MENÜ

İyi bayramlar...

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Sıkıntı ve keyif aynı cümlede. Kolay değil. Sadece ve sadece kazanılması gereken bir 90 dakika. En ufak bir hatada emekler çöpe. Öte yandan sezon içinde bayramı kabul etmeyen, bir maçlık heyecanları içine sindiremeyen Galatasaray, sonuna kadar hakettiği şampiyonluk peşide. Oftaş, buna engel koyar mı?.. Futbol bu bilinmez. Fal bakmayalım, geçelim finale...
35 dakika titreyen kramponlar. Trabzon’dan gelen gol haberi bile kesmiyor heyecanı. Eller başta, yüzler gergin, gözler kilitlenmiş adeta tek karede. Böyle mi gidecekti?.. Yeter diyen biri çıkmalıydı. Kime yakışırdı. Tabii ki golcüye. Arda’nın inadı, Hakan’ın incesi. O ana kadar; kuru kalabalık kimliğinde oturan taraftarın kendine gelişi, ardından Hakan Balta’nın bugüne kadar gösterdiği performansla örtüşen ve buram buram kalite kokan füzesi. Şampiyonluk kupsanın sırıl sıklam ellerle, gökyüzüyle öpüşmesi. Sizlere, taktikmiş, oyun düzeniymiş yazacak birşeyim yok. Hak verirsiniz ki, dün gece Ali Sami Yen’de şampiyonun belli olduğu maçta bu tür şeylerin düşünülmesi abesle iştigal.
Cevat hocanın elinin hamurunu bilmeyen yok. Futbolculara gelirsek, hangisini sayalım. Birini övsek diğerine ayıp. Ama özellikle, ‘Çılgın Türkler’e avuç dolusu alkış. Özhan Canaydın ve Adnan Polat ağabeyin; Adnan Sezgin ve Mustafa Turgun’un emeklerini saymazsak daha da ayıp. Onyedinci şampiyonluk her türlü aksiliğe, sürüsüne bereket çekilen cefaya rağmen, Galatasaray Kulübü’nün tarihine altın harflerle yazıldı. Dün akşam, gerçek sevinci yaşatan ve yaşayan tüm Galatasaraylılar’ın bayramı kutlu olsun.

YORUM YAZ