MENÜ

Gelecek sefere

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Belki Uğur’un maç sonu itirafı gibi “rakibi gözlerinde büyütmüş olmasalar” daha iyisi olabilirdi. Ama sürekli organizasyonda yer alacaksanız üzülmek anlamsız. Çeyrek finali kısa sürede tekrarlamak, Türk kulüplerine uzak görünüyor. Fenerbahçe yapabileceği mesajını veriyor. Becerebilir mi? Söyleyemeyiz. İç sahada karne tertemiz! Bu sezona kadar hedef gruptan çıkmayı zorlayıp UEFA’yı garantilemekti. Şimdi öncelik gruptan çıkmak oldu. Alışkanlık yarattılar. Önemli zihin devrimleridir.
Fenerbahçe, nisan ayına cengaverlikle değil, artan özgüvenle, takım olma becerisiyle, güzel hücum oynama planlarıyla, çalışma ile geldi. Chelsea, Barcelona, Milan’a karşı o özgüven seviyesi yeterli olmayabilir. Geçebilmek için artık işin teknik ve kadro yönünde gelişmeniz gerekir. Fenerbahçe yavaş yavaş bu noktaya ilerliyor. Chelsea’li futbolcular ve Avram Grant’ın özellikle ikinci maçta Fenerbahçe’yi Olympiakos’tan farklı değerlendirmiş olmaları ve ciddiyetleri, defansif anlayışa odaklanmaları bile ilk sene için büyük kazançtır.
İstanbul’daki ilk 45 dakika, Fenerbahçe şanssızlıklar ve ürkeklik yüzünden kendisini geriye çekmişti. Ve Chelsea, Fenerbahçe’nin eksiklerini net biçimde ortaya çıkarmıştı. Gelecek 2-3 senede transfer planlarında nelere dikkat etmesi gerektiğini göstermişti. Kazançtır.
İsim korkusu sporda büyük güçtür. Geçmişte yaptıklarınız rakibinizin ve hakemin kafasından silinmez. Çekinirler. Fenerbahçe’nin amacı da budur.
Zico maçtan sonra alışkın olmadığımız kadar moralsizdi. Hafif kızgınlık ve hayalkırıklığı vardı. Belki de kendisine. İlk 11, tereddütler yaşadığını gösteriyordu. Farklı birşeyler denemek istedi. Olmadı. Zira Chelsea, Avram Grant’ın da belirttiği gibi beklenenin üstünde savunma dürtüsüyle oynadı. Uğur ile başlasaydı cevap değil. Chelsea gibi takımlar hamlelerinize çareler üretebilecek zenginliğe sahiptir. Atak olmadan yine gol yerdiniz, daha fazla savunma açıkları verebilirdiniz, vb... Tercihiniz rakibi durdurabilecek etkiye sahip olduğunda zaten Chelsea’yi elersiniz. Fenerbahçe henüz o noktada değil.
Şimdi Zico ve takımı yeni sınavında: Heyecanlarını kaybetmeden lige dönmek.
Semih-Kezman tartışmasını fazlasıyla deşeceğim. Başka yazıda. Medyanın bir klişesi daha patladı. Kezman’ın isyanı futbolumuzun gerçeklerini ortaya döktü. Yorumcuların teknik adamlara akıl öğretmeden önce kendileriyle hesaplaşması, ne kadar çok yanıldıklarını düşünüp daha az konuşmaları gerektiğini farketmeleri lazım. Seyretmekle sahadakini anlamak arasında büyük farklar olduğunu da.

YORUM YAZ