MENÜ

Avantaj Fenerbahçe'nin

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Beşiktaş ve Rize maçlarındaki hamlelerde eleştirebileceğimiz önemli noktalar olsa da ilk planlar 5 yıldız. İsmail Kartal aşama kaydediyor ve eleştirileri kesiyor. Denizli, Güneş, Terim de bunu yaşadılar. Herkesin istediği işi yapıp, orada kalıcı olacaksanız doğal yol budur. Ancak şu bir gerçek ki Kartal’ınki çok çabuk bir tekzip oldu.

Bir büyük takımın teknik direktörlüğü, eğer bir de cv’nizde benzer bir görev yoksa kimseye kolay kolay yakıştırılmaz. O unvanı hak etmek ve elde tutmak çok değil en zorudur...
Kuşkusuz herkes bir yerlerden başlamalıdır. Ve İsmail Kartal için de start bu sene. Ancak şampiyon olsanız bile elinizde tutamayabildiğiniz bir iş bu. (Bkz. Ersun Yanal) Bu mesleğe başlayan herkesin bir gün yapmayı hayal ettiği iş.

‘Arap’ İsmail - Ki burada bir aşağılamayı kimse aramamalı. Çünkü büyük takımda lakap edinmek oraya çapayı atmak, anıtlaşmak anlamına gelir - son derece fırtınalı bir süreçte göreve geldi.
İlk 7 hafta topla sürekli oynamasına rağmen demarke şut bulmakta zorlanan bir ağırlıkta oynarken Kartal hep ‘gelişiyoruz’ dedi. Şahsen ben sorunun ne olduğunun farkında olmadığını bu sayfalarda yazdım. An itibarıyla Kartal haklı çıktı.

Rizespor maçında, Optacan’ın verilerine göre ligin şu ana kadarki şut rekorunu kırdı 29’la kırdı Fenerbahçe...

2014 yılında Fenerbahçe’den gol yemeyen tek takım olan rakibine ise sadece 1 şut şansı tanıdı. Maçın kahramanı ise hiç kuşkusuz Serdar Kırıntılı’ydı.

Yol bitmiş değil

Beşiktaş ve Rize maçlarındaki hamlelerde eleştirebileceğimiz önemli noktalar olsa da ilk planların 5 yıldız olduğunu söylemeliyim. Durum buysa İsmail Kartal her şeye rağmen aşama kaydediyor ve eleştirileri(mizi) kesiyor demektir. Büyük takım hocası da böyle olunur. Her şeye ve herkese rağmen. Denizli de, Güneş de, Terim de bunu yaşadılar. Bir meslekte herkesin istediği işi yapıyorsanız ve orada kalıcı olacaksanız doğal yol budur. Ancak şu bir gerçek ki Kartal’ınki çok çabuk bir tekzip oldu...

Ama yol bitmiş değil...

'HULK' Emenike


Emenike bir fizik ve biyolojik mucize. Normal şartlarda kilolu sayılabilecek bir ağırlıkta (bazı kaynaklara göre 90 kg. civarı) Ancak öyle fazla bir yağ oranı yok. Takım arkadaşlarını, teknik heyeti, sağlık ekibini şaşırtan bir tıp mucizesi. Hızlı, güçlü... Zenitli Hulk onu görse muhtemelen lakabını ona verirdi. Ancak misal Emre ve Diego teknik açıdan master derecesinde ya da Sow lisans derecesindeyse Emenike ilkokuldan belki yeni mezun... Tabii o da olsa başka bir yerde oynardı demek mümkün. Ancak başka bir mevkide oynayarak her yönden daha etkili olabilir.

Ondan yararlanmak için...

Emenike’nin özellikle iç saha maçlarında ya da kapanan rakiplere karşı kanatta arkasını çizgiye vererek oynaması ya da destek santrfor olarak kullanılması hem onun hem de yanında oynayacak piyot santrforun yararını artırır. Emenike topu aldığında çabuk olan bir oyuncu değil. Aldıktan sonra rakibi karşısına alıp her şartta geçebilen bir forvet. Emenike’yi kesmek değil, ondan yararlanmak için bunu yapmalı.

Yeni Tuncay mı?


Alper nihayet istediği bir mevki buldu ve buna reaksiyon veriyor. Merkezde kaybolan kalabalıkta çok etkili olmayan bir oyuncu Alper. Topu demlendirmeyi sevmeyen... Oyun karakteri bu. Beşiktaş ve Rize maçlarındaki performansı hem Caner’e hem Emre’ye hem de Diego’ya yardımcı oldu. Raul, Emre, Diego ya da Topal’ın kolay oyuna girmesine etki ediyor. Belki çok yüksek bir tekniği yok ama istediği gibi oynadığında gelişme kaydettiği de açık. Fenerbahçe’nin belki yeni bir Alex’ten ya da yeni bir Roberto Carlos’tan daha çok aradığı yeni bir Tuncay... Alper buna adaydı. Şimdi oraya daha yakın...

Oyuncular cevap verdi


Fenerbahçe’deki hızlı toparlanmanın birçok sebebi var. Psikolojik sebepler de söz konusu. Reddedilemez şekilde Yanal’ın gidişinde ve Kartal’ın gelişinde rolleri var. Yanal iyi olduğu kadar zor bir teknik adamdır ve ondan şikayet etmek de çok da anormal bir durum değil. Ancak o gittikten sonra oynanan yavaş ve pozisyon üretmeyen oyunun çektiği tepkiye verdikleri de azımsamamak lazım. Bu bir karakter gösterisidir. Doğru bir dayanışmadır. Beşiktaş ve Rize maçlarındaki performanslardır seyirciyi maça çekecek olan. Yoksa bilet iptalleri değil. Hiçbir aklı başında taraftar Rize maçının ikinci yarısında takımını ıslıklamaz. Kulüple ve yönetimle ilişkisi ne olursa olsun. Ancak ligin ilk 6 haftasındaki her maç da bu konjonktürde tepki çekebilir. Burada doğru olan takımın verdiği performans tepkisidir. Yönetimin bilet iptali değil. Bu performans sürekli olursa zaten sorun da kalmaz.

Volkan artık çıkıyor

Beşiktaş maçında dikkat çeken bir durum var. Volkan formdan daha da öte bir güven kazanımında. Maçın sonunda Pektemek’e attığı attığı net gollük pas artık bir klasik olsa da asıl dikkat çeken ceza sahasına yapılan ortalara alanında kalmayarak yaptığı çıkışlar. Volkan bekleyen bir kaleci değil, müdahil bir kaleci. Onun formunun yükselmesinde kuşkusuz Mert rekabeti etkili.

Emre 25 maç tutturmalı
Emre Belözoğlu’nun kariyerinde 30 lig maçı oynadığı bir sezon yok. Bu zaten zor bir sayıdır. Ancak 27 maçla kariyer rekorunu kırdığı 2001-2002 sezonunda bu yana bu sayıyı sadece 2010-2011 sezonunda yineleyebildi. Bunun dışında 25’i geçebilmiş değil. Bu tabloda yine bir sakatlıkla mücadele ediyor. Ve Fenerbahçe’nin tartışmasız en iyisi olarak sezona başladı. Bu yıl Fenerbahçe’deki rolü gereği 25 maç tutturmalı. Diego’nun Rize maçındaki bekleri çıkaran oyunu her ne kadar dikkat çekici olsa da Raul oyundan çıktıktan sonra takımın akın sürekliliğini kaybettiğini görmek lazım. Takımın en iyi 2 yönlü orta sahası Emre. Hem 25’i tutturmalı hem de 90 dakika oynayabilmeli. Bunu bu sezon ilk maçta yaptı ama sonrası yok. Önemi büyük...

Avrupa’da olmamak


Son 5 Süper Lig şampiyonundan 3’ü o sezon Avrupa’da yoktu. Bu tesadüf olamaz. Bu Fenerbahçe gibi sezon bittiğinde 30 yaş ortalamasının üzerinde olacak bir kadro için ekstra bir avantaj. Hem yorulmuyor hem de tecrübenizi konuşturabiliyorsunuz. Bundan daha büyük bir avantaj olamaz. Bu bağlamda Türkiye Kupası’nın da 4. yıldız yolunda kolay gözden çıkarılabilir bir hedef olduğunu söyeleyebilirim. Salt yedek hatta genç takım ouncularından kurulu bir takımla bu kulvara girmeyi Kartal ve yönetim düşünebilir.

Şampiyonluk şansı

İtiraf etmem gerekir ki ben Ersun Yanal’ın ayrılışı sonrası Beşiktaş’ın gerisine düştüklerini düşünüyordum ama fikrimi çabuk değiştirdiler. Tek kulvar avantajı, Alper ve özellikle Kadlec’in performansları açıkları kapattı. Ancak bunda asıl rol Topal, Emre, Gökhan, Caner, Volkan gibi oyuncuların Top Class performansları... Tepkilere yüksek karakterle reaksiyon gösterdiler. Her şartta kenarda Sow, Emenike, Webo, Diego ya da Raul gibi hamle oyuncuları oluyor. Emre ve Raul 25 maçın üzerine çıkar, Emenike merkezden ziyade destek rolüne gelirse şansları daha artabilir.

YORUM YAZ