MENÜ

Körebe!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Taraftarın gözbağcığı ‘transferdir.’ Bağlanır kalabalığın gözü ve başlar körebe. Beşiktaş’ı yönetenler bu kuramı en iyi bilen gruptan belli ki... Uyuşturucu müptelalığı gibi, kriz yaklaşınca bir transfer ‘patlatıp’ müptelayı krizden çıkarıyorlar. Ama nereye kadar?
Sinan Engin diyor ki; “Seric, Gordon’un yanında bir Maradona’dır.” Yani diyor ki; “Gordon’u alan -Ertuğrul Sağlam’ı işaret ediyor- kör olmalı.” Bize “E, peki sen ne iş yapıyorsun o kulüpte?” deme şansı bırakmadığını sanıyor böylece.
Daha bilmiyoruz Seric iyi futbolcu mu, kötü futbolcu mu? Yunanistan’dan gelen haberler hayra alamet değil, belki onlar yanılıyordur, şimdilik bilmiyoruz. Ama bildiğimiz bir şey var, kimse Sinan Engin referansına itibar etmiyor, işte bu kötü.
Kulübün toplam borcu 100 milyon doları aşmış. Diyesiler ki, bunun 50 milyon dolara yakını Yıldırım Demirören’e... “Böyle başkanlık olur mu?” diye kimse düşünmüyor artık. Çünkü oluyor. Çünkü... Müptelalığı bir süre daha tatmin edecek kuramı biliyor Beşiktaş yöneticileri; transfer ve kağıt üstü projeler. Kimsenin kat karşılığı heba edilen Fulya Projesi’ni hatırlamadığını bildiklerinden bir ‘yeni stat maketi’yle hallediyorlar yönetim sorununu. “Kimse sormuyor” demeyelim, soran var da, soranların gücü ancak bu kadarına yetiyor.
“Avrupai diye böbürlenilen ‘Çilekli Nevzat Demir Tesisleri’ o stadın halledeceği düşünülen başarılardan kaçta kaçını halledebildi” diye bir soru gelmiyor akıllara. “Eğer her şey bina ve tesis ise insan nerede, biz neredeyiz?” diye sormadığımız sürece ne farkımız kalıyor beğenmeyip, burun kıvırdıklarımızdan.
Tıpkı en temel haklarımız olan eğitim ve sağlıkta olduğu gibi elbette futbol da iyi tesis ve iyi organizasyon gerektiyor. Ama bambaşka şeylere de ihtiyaç yok mu Beşiktaşlı için? Daha sezon başlamadan bu ışık geçirmez, hava sızmaz düşünsel ortamda onun payına düşen ağır bir kasvet ve konu her açıldığında bir yüz kızarıklığı mı olmalı?
Gelin birlikte tartışalım
Gözü bağlı kalabalık yeni stadın ve yeni transferlerin bütün sorunları halledeceğini umarak zaman geçirirken, yönetimin gemisi de ağır ağır yürüyor çarpacağı buzula doğru.
Derdim aslında ne yönetimle ne de teknik kadroyla... Bütün yaz boyu, özelde Beşiktaşlılar genelde futbolu seven tüm taraftarlar için bu köşede yanıtını arayacağımız soru şu olacak; “Taraftarlar neden kendi pozisyonlarını git gide daha az anlar hale geliyorlar?” Mail adresim yukarıda, gelin hep birlikte düşünelim.

YORUM YAZ