MENÜ

Neden inanalım?

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Galatasaray tarihinde ilk kez Avrupa defterini Temmuz ayında kapatırken Tudor, Östersunds maçlarında potansiyelini ortaya koydu. Aslında sezon başı kampını yakından takip eden benim için bu hiç de sürpriz olmadı. Defalarca takımda taktiksel bir gelişme olmadığını, Tudor’un takım ortamını yaratamadığını ve kendisinin de oyuncuları ile sıkı bir bağ kuramadığını söyledik. Fakat Tudor, İsveç’teki ilk maç öncesi ve sonrası, bunun ardından da İstanbul’daki ikinci maç sonrası yaptığı basın toplantılarında kendine ve takımına güvendiğini söyledi. Tabii aralarda bir çok Galatasaray için etken olmayacak bahaneyi de sıraladı. Hırvat teknik adam 12 Temmuz’daki basın toplantısında ‘koşullar ne olursa olsun şu an elimizde olan takım kalitesi turu geçmek için yeterli olacak’ diyor.

Yine vites yükseltti!

Maçta Galatasaray tek gol pozisyonuna giremiyor ve sahadan 2-0 mağlup ayrılıyor. Ve tur mucizelere kalıyor. 19 Temmuz’daki basın toplantısında Tudor bu kez ‘ilk maçı 2-0 kaybetmiş olabiliriz ama bunu tüm kalbimle söylüyorum 4-0 bile kaybetmiş olsaydık bu turu geçeceğimize inanıyorum’ diyor. Galatasaray rakip kaleye dört kez bile gidemedi ve sonuç 1-1. İki maçta da İsveç ekibini yenemeyen sadece bir gol atabilen Sarı-Kırmızılı takımda Tudor her başarısızlığın ardından yaptığı gibi vites yükseltti ve ‘bu sene bizim mükemmel geçecek’ dedi. Ve işte bu zirveydi. Kuruluş felsefesini ‘Türk olmayan takımları yenmek’ üzerine kuran bir takım, Avrupa’ya Temmuz’da veda ediyorsa o sezon mükemmel geçemez hoca. Türkiye şampiyonluğu elbet mutlu eder ama hiçbir hedef Avrupa’da başarıdan önce gelmez. Her halde Tudor hala Galatasaray’ın büyüklüğünün ve hedefini idrak edebilmiş değil. Bu vizyona sahip olan ve takımının ruhunu yakalayamamış bir teknik adamdan daha iyisini beklemek hayalcilik olur.

Yardımcı olmadılar

Östersunds hezimetinin ardından basının sorularını yanıtlamak için toplantıya gelen Tudor soru soran taraf oldu. Bu tarihi yenilgi sonrası Tudor, ‘çok üzgünüm, diyebilecek bir şeyim yok. Müsaadenizle soru almayacağım’ dese Galatasaray teknik direktörü bu kadar zor duruma düşmeyecekti. Aslında burada tek sorumlu Tudor değil. Bu iletişimi sağlamak için göreve getirilen kişiler belliki genç hocaya gerekli doneleri vermemiş. Bu kadar tecrübeli iletişimcilerin basından soru almak yerine basına soru sorulmasının gereksiz diyaloglara neden olabileceğini söylemesi gerekirdi. Keşke bu kişiler basındaki haberleri takip edip ertesi gün akıl vermek yerine Galatasaray teknik direktörünü zor duruma düşmesi engelleselerdi. Gerçi her zaman bir günah keçisi bulunur ve birileri yetersiz gösterilmeye çalışılır. Herkes yerini korur.

Başkana hatırlatma

Galatasaray sosyal medya hesabı dün sabah yaptığı paylaşımında ‘kenetlenin başka Galatasaray yok’ sloganı kullandı. Umarım başkan Dursun Özbek, yönettiği kulübün sosyal medya hesaplarını takip ediyordur. Çünkü bu mesaj tamamen kendisini ilgilendiriyor. Evet başka Galatasaray yok ve deniz bitmek üzere. Kenetlenmek için bu kulübe hizmet etmiş, tecrübeli ve Galatasaray’a hâlâ katkı sağlayabilecek isimlerin kapısını çalın. Unutmayın sayın başkan başka Galatasaray yok ve tablo hiç iç açıcı değil.

YORUM YAZ