MENÜ

Transfer üzerine

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Kulüplerle adı geçen futbolcu isimlerindeki enflasyon, her transfer döneminin olmazsa olmazıdır. Taraftar kitlesi geniş, gözde kulüplerle anılan isimler o kadar çoktur ki, durum kafa karıştırır.
Herhangi bir transfer haberi, okunacak izlenecek aşamaya nasıl geliyor onu irdeleyelim: Menacerler haberlerin baş aktörleridir. İşini layıkıyla yapanları bir kenara koyuyor ve haklarını teslim ediyoruz. Ama büyük çoğunluğu, maalesef futbolcu değil, adeta ‘mal’ pazarlama tekniğini kullanır. Kulüplerin hangi mevkilere futbolcu aradıklarını iyi izler, ulaştıkları Transfer Komitesi ya da Yönetim Kurulu üyelerinden birine kendilerine bağlı futbolcuları önerirler. Bu işin ilk aşamasıdır. Sonra iş bunu medyaya sızdırmaya gelir. Medyada tanıdıklar vardır. Medya mensubu da, ‘atlama’ kaygısıyla, ismi bir yerinde geçirdiği haber yayınlandıktan sonra yöneticiler devreye sokulur. Onlara sorulur, ‘ilgileniyoruz!’ yanıtı alınınca da manşete taşınır.
Sonuç: Bonservis ücreti yüksektir, bonservisi elindedir ama futbolcu çok para ister, izlenen maçtaki performansı düşüktür, vazgeçilir. Ya da genellikle olduğu gibi bunlardan hiçbiri yapılmaz, isim gündemden kalkar.
Menacer boş durmaz, eldeki haberler referanstır. Hedefte popülaritesi daha düşük kulüpler vardır. “Falanca kulüp de istiyor, kaçırmayın!” uyarısıyla yeni kulüplerin, yeni medya mensuplarının peşinden koşulur. Taraftarlar ertesi gün kaç yeni isimle karşılaşacakları konusunda tahmin tartışmaları yapar.
İsmi Trabzonspor’la da son dönemde anılan oyuncu sayısında çok ciddi artış var. Taraftarlar, “Ayni film vizyonda!” yorumunu yapıyor. Oysaki isim enflasyonu konusunda çok hatası olmasa da yönetim, Simon fiyaskosu gibi bazen ‘kaygılara’ çanak tutuyor. İnce eleyip sık dokumaları, kurumun bir kuruşunu boşa harcatmama kararlılığı nedeniyle doğru olsa da taraftar haklı olarak somut gelişme bekliyor.

YORUM YAZ