Bunu da gördük!

Son 2 yıl 2 ayına birçok skandalı sığdıran Trabzonspor’da, bir yönetimin, ibra edilmediğini de gördük. Sağduyulu hiçbir Trabzonsporlu’nun yapılmayan Genel Kurulu olduğu kadar, ibra edilmeyen yönetimi de içine sindirdiğini düşünmüyoruz.
Bu karar, bir yolsuzluk yapıldığı anlamına gelmiyor. İşleyecek hukuksal süreç, yönetimin idari ve ekonomik kararlarının doğru olup olmadığını belirleyecek. Böylece icraatların doğruluğunu savunan yönetim de, iddiaların dillendirilmesinden kurtulacak ve aklanacak. Ama iş bu noktaya gelmemeliydi. Bunda yönetimin çok ciddi hataları var. Kaldı ki Mali Genel Kurul’da bunun işaretleri verilmişti. Buna karşın yönetim, son Genel Kurulu zamanında yapmayarak işi alevlendirdi. Yetmedi, bilançodaki 3 milyon YTL’lik menajerlik gideri ciddi tepki topladı. Değerlendirme, “Fenerbahçe bu paraya Maldonado’yu aldı!” şeklinde oldu. Mali Sekreter’in “Başkan 3 milyon YTL bağışladı” sözünün gerçek olmadığının ortaya çıkması ve borcun 40 Milyon YTL’yi bulduğunun anlaşılması işin tuzu biberi oldu. Sonuçta Genel Kurul bugün seçimini yapar, yeni yönetimi belirler, hukuksal süreç de işler. Bu noktada bir sorun ortaya çıkıyor. Denetleme Kurulu da ibra edilmedi ve aynı üyeler, seçime girecek. Hem onların hem de ibra edilmeyen yönetimin icraatlarından, istifa ettikleri 21 Mayıs 2007’ye kadar sorumlu olan Başkan adayı Hacıosmanoğlu, Yusuf Şimşek, Köksal Güney ve Faruk Kanca ile mevcut yönetimden Aydın Pişiren’in durumları hakkında hukuki olmasa da etik tartışmalar gündeme gelecek. Bir gerçek daha; ibra edilmeme kararı, Hacıosmanoğlu ile Albayrak ekibini birbirine yaklaştırır. Bu durum oylamada dengeleri etkiler.