MENÜ

Ancak saygı duyulur

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Evet, Hami Hoca tabloyu ve işinin zor olacağını biliyordu... Ancak mücadeleden kaçmadı, düşünüldüğü, arandığı anda, “Aman ne gerek var şimdi zaten takım baş aşağı gidiyor, boşuna o yolculuğun pilotu olmayayım” demedi. Tıpkı Sadi Tekelioğlu gibi. Gerçek anlamda ‘ailenin bir parçası’ olmak böyle bir şey. Sonradan üye olanlar, gelindamat gibi de sevilebilir ama aileden olanlara önce saygı duymak gerekir. Küfürü, hakareti ne Sadi Hoca hak etmişti ne de şimdi Hami Hoca hak ediyor. Niyetlerinden kuşku duyulmayacak insanlar çalıştılar, çalışıyorlar, ayrıldılar ve ayrılacaklar. Yine sorun çıkarmadan, kırmadan, arkadan konuşmadan. Saygıyı hak ediyorlar.

Trabzonspor’a hoca bulmak...

Belki de ilk kez bu kadar zor. Çünkü son yıllarda o kadar çok alternatif akım ve felsefe denendi ki...

Yerlisi; Ersun Yanal. Yerlinin yerlisi; Mustafa Akçay. Efsanesi; Şenol Güneş.

Yabancı; Bross. Yabancının yerlisi; Halilhodzic.

Ersun Yanal’ın kurduğu ve uzunca süre ‘eline sağlık’ dedirten kadroyu ve 2010- 2011’deki Şenol Güneş performansını kenara koyarsak en iyi kadrolarla bile olmadı, tutmadı diğerleri. Şimdi ekonomi daha kötü...

Kağıt üzerinde iyi ‘kadro’ asla ‘takım’ olamadı, belki de ilk kez bu kadar atıl durumda. Konuşulan seviyede bir ceza gelirse yeni stadın avantajı dezavantaj olabilir. 50. yıl beklentisi ve tarihin en kötü sezonunu unutturma zorunluluğu da cabası.

Yani Muharrem Usta’nın bu tabloyu kaldırabilecek hocayı ikna için hayatının sunumunu hazırlaması gerekecek.

Büyükaydın ve gerçekler

Gündem çok hareketliydi, sıcağı sıcağına değinemedik. Trabzonspor Futbol Koordinatörü Yılmaz Büyükaydın, Fenerbahçe maçından önce bazı değerlendirmeler yaptı. 6 oyuncunun kadro dışı kalmasıyla başlayan revizyonun sinyallerini verirken de, geleceğe dair beklentiler sıralarken de ortaya koyduğu gerçeklik, aslında Trabzonspor’un en çok ihtiyaç duyduğu şey belki. Revizyonun kaçınılmazlığından bahsederken, aynı zamanda zorluğundan da bahsetti, doğru... Çünkü çok ciddi mukaveleler var. Öyle ki, oyuncuların bazıları oynamak yerine oynamadan Trabzon’dan alacağına razı bile olabilir.

Hedeflerden bahsederken, ancak gerekli takviyelerin tamamı yapılırsa 1-2 yıl içinde hedefe oynanabileceğini söylüyor, bu en doğrusu. Hatta burası o kadar doğru ki, Trabzonspor’un en çok ihtiyacı olan bakış açısı. Çünkü bu kenti, Trabzonsporlu’yu “Sadece şampiyonluk istiyor, başkasını beğenmiyor” diyerek sınıflandırmak tarihi bir hata. Tarihi çünkü, eğer öyle olsaydı yıllarca şampiyonluk yaşamamış bir camianın seveni artmaz, genç nesil o takımı tutmazdı. Taraftarın isteği sahada kendi kadar heyecan duyan, terleyen, yarışan ve sonuna kadar o yarışın içinde olan bir takım.

Tam tersine taraftar değil, futbol takımları ve onları yönetenler ‘şampiyonluk’ vaatleriyle kötü sınavlar veriyor. Yoksa, tarihin en iyi kadroları kurulmasına, iyi hocalarla çalışılmasına rağmen son açıklanabilir!

‘İlla olacak’ diye belirlenen şampiyonluk kaçınca diğer hiçbir hedef tutmuyor, yarışma bitiyor. Büyükaydın’ın söyledikleri belki ilk anda popülist mavracıları rahatsız edebilir ama bu mantığın ve kentin gerçek beklentisinin arkasında durmak kazandırır

YORUM YAZ