MENÜ

Bağırma, konuş!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Sesi çok çıkanın hep haklı zannedildiği günleri yaşıyoruz.
Çok bağıranın çok kazandığı...
Çok kavga edenin çok okunduğu, izlendiği...
Seviye ne kadar düşerse, ilginin o kadar arttığı...

Bir virüs gibi yayıldılar içimize...
Hücre hücre ele geçirdiler...
Artık gazetelerde onlar var, televizyonlarda onlar var, federasyonlarda onlar var ve malesef karar merciilerinde onlar var.

Nereye dönsen, onları görüyorsun.
Nereye gitsen, onlar...
Aynalarla dolu bir odaya girmişsiniz sanki...
Nereye baksanız, gözünüzün içine giriyorlar.

Bavullarla evraklar getirdiler bir zamanlar, A’dan Z’ye, büyük bir kitleye hayatı zehir ettiler. “Ben ne dersem, o olur” diyecek kadar hadsizdiler, hadlerini bildirdiler.

Ağzından çıkan her cümlede hakaret vardı bir muhteremin de... Bir gün Din Adamı’ydı, bir gün ‘Siyaset Profesörü’... Bir gün ‘Magazin’e takılıyordu, bir gün ‘Futbol’a... “Seni mahvederim” diyordu alenen, “Seni aldırtırım” falan... Hasbelkader arkasında bulduğu güç, zehirlemişti. Sınır kabul etmiyordu artık; her yer O’nundu! Ve ahlâksızca bir benzetme yaptı, haddi bildirildi.

Onlardan daha çok var.
Ve eminim ki, geldikleri gibi gidecekler. Çünkü hak ederek burada değiller, tırnaklarıyla kazıya kazıya gelmediler ve o nedenle şu an bulundukları yerin kıymetini bilemiyorlar, hakkını veremiyorlar.

Hâl böyleyken, Aykut Kocaman’ın bağırmadan çağırmadan, bir ûslup çerçevesinde meramını anlatmaya çalıştığı sözlere, küfür kafir karşılık veriyorlar.

Ben, (Sözlerine katılıp katılmamak hiç de önemli değil. Sadece tavrından bahsediyorum) Aykut Kocaman gibilerin artmasını isterim. En azından bir tık yukarı çıkar seviyemiz. Kavga etmeden uzlaşmayı, konuşmayı becerebiliriz.

Karar sizlerde sevgili okuyucular... Kimin vitrinde kalmasını istiyorsanız, ona göre davranacaksınız. Eskilerden bir deyişle bitirelim;

Sesini değil, sözünü yükselt... Zambaklar yağmurlarla büyür, gök gürültüsüyle değil...

YORUM YAZ