MENÜ

Bir futbolcu Dünya Kupası kazandırabilir mi?

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Geçmiş yıllarda oynanan Dünya Kupa’larında olabilirdi ama bugün oynanan futbolda böyle bir şeyin yaşanması olanaklı değildir. Günümüzde oynanan sistematik futbol Messi’nin bile öncülüğüne engel olurken tek başına bir oyuncunun kupa kazandırması geçmişe özgü bir nostalji olarak kalmıştır. Tek başına bir oyuncunun kupa kazandırması söz konusu olduğunda aklımıza ilk gelen Diego Maradona’dır.

Meksika’da oynanan 1986 Dünya Kupası’nda Maradona tek başına kupaya damgasını vuran oyuncu oldu. Maradona’dan sonra hiçbir dünya kupasında onun kadar takımını sırtında taşıyan bir oyuncuya rastlanmadı. İngiltere’nin bütün savunmasını çalımladıktan sonra attığı gol ve kupanın kazanılmasında “Tanrı’nın eli” nitelemesi yaptığı “Maradona dokunuşu” hala belleklerimizdeki tazeliğini korumaktadır. Deyim yerindeyse Maradona’nın ölüsü bile Arjantin’i 1990’da İtalya’da yapılan Dünya Kupası’nda finale taşımıştı. Yaşları 40’ın üzerinde olan futbolseverler Maradona’nın futbol becerilerini çok iyi bilirler.

Ama onların bilmediği hatta bizim kuşağın bile seyretmeye yaşlarının yetmediği, belki de Maradona’dan çok daha büyük, deyim yerindeyse rakiplerini birbirine düğümleyen çalımlar atan Brezilyalı Garrincha çok az bilinmektedir. Futbol tarihçileri 1962’de Şili’de oynanan Dünya Kupası’nı Brezilya’ya kazandıranın Garrincha olduğunu yazar.

Yerli(Kızılderili) kökenli olan Garrincha doğuştan çarpık bacaklıdır. İki bacağı da dizden sola doğru eğiktir. Doğduğu gün bacağındaki çarpıklık görüldüğü halde ailesi öylesine fakirdir ki doktora götüremezler. “Çarpık bacaklı melek” olarak ünlenen Garrincha öylesine doğaçlama futbol oynar ve üç, dört rakibin arasından öylesine becerili çalımlar atarak çıkar ki “taktikler herkes içindir, ama onun için geçerli değildir” düşüncesi onun olağanüstü kişisel becerisinde anlam bulur.

1962’de oynanan kupanın çeyrek finalinde İngiltere’ye iki, yarı finalde ise Şili’ye yine iki gol atar. Ancak Şili maçında rakibine bilerek çelme taktığı için oyun dışı kalır. Kararı veren yardımcı hakem ertesi gün başına bir iş gelmesin diye Şili’yi terk eder. Peru Cumhurbaşkanı bile Garrincha’yı oyundan atan Perulu hakemi arayarak raporunda onun için ağır şeyler yazmamasını istemiş ve bu sayede final maçına çıkabilmişti.

Final maçını 39 derece ateşle oynamış ve takımının kupayı kazanmasında büyük pay sahibi olmuştur. Pele’nin ikinci maçta sakatlanarak kupada başka maç oynamadığı 1962 Dünya Kupası’nın yıldızı da, kupayı ülkesine kazandıran da Garincha’ydı. Ayağına topu aldığı zaman durdurmanın mümkün olmadığı futbolun bu doğal virtüözü ne yazık ki yoksulluk ve yoksunluk içinde hayata veda etmiştir. Pele kazanmanın sembolüydü, Garrincha ise oyunu oyun için oynamanın. O günlerde Brezilya kazananların değil, eğlenceyi sevenlerin ülkesiydi…

YORUM YAZ