MENÜ

İlk yarı mahmur, ikinci yarı mahir

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Beşiktaş çoğu maçın ilk yarısını rölantide oynayan bir takım olarak bilinir. Ancak dün akşam ilk devre görüntüsü, ‘bilinçli bir tercih’in ötesinde oyuncu yeterliliğiyle doğrudan ilgiliydi. Atiba’nın yokluğunda sahaya sürülen ve Beşiktaş taraftarının önemli bölümünün burun kıvırdığı Necip Uysal sakatlanıp çıkınca takım boş çuval misali çöktü! Necip gibi oyuncuların takımları için kritik önemi net olarak görülmüştür sanırım.

Necip’in ardından yerleşimi mecburen değiştirmek zorunda kalan Şenol Güneş, stopere Rodolfo’yu atınca Tosiç sola, soldaki Adriano da Tolgay’ın yanına sürüldü. O kadro kağıt üzerinde hücum yönünden daha zengin görünse de topu kapma konusunda fazlaca acemi olduğundan devrenin önemli bölümünü topun peşinde koşturmakla geçirdi. Golü de yediği için iyice çözülen takım deyim yerindeyse ilk devre sıfır çekti.

Başka yolu yoktu

Bunda kuşkusuz en öndeki Vedat Muriç’ten başlayıp Serdar Gürler, Landel, Selçuk Şahin ve İrfan Can Kahveci hattıyla oyunu orta sahada sertleştiren Gençlerbirliği düzeninin etkisi de büyüktü.
Kendini savunma konusunda acze düşen Beşiktaş bu düzeni sürdüremeyeceği için Şenol Güneş, - elbette zorunluluktan - oyuna Aboubakar’ı alarak ağırlığı iyice hücum verdi. Bir ince iş de Adriano’nun baştaki yerine Marcelo’nun Atiba/Necip pozisyonuna sürülmesi oldu. Maçı çevirmenin başka da yolu yoktu. Bu bölümde Quaresma’nın muazzam performansının da katkısıyla devrenin ilk beş dakikasındaki agresif saldırlarla eşitliği yakaladı.. Ve ilk yarıdaki ‘dinlenme’ dönemi mahmurluğunu üzerinden atıp mecburen ‘efor oyunu’na geçince Gençleri de geri itmeyi başardılar.

Akıl ve enerji koydu

Tolgay’ın da oyuna akıl ve enerji koymasıyla düzenini iyice oturttu Beşiktaş. Aradı durdu, fırsatları da buldu ama topu üç direğin içine atamadı. Skoru daha iyi anlamak için ise Fabri’nin yenilen goldeki hatası ile Cenk’in 75. dakikadaki manasız pas denemesini üst üste koymak bazı ipuçları verebilir... Artık iyice şüphelenmeye başladım...

Sanıyorum takımlarda ‘hakeme itiraz konusu’nda özel eğitim veriliyor. Hakemin her düdüğünde haklı ya da haksız itiraz etmek bir ‘Türk futbolu geleneği’ adeta. İstisnasız her düdüğe itiraz edip el kol, yüz göz hareketi yapan futbolcuların bu art niyetli tutumlarıyla ilgili sorunları çözmeden oyunu fiziksel ve zihinsel olarak geliştirmeyeceğimize emin olabilirsiniz.

YORUM YAZ