MENÜ

Fobi-Hobi

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Derbi gölgesinde bir haftaydı ama Trabzonspor için Mersin deplasmanı Kadıköy’deki kapışma kadar değerliydi. Başakşehir ve Bursa’ya karşı ‘Burası benim’ demek için de, deplasman sıkıntısını yenmek
için de.

Meşhur bir laf vardır oyunu ‘domine’ etmek diye. Ama asıl önemlisi oyunun ‘dominant’ tarafı olmaktır. Domine edersiniz bazen ama ‘dominant’ olursanız genelde kazanırsınız. Ersun Yanal’ın takımının
özellikle deplasmanlarda böyle bir sorunu vardı. 1’i bulsa bile garip bir çekingenlik içine giriyor, ayakları geri gidiyordu. Sıradan olmayan Trabzonspor kadrosunun ‘fobi’ olarak konuşulan bu durumdan
kurtulması için acilen bu işten keyif alması, bulduğu skoru yükseltme adımlarını öne doğru atması lazımdı. Bu da oldu.

Mükemmel işler yaptı

İsim isim konuşmak 11 adamlı ve bu kadar maliyetli bir kadronun değerlendirmesi olamaz ama fark yaratanlar her alanda olduğu gibi Trabzonspor’un Mersin deplasmanında da vardı. Mehmet özellikle.
Saklanmadan, top alarak, öne oynayarak mükemmel işler yaptı. Biraz daha ceza sahasının içine sokulsa asıl o zaman büyük tehlike olacak. Fakat tahmin ediyorum ki, henüz kendisini o kadar derine sokacak, sonra da dönecek kadar güçlü görmediği için böyle oynuyor. Sefa da gecenin sürpriziydi ama o da oyunun ve kurgunun bir meyvesi. Trabzonspor böyle oynarsa Sefa gider başkası gelir, atar.

Özgüven açısından çok önemli

Önemli bir haftaydı. Şortluların takım elbiseli abilerin önünde koştuğu, iyi işler yaptığı bir hafta. Trabzonspor özelinde ise inanılmaz kazançlı bir hafta. Sadece 3 puan olarak özetlemek mümkün değil tabii
ki. Kabusundan, değerli bir rakibe karşı farklı galibiyetle uyanan Trabzonspor’un kazandığı özgüven çıktığı basamağın da, galibiyetin de çok ötesinde.

YORUM YAZ