MENÜ

Birlik-dirlik!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Ülkenin dirliği, birliğine bağlıdır. Birliği sağlamaya çalışırken duran genç yüreklerden birinin ateşi de Trabzon’a düştü. İzinde ya da terhis olsa tribünde olması kuvvetle muhtemel maç, İbrahim Gedik’in gölgesinde kaldı.
Birlik-dirlik ilişkisi Trabzonspor’da sağlanmıştı oysa. 3’te 3 ve yeni yönetim, dondurucu soğuklarda Trabzonlular’ın içini ısıtıyordu. Beklenti, bu durumun pekiştirilmesine yönelikti. Ama bir dizi yanlış bunu engelledi. Ayman’ın yokluğunda Adnan tercihine saygılıyız, zira futbolcuların durumunu en iyi çalışmalarını gözleyen teknik direktör bilir. Ama Adnan’ın performansı bu kadar kötüyken devamda ısrar tartışılır. Erdinç, 2. sarıyı her an görebilecek düzeyde agresifti. Malum son orta alanda gerçekleşti. Gökdeniz iki top kaptırdı. İkisi de gol oldu. İlk golde Tayfun yanlış yerdeydi. Tolga’nın tereddüdüyle yediği 2. golde Burak, Hüseyin’le aynı hizada çıktı, finalde aralarında on metre fark vardı. Kenardakinden sahadakine bunca hatayı bir araya getiren takımın, rakibi ligin dibine demir atmış da olsa, 2 farklı yenilgiye düşmesi normaldi.
2 fark ve bir eksikle başlanan 2. yarıda karamboldan gelen erken golün avantajı, panik nedeniyle değerlendirilemedi. İşin kötüsü takımı bundan kurtaracak kenar yönetimin daha çok panikte olmasıydı. Gerekli müdahaleler zamanında yapılamadı. Tayfun, organize olunamayan iki pozisyonda ürettiği gollerle bir puanı kurtardı.
Hakem adına garipliklere gelince; Aytekin Durmaz, Erdinç’e kartlarda cömert ve haklıydı. Ferhat, sarı kartı görmeden önce ve sonra Yattara’ya iki kritik müdahale yaptı. En sonunda Şener, kulübeye “atılacak, değiştir” uyarısı yapmak zorunda kaldı, dakika 49’du. 58’de Vural da kabul etti. Zaman çalma çabaları profesyonellikle değil, Durmaz’ın acemiliğiyle ilişkilendirilebilirdi! 4 dakikalık uzatma komikti. Tayfun’un 2. goldeki konumunda yardımcısına uymak zorunda kalması yetersizliğini pekiştirdi.
Birlik dirlik demişken; Trabzonspor’unki iş kazasına değil, Yanal kazasına uğradı. Ülkeninkiyse; Ankara’nın en yüksek rakımlı yerinde, birilerinin bilinçaltındaki siyasal emellerini gerçekleştirilme gayretine. Dirliği sağlayacak birliğe darbe de, acıdır ki, “fırsat bu fırsattır” yüreklerin dağlandığı gün vuruldu.

YORUM YAZ