiyor. Belhanda bu sorunun temel çözümü olamaz. Açık söyleyeyim: Civa gibi bir adamdan bahsediyoruz. Her şeye sahip bir yıldız adayı. Ancak Fenerbahçe halihazırda 1. sınıfa yükselmek isteyen bu müthiş yetenek için doğru yer değil. Zira şablonu oturmuş değil. Yunus’un ihtiyacı olan, tüm şablonları oturmuş iyi işleyen bir makinede tempo oyunu oynamak. Beğeniyle takip ettiğim bu oyuncu bu yumuşak yapı içinde kaybolur. Faslı Fenerbahçe’yi dönüştüremez. Amrabat’ın, Stoch’un, Riera’nın yaşadıklarından daha bütük sıkıntılar yaşayabilir. Üst düzey için hâlâ eğitime ihtiyacı olan bir oyuncudan bahsediyoruz. Fenerbahçe o üniversite değil. Sadece iyi para kazanabileceği bir yer. Önemli bir cevher, ama misal bir Ferguson ya da Wenger veyahut Van Gaal eğitimine ihtiyacı var. Bu oyuncuya bu açıdan bakmak lazım. O, Fenerbahçe için uygun mu diye değil, Fenerbahçe onun için uygun mu diye... Fenerbahçe’nin bu yapısal sorununu çözmeden bu tip oyuncuların mekanı olması güç.

Fenerbahçe ekolü?

Aykut Kocaman’ın bu sene soyunduğu işin önemli eksiği merkezde. Emre ve Alex’in daha güvenilir formlarına ihtiyaç varken daha iyi Selçuk Şahinler’le işe başlanmasında. Bu verkaççı eksiği takımın ön bölümündeki hücum gücüyle kopmaya yol açıyor. Arkada keskin stoper eksiği de bu sorunu derinleştiriyor. Meireles bu takımın en defansif orta sahası olması gerekirken skalada kendisine en hücumcu oyuncu olarak yer buluyor. Şablondaki problem derinleşiyor. Transfer burayı çözerse iş değişir. Belhanda daha manalı olabilir. Kocaman’ın yaratmak istediği yapı bu olmalı. Yoksa merkezdeki sıkıntı herkesi etkileyecek.Bu durum Avrupa’da şu ana kadar sorun yaşatmadı. Zira herkes dengeli oynuyor. Çıkmak, Türkiye’deki kadar zor olamadı. Ancak Bate sonrası durum değişir. Bu yapı, bu şablon yetmez. Kocaman bunu çözebilirse sorun hallolur. Ancak bu psikolojiyle bunu çözmek kolay değil. Bu psikolojiyi yaratanın da ne olduğunu söylemeye gerek yok.

Gelgitler büyük

Fenerbahçe, tarihinin en kötü dönemini yaşamıyor. Yaşı bana yakın olanlar ne olacağının hiç bilinmediği zamanları hatırlar. Kulüpte kimsenin yarınının belli olmadığı zamanları. Bir transfer döneminde 50 transfer yapıldığı, sezonun 3 teknik adamla geçildiği, yönetimlerin ilk ayında istifaya davet edildiği ve 2 dönem çalışabilene kral gibi bakıldığı yıllar. Fenerbahçe’nin çok daha zor zamanlarını hatırlamak zor değil. Bugünle karşılaştırılmaz dahi. Ancak Fenerbahçe’nin bugünlerden daha fazla şoke olduğu bir dönem yok. Türk sporunun en istikrarlı yapısıyken 1.5 senede tüm bunların oluşunun yarattığı sarsıntının benzeri yok. Eskiden zaten dağınıktı her şey... Şimdi gelgitler büyük... Kaptandan başkana, teknik direktöre, yöneticilere, tribünlere, medyaya kadar... Burada spor yapmak yaptırmak zor. Çok zor...

Kişiye özgü rejim; Azizm

Fenerbahçe’nin kendine has bir rejimi vardı eskiden, kaotik bir demokrasi. Azizm’den sonra mevzu farklılaştı. Bu, tam başkanlık sisteminin öncesini Fenerbahçe’nin gençleri hatırlıyor mu, bilmiyorum. Ancak sonrasının ne olacağı konusunda kimsenin bir fikri olduğunu sanmıyorum. Ortaya yeni bir aday çıkmasından bahsetmiyorum. Yeni bir rejimden bahsediyorum. Çünkü halihazırdaki rejim kişiye özgü. Azizm... Ve bu istikrar alışkanlığı sırasında yaşanan gelgitler psikolojiyi çok bozdu. Kocaman’ın gidip dönüşü bile anlatıyor her şeyi aslında. İşte soru aslında bu: Bu tedavi edilebilir mi?

YORUM YAZ