MENÜ

Beşiktaş neden çaresiz kaldı?

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Futbol oyununun kalitesi sadece atılan gollere ya da pozisyonsuz geçen karşılaşma süresine bağlı değildir. Futbol tarihinde nice golsüz maçlar vardır ki, maç sonunda karşılaşmadan ayrılanlar, gol olmasa da birbiri ardına hazırlanan gol durumlarının verdiği hoşluğu yaşar, oyunun verdiyi keyfi birlikte paylaşırlar. Öte yandan, eğer tek başına atılan goller kusursuz bir futbolun göstergesi olsaydı, insanlar profesyonel futbolcuların oynadığı karşılaşmalara değil, minik takımların maçlarına giderlerdi. Bilindiği gibi küçük çocukların oynadığı liglerde istediğiniz kadar gol izleyebilirsiniz. Ben 15-20 gol atılan hatta 36-1 biten bir yıldız takım maçı bile biliyorum.

Sorun gol atmak ya da atamamaktan çok futbol oynayabilmektir. Futbol oynamanın en basit göstergesi de üretilen pozisyonlardır. Zaten Beşiktaş'ın, Başakşehir karşısındaki oyununun eleştirilmesinın nedenı budur, maç süresince tek bir pozisyon bile bulamamasıdır. Oysa Beşiktaş son iki sezonun şampiyonu ve Fenerbahçe ile Galatasaray'ın oynadığı karşılaşmanın berabere bitmesi ile, şampiyonluk yolunda siyah-beyazlıları daha avantajlı konuma getirmişti.

Ne var ki, maçlar oynanmadan kazanılmıyor ve belki de, Beşiktaş'ın, Başakşehir karşısındaki çaresizliği büyük derbiden kaynaklandı. Bir gün önceki maç berabere bitince Beşiktaş'tan beklentiler daha da büyüdü. Neredeyse, Beşiktaş maçı kazanmış gibi bir hava yaratıldı. Oysa siyah- beyazlıların karşısında rakibini çok iyi tanıyan, her türlü oyun analizleri yapılıp bunları uygulayabilen bir takım vardı. Başakşehir takım olarak topu en iyi kullanan ekiptir. Beşiktaş'ın sorunu da zaten buradaydı. Atağa çıkarken kaptırılan toplar...

Bu toplar Adebayor, Elia ve Edin Visca ile öylesine gole yönelik bir durumda buluşturuldu ki, deyim yerindeyse Beşiktaş'ın savunması özellikle iki beki adeta bunalıma girdi. İlk yarıda atılan gol ve yaratılan pozisyonlar Beşiktaş'ı takım olarak endişe ve gerilime sürükledi.

Maçların sonunda skor önemsiz olsaydı, hiç kuşku yok ki, oynanan futbol çok daha güzel olur, üretilen pozisyonlar ve atılan gollerin sayısı da fazla olurdu. Maçı ve sonunda puan yitirme korkusu oyuncuların özgüvenini kemiriyor adeta. Özellikle de Başakşehir gibi hem atakta hem de savunmada ne yaptığını bilen bir takıma karşı oynuyorsanız ve o takım öne geçmişse maçın devamı hiç de kolay olmaz.

Böyle bir maçın gidişiatını değiştirmek futbolculardan çok kenar yönetiminin yaratıcılığına bağlıdır. Ancak Şenol Güneş oynanan futbolu nasıl değiştirip pozisyon üretebileceğini değil, sahadakilieri herkesin bildiği yedekleri ile değiştirme yolunu seçiyor. Oyuncular bazı maçlarda çaresiz kalabilirler ama hocanın çaresizliği, Başakşehir karşısındaki gibi bir Beşiktaş ortaya çkartır.

YORUM YAZ