MENÜ

Trabzonspor'u batırıyorlar!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Bu tablonun, kentin futbol enerjisini coşkusunu emdiği, sayılabilecek birçok negatif unsurla birlikte anılabileceği kesin. Bir güruh, kulübün başındaki ismin kim olduğuna pek fazla bakılmaksızın yapar bunları. Bu sezonun da en formda en revaçta mevzusu: Kulüp batıyor!

Rakamlara bakalım


Satılan oyunculardan gelen 13.5 milyon Euro... Alınan 21 oyuncu ile baştan aşağı değişen kadroya harcanan 28.5 milyon Euro. Yani arada 15 milyon Euro’luk bir fark. Bu rakam bazılarına göre batma sebebi olabilirken, birçoklarına göre böyle bir reform için hayli makul. Üstelik Janko, Colman gibi sorunlu, Alanzinho, Henrique ve Adrian gibi misyonunu tamamlamış, Malouda gibi garanti ücreti çok yüksek, neticede genel anlamda atıl durumdaki yabancılarla yollar ayrıldı. Olcan gibi her ne kadar takımın yıldızları arasında görünse de mutsuz ve 1 yıl sonra bedelsiz gidecekbir oyuncu hatırı sayılar rakama, bir de Salih katkısıyla gönderildi. Beklenen sıçramayı gösteremeyen ve daha önceki dönemlerde ‘Bizim çocuk, oynamasa da dursun’ mantığıyla kadroda tutulan Trabzonlu gençlere de başka mecralarda oynama fırsatı sunuldu.

Bedava mı oynuyorlardı!

Şimdi bir de şöyle hesap yapanlar var ki, onlar rakamı 50 milyon Euro’ya çıkarıyor, çünkü alınanların 3-5 yıllık alacaklarını da yazıyorlar. Ancak hiç gelir kalemi yok bu ‘olağanüstücüler’ hesabında! Sanki kadro değişmese, bu oyuncular alınıp 15 milyon Euro harcanmasa, diğer futbolcular bedavaya, Trabzonspor aşkına, asgari ücretle oynuyormuş gibi. Eleştirin, tartışın ama kongreyle gelen bir yönetimin kendi programına, kendi yol haritasına en azından görev süresiiçinde biraz olsun saygı duyun. Bu durum, sadece Hacıosmanoğlu özelinde söylediğim bir şey değil. Sadri Şener de zamanında bu ‘olağanüstücüler’ tarafından defalarca yerden yere vuruldu, o da kulübü
batırmakla suçlandı, o da görevyaparken defalarca yıldırıldı. Ancak o sürecin devamında Trabzonspor camiasının bugün ‘şampiyonuz’ dediği 2010-2011 sezonu ortaya çıktı. Üstelik tüm bu ‘olağanüstücüler’ aynı zamanda Trabzonspor’un her sezon İstanbul’un dev bütçeli, potansiyel gelir kaynaklarına sahip, istediği oyunculara daha kolay erişme avantajını elinde bulunduran rakiplerle yarışmasını ister, başaramazsa yine ‘kongre’ der.

Romantizme yer yok


Kimse kalkıp, altyapı, öze dönüş falan demesin. Bugün o bahsettiğinizromantik projelerin Türkiye’de transfer ihtiyacının önünde bir işlerlik kazanması için bizim yıllara değil, komple bir değişime ihtiyacımız var. Ayrıca eğer birilerinin elinde böylesi bir altyapı-öze dönüş projesi varsa yönetim ve kulüp ayrımı yapmadan gitsin lisansını alsın, projelendirmesiniyapsın, getirsin ortaya koysun. O kimseler merak etmesin, hiç kimse o projeye ‘olmaz’ demez. Ancak altyapıdan oyuncu çıkmıyor sızlanması, para yabancıya gidiyor edebiyatıyla da bu işler olmaz! Taraftarın stada giden yolda en çok şikayet ettiği, ‘heyecansız takım’ tablosunu değiştirmek adına yapılan değişim, bu değişime imza atılırkengelen yeni teknik heyet ve 21 yerliyabancı oyuncu grubu, konan hedefler, kurumsal yapıdaki birçoğu olumlu kabul edilen gelişmeler... Hala eleştirilebilir, hala daha iyileri yapılabilir, belki bu yapı sportif olarak istenen seviyelere gelemeyebilir ama en azından Trabzonspor camiasının yüksek sesinin futbol heyecanına bir fırsat vermesi gerekir. Tabi ki bu yapının altında imzası olan, başarısızlık halinde devam şansını
kendisine bile vermeyecek olan yönetime de kongreyle değil de darbeyle buraya gelmiş gibi davranmak haksızlıktır. Yönetim de hakarete tabi ki değil ama eleştiriye açık olmalı, her eleştiriyi bir darbe girişimi gibi saymamalı ve ilk başlarda söz verip, son günlerde yaptığı Avrupa kupalarına davet gibi, tüm camiayı kucaklamak için en azından çalışmalıdır.

YORUM YAZ