MENÜ

Sevgi, sevgi, sevgi

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Adem Dursun demişti: “Devlet memuru gibiyiz. Geliyoruz, gidiyoruz, ama çoğu arkadaş bir selamı bile esirgiyor.” İşte takımdaki birlik beraberlik, işte Beşiktaş ruhu... Bu ekibe sevgi verilmeli, ama önce yetkili belirlenmeli Öncelikle Erkek Basketbol ve Bayan Voleybol takımlarını, Fenerbahçe galibiyetlerinden dolayı kutluyorum. Beşiktaş ailesine çok hoş bir yılbaşı hediyesi verdiler. Şenol Demirağ, Murat Didin, Cengiz Göllü ve sporcuların maç öncesi ve sonrasını gördükten sonra futbol takımında neyin eksik olduğunu çok iyi anladım: Sevgi, sevgi, sevgi... Bu kanıya varmamdaki en önemli sebeplerden biri de, Beşiktaş mecmuası için Adem Dursun ile yapmış olduğumuz söyleşiydi. Adem, “Devlet memuru gibiyiz. Sabah gelip akşam gidiyoruz, ama çoğu arkadaşımız selamı bile esirgiyor” demişti. Bu sözlerin ardından takımdaki arkadaşlığı, birlik beraberliği, ruhu siz düşünün. Her yerde yetkili var! Kim yaratacak bu sevgiyi? Sorun, takım içinde yaşanan yetki karmaşasından kaynaklanıyor. Mehmet Ekşi mi, Gordon Milne mi, Erdil Arpacı mı, Sinan Serhatlıoğlu mu? Yoksa herkesin eleştiri odağı olan, Nevzat Demir’den ayrılmayan, ama şimdilerde eleştirilerden onu da bezdirdiler, o da uğraşmak istemiyor. Kıvanç Oktay mı? Ya da Tayfur, Sergen, Üzülmez, Tümer, Okan, Cordoba, Pancu, Hassan mı? (Onların hepsi de kaptan!) Neyi merak ediyorum biliyor musunuz? İnönü’de soyunma odalarından çıkış tüneline kadar 60-70 metre mesafe var. İki yıldır, bu mesafede yaşananlar hiç basına yansımadı. Arkadaşlar birbirini nasıl motive ediyor? Sahaya çıkarken elele mi geliyorlar? ‘Haydi aslanlarım’ diyecek bir lider var mı? Göremedim, daha doğrusu görüntülerde rastlayamadım. İşte asıl sorun da burada. Beşiktaşlı oyuncu, soyunma odasından çıkış tüneline kadar yaşaması gerekenleri yaşamazsa, başarı beklemek hayal. Bu iş, bu kadroyla... Son sözlerim yönetime... Sakın ola, devre arası transfer yapmak için transfer yapmayın. Kimsenin alınmayacağını, adım gibi biliyorum. Ronaldinho hariç, gazetelerde Beşiktaş’a gelmedik futbolcu kalmadı! Şunu açık ve net söylüyorum; Ailton, Youla, Pancu, Cordoba, Veysel, Adem Dursun, Ahmed Hassan, Tümer de dahil, sezon sonuna kadar bu takımdan kimse bir yere gitmeyecek. Kimse, kimseyi kandırmasın. Bu saatten sonra ne alınacak futbolcudan Beşiktaş’a fayda var, ne de altyapıdan Yüksel, Mehmet Sedef ve Kocaeli’ndeki İbrahim Kaş dışındaki bir oyuncudan profesyonel kadroya... Altyapı deyip de kendimizi kandırmayalım, oranın da içine edildi. Orada da bir yetki karmaşası var. Diyeceğim şu yani... Beşiktaş’ın hedefi belli; Türkiye Kupası, UEFA bileti. Mevcut kadroyla bu iş olacak, başka çaresi yok. Bu takıma kimsenin katılacağı yok, kimsenin gideceği yok, çünkü talipli yok. O halde bu iki hedefi yakalamak için tek bir şey kalıyor, o da sevgi aşılamak. Paradan yana bir sıkıntı yok. Ama futbolculuklarını Temmuz’da hatırlayan bu arkadaşlarımız, tribünden iki tepki görünce kaçmak istiyorlar. Eğer kulüp sana olan taahhütlerini yerine getirmişse, sen de futbolcu olarak taahhütlerini yerine getirmek zorundasın. Mirasyedi değilsin. Tabii ki bazı zorluklar olacak, tribün tepkisi de dahil. Ayakta duracaksın, başka çaren yok!

YORUM YAZ