MENÜ

Kazanma arzusu ve becerisi

Abone Ol Google News

Futbolun onca tanımından biri de; ‘’alışkanlık, tekrar ve dayanıklılık oyunu’’dur. Dortmund maçının ağırlığı Sergen Yalçın’a kadroyu değiştirmeye zorlamış olmalı ki, ilk devre sahada Ersun Yanal’ın dahi tahmin edemeyeceği kadar karmaşık bir Beşiktaş vardı. Neredeyse sahada kimse kimseyi tanımıyor bu nedenle de kimse kimseyi bulamıyordu.

Haberin Devamı

Hal böyle olunca kendi kale çevresinde top görmeyen Antalya orta saha ve Beşiktaş ceza sahası önünde cirit atıp durdu. Bu bölümde iki gol atıp biri nete yakın bir iki de kaçırdı. Denecek ki, ‘’Beşiktaş çok sakatlık yaşadı’’. Peki oyun sakatlıklar olmadan farklı mı ilerliyordu? Hayır...

İkinci devreye Rıdvan’ın golüyle başlayan Beşiktaş daha güvenli ve tehditkar oynamaya başladı. Durum esasen şuydu Beşiktaş ilk devre neler yaşadıysa ikinci devreye iki farklı önde giren Antalya da benzerini yaşıyordu. Peki ama neden? Sonuçta Beşiktaş maçı kazandı. Peki, problem var mıydı oyununda? Şüphesiz vardı ancak maçı çevirme arzu ve iradesi de aynı oranda önemliydi...

Haberin Devamı

Gecenin sorusu

Ligde yaşanan bu kadar kas sakatlığı bize ne anlatıyor? Antrenmanların sorunlu olduğunu mu? Oyuncuların bedenlerine bakmaması mı? Yoksa hepsi mi ya da daha fazlası mı?

Maçın starı

İlk devre Ersun Yanal ikinci devre Sergen Yalçın! Maç sonunda kim, ona da siz karar verin artık! İlk 11 başlayanlardan Mert Günok maçın baştan sona en iyisiydi. Diğerlerinin çoğu sadece birer devre...

Maçın olayı

İki takımın da bu kadar nafile orta yapması! Özellikle gençleri, elbette olgun oyuncuları da bu illetten kurtarmak şart. Avrupa’da yapılanlar bu tip ‘’nafile orta’’lar değil..

Kısa mesaj

Bir Şampiyonlar Ligi takımı olarak Beşiktaş bu tür türbülanslara sık girerse ligde işi zorlaşır. Futbolda yetenek/beceri kadar ‘’dayanıklılık’’ da aynı oranda önemlidir.

YORUM YAZ