MENÜ

Derbi öncesinde Galatasaray'ın görünümü...

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Öncelikle şunu kabul etmemiz gerekir; Futbol tembel insan işi değildir. Top ayağına geldiğinde oynayıp sonrasında arkadaşlarını ve rakiplerini izleyen oyuncunun bugünün futbolunda yeri yoktur, topla becerileri ne denli gelişmiş olursa olsun...

Öyleyse, topa sahip olmayan oyuncunun da, topu ayağında tutan oyuncu kadar önemli olduğunu bilmek yetmez, bu gerçeğe inanmak gerekir. Her an hareketli, kapalı savunmalar arasına zekice yapılan girişimleri en çok Galatasaray'da görmekteyiz. Bu anlayışa bağlı olarak ataklarda arı gibi çalışan oyuncular izliyor, Galatasaray'ın ataktaki varyasyonlarından zevk alıyoruz.

Galatasaraylı oyuncular kanatlarda kurdukları küçük üçgenler sonucunda temponun düşürüldüğü, pas oyununa geçildiği izlenimini veriyorlar rakiplerine. Bu duraksama, bir anlamda topun öldüğü andır, ama aynı zamanda yeniden hızlanarak ölmüş izlenimi verilen toptan yaşam doğuruyorlar. Bu durum hücum oyuncularının, topun üzerinde tam bir hakimiyet kurmasına neden oluyor. Topun öldüğü andan yaşam çıkartmak, top kontrolünün ne denli değerli olduğunun göstergesidir.

Futbolu basit oynamak, kontrol, pas ve rakip savunma arkasına kararlı koşular yapmak Galatasaray'ın oynadığı futbolun temelini oluşturmaktadır. Eğer rakip savunma arakasına topsuz koşular yapamıyorlarsa, sonuç alıcı atak yapısını yeniden kurgulamak için en gerideki Maicon-Serdar Aziz ikilisine topu veriyorlar. Ligdeki takımların çoğu, böylesi bir atak olgunlaştırma girişiminden daha çok topu geriden ileriye amaçsız atarak oynuyorlar.

"Topu al, hemen pas ver" ilkesine bağlı olarak top dar alanda sürekli ayak değiştiriyor. Dışarıdan bakıldığında belki fazla bir mesafe aşılmıyormuş gibi görünen bu top dolaştırmaların sonucunda, rakip savunmanın yerleşimi ve kademesi bozuluyor. Bu bozulma sonucunda bir futbolcu defansın arkasına sızarak Gomis'in hareket alanına topu gönderiyor.

Galatasaray basit paslaşmalar ile ileriye çıktığı ve topu ileride tutabildiği için rakipleri gerilemek zorunda kalıyor. Oyundan beklenilen sonuç alınmadığı anlar da ya da Galatasaray'ın geriye düştüğü durumlarda çoğu teknik adamın yaptığı "kale önü karambolleri" yaratmaya dayalı, aslında hiçbir çekiciliği olmayan bir futbola dönüş yapmıyor Galatasaray. Son oynanan Konyaspor karşılaşmasında Maicon'u ileriye alıp sözkonusu oyuna yönelme görsek de, genelde karambol oyunu Galatasaray'ın futbolcu genel yapısıyla örtüşmüyor. Çünkü bu durumda uzun pasların yerini, uzun toplar alıyor. İkisinin arasındaki ayrımın farkında olmak, sağlam bir takım yapısı oluşturmanın unsurlarından biridir...

YORUM YAZ