MENÜ

Zıt karakterlerin savaşı

Abone Ol Google News

2010 Dünya Kupası'nda sona gelindiğinde 4/3 Avrupalı kalmış, finali de 2 Avrupalı (İspanya-Hollanda) oynamıştı. İki zıt karakterin buluşmasıydı 2010'un finali. Daha az sert olan, oyununu pas üzerinden kurgulayan İspanya kupayı kazandı, turnuvanın en çok faul yapanı Hollanda kaybetti.

Haberin Devamı

2014'ün son 4'ünde 2 Latin 2 Avrupalı var. Yarı finalde zıt karakterli takımların mücadelesine tanıklık edeceğiz. 2002'de son kez Dünya Kupası'nı kaldırdığından beri final göremeyen Brezilya aynı antrenörle kendi ülkesinde kupaya uzanmaya çalışıyor. Fakat Brezilya dünyanın alışık olduğu oyun karakterinin dışında bir oyun tavrı sergileyerek ilerliyor. İlginçtir, Latin kıvraklığını tarih boyu dünyaya sevdiren Sambacılar, bu turnuvanın şu ana kadar en sert takımı olmayı başardı. Brezilya'nın maçlarında deyim yerindeyse kemik sesleri yükseliyor. Scolari öğrencilerine sertlik iksiri içirip saha sürüyor adeta. Brezilya, 96 faul yaparak Hollanda (91) ile birlikte turnuvanın en sert takımı oldu.
Brezilya'nın karşısında turnuvanın Arjantinle birlikte en az faul yapan takımı Almanya'nın varlığı bizlere bir '2010 finali dejavusu' yaşatabilir.

Final Löw'e bağlı!

Haberin Devamı

Almanya, Beckenbauer döneminde 1990 Dünya Kupası'nı kaldırdığından bu yana sadece 2002'de final oynama başarısı gösterebildi. 2006'da ev sahibi oldukları turnuvada da Klinsman ile yarı finalden öteye gidemeyince Löw'e Milli Takım kapısı açılmıştı. 2014 Dünya Kupası Löw ve Alman Milli Takımı için bir dönüm noktası olacağa benziyor. Löw, 24 yıldır hasret kaldıkları kupayı kaldırabilmek için her yolu deniyor. Almanya'yı tıpkı Pep Guardiola'nın Bayern Münih'i gibi bir pas takımı haline getirmeye çalışıyor. Bunu da büyük oranda başarmış durumda, zira şu ana kadar turnuvanın açık ara en çok pas yapan takımı konumundalar. Güney Afrika 2010'da oynadığı 7 maçın neticesinde Almanya 3948 pasa ulaşabilmişti, şimdi Löw'ün dönüştürdüğü takım sadece 5 maç sonunda 3577'yi buldu bile.

Yıllar sonra Pep'in total futboluna dikey geçiş yapan Löw'ün Almanyasında temel prensip 'hareket'. Kaleci Neuer de dahil herkes pas trafiğinin içinde yer alıyor. Cezayir'e karşı ceza sahası dışında 19 kez topla oynayarak, 'libero kaleci' tanımını literatüre kazıyan Neuer, Brezilya'ya karşı belki de Löw'ün en büyük kozu olacak.
Almanya'nın kaderini belirleyecek unsur, Löw'ün kanat oyununu ilk 4 maçta olduğu gibi stoperler üzerinden mi, yoksa Fransa karşısındaki gibi Lahm'la mı kurgulayacağı.

Scolari'nin de farkı yok

Brezilya'nın da kanat oyununda Almanya'dan bir farkı yok aslında. Dünyanın en iyi hücumcu beklerine sahip olmasına rağmen, Scolari ne Dani Alves'e Barcelona'daki rolünü ne de Marcelo'ya Real'deki rolünü veriyor. Bekler orta yayın ötesine geçmediği için Hulk ve Oscar'ın mesafeleri açılıyor. İkisini de sürekli adam kovalarken görüyoruz. Bu da tüm hücum senaryosu Neymar üzerinden kurgulanan Brezilya'yı sert bir faul takımına dönüştürüyor.

Scolari-Pareira ortak aklı, 600 beygirlik spor arabadan modifiye edilmiş orta direk otomobili performansı almaktan şikayetçi değil. Futbolseverlerin en büyük korkusu, takımın tek üreticisi Neymar'ın yokluğunda Brezilya'nın 2010 Hollandasına dönüşmesi.
Scolari, beklerinin iplerini gevşetir; Löw de toplumsal referanduma kulaklarını tıkayarak Lahm'ı yine orta alana itip Neuer'in önüne 4 stoper çekerse ev sahibine final yolu açılır. Yoksa, Almanya finale yakın olan taraf.

Haberin Devamı
YORUM YAZ