MENÜ

Yazık ki, yazık!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Başarı “ha” deyince gelmez. Güç, kaynak, istikrar ister, yetmez, idari ve teknik açıdan minimum yanılgı, mükemmele yakın mühendislik gerektirir başarı.

Tabii, camia ve takımlar adına en hazini küme düşmektir. Binlerce taraftar tribünde, oyuncular sahada katıla katıla ağlar, teknik heyet ve yönetimin ağzını bıçak açmaz, susku çöker yüzlerine, sözün bittiği andır gözleri.

İşte Eskişehirspor ve Sivasspor’un son maçlarında birkez daha tanıklık yaptık bu hüznün katlanmış haline. Mersin İdman Yurdu için biraz farklıydı durum. Onlarınki aylar öncesinden malumun ilanıydı sanki.

Şüphesiz tüm takımlara saygımız var. Ama sportif başarının olmazsa olmazı, maddi ve manevi fedakarlıktır, taraftarın ve kentin aşkı çağrıştıran desteğidir. Eskişehirspor ve Sivasspor’da bu destek en üst düzeydeyde oldu her zaman. Zaten biraz da bu yüzden Eskişehirspor adına daha çok üzülüyor insan. Resmen içim acıdı yani.

Bunun birinci nedeni Es Es’in gençliğimizde oynadığı büyüleyici futbol ve başarı grafiğidir. İkinci nedeni ise Eskişehir gibi bir kente simge olmuş kulübün bu kadar kötü yönetilmesidir.

Bu nasıl hesap-kitap işi anlamıyor insan. Hadi Alper Potuk daha önce satılmıştı hatırı sayılır bir parayla. Ama yanılmıyorsam Veysel Sarı, Tarık Çamdal ve Aytaç Kara şu anda ki başkan zamanında satılmıştı. Tam rakamı bilmiyorum, ancak her halde bu 3 futbolcunun bonservis bedelleri on milyon Euronun üstündeydi. Bütün bunlara rağmen futbolcuların paralarını alamadığı yazılıp söylendi sezon boyunca. Hatta takım düşme potasındayken Lawal ve Emre Güral gibi takıma üstdüzey katkı yapabilecek futbolcular paralarını alamadıkları için bedelsiz olarak kenti terk ettiler.

Tabi, Es Es’in hakkettiği şekilde yönetilmediğinin bir diğer göstergesi de teknik heyet konusundaki kararlarıdır. 2014 ile 2016 arasında 4-5 tane hoca görev almış. Yazık, gerçekten çok yazık oluyor.

YORUM YAZ