MENÜ

Aziz Yıldırım ve Ali Koç

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

1998 yılı Şubat ayında seçildiniz. 1 oy farkla, Vefa Küçük'ü geçtiniz. Vefa Bey gelse ne olurdu bilemem; ancak elimizde somut gerçekler olduğu için şunu rahatlıkla söyleyebilirim: İyi ki seçilmişsiniz. Çünkü Fenerbahçe’ye asla unutulmayacak eserler verdiniz.
Şükrü Saracoğlu Stadı'nı bir mabed yaptınız. Faruk Ilgaz’ı yeni baştan inşa ettiniz. Samandıra'da şahane kamp tesisi yaptınız; Can Bartu'nun adını verdiniz. Altyapı tesislerini harika bir görüntüye kavuşturdunuz; bir efsanenin, Lefter Küçükandonyadis'in adını verdiniz.
Vefa Küçük'ün, Divan Kurulu Başkanlığı'na getirilmesine destek verdiniz. Olimpik Yüzme Havuzu yaptınız. Ankara'ya, 5 yıldızlı İncek Tesisleri'ni; Düzce'ye 7 yıldızlı Topuk Tesisleri'ni yaptınız. Ataşehir'in kalbine Ülker Arena'yı yaptınız. Sapanca’yı yenilediniz. Konukevi'ni yaptınız. Müze’yi kurdunuz, en başa Atamız’ı koydunuz. Koleji kurdunuz. Rahmetli Mustafa Koç'un katkısıyla kurulan Fenerium'u dünya piyasalarında bilinen bir marka haline getirdiniz.
Futbolda, basketbolda, kürekte, voleybolda, yüzmede, atletizmde, masa tenisinde şampiyonluklar yaşadınız. Her branşta milli takımlara sporcu verdiniz.

Sağlığınızı kaybettiniz. Günün her saati kulüpteydiniz, kızlarınızın nasıl büyüdüğünü göremediniz.
Hapse attılar, özgürlüğünüzü kaybettiniz... Dünyada görülmedi, hapisteyken kongreye girdiniz, bütün camia size oy verdi, koğuşta yeniden Başkan seçildiniz. Siz 'vefa' gösterdiniz; size 'vefa' gösterdiler.
Açıkça söylemeliyim ki; kişisel fikrim, büyük savaşı kazanmadan gemiyi terk etmemeniz. Daha açık ifade edeyim: FETÖ ile verdiğiniz amansız mücadeleyi, Yargıtay'da resmen kazanıp gitmeniz. Ancak hayatın gerçekleri farklı... Birileri televizyonda, birileri statlarda, birileri sanal alemde yükleniyorlar. İsyan ediyorsunuz, haklı da olabilirsiniz, fakat ortaya çıkan tablo, hoş değil. Sizi yaralıyor.
"Fenerbahçe'yi güvenilir birine teslim etmek istediğinizi" herkes biliyor. 3 Temmuz sürecinde sizler içerideyken, 'O' dışarıdaydı. İşini gücünü bir kenara bıraktı; kelimenin tam anlamıyla omuz omuza çarpıştı.

Bugün, Aziz Yıldırım ile Ali Koç'un kafa kafaya verip, Fenerbahçe'yi nasıl aydınlık bir geleceğe taşıyacaklarını konuşacağı gündür. Bugün, Aziz Yıldırım'ın 18 yıldır gururla taşıdığı ve adını efsane olarak tarihe yazdırdığı o bayrağı Ali Koç'a elleriyle teslim etmesi gereken gündür. Bugün, kavga değil uzlaşma günüdür. Bundan 18 yıl önce 1 oyla başkan seçilmiştiniz. Belki de o 1 oy Ali Koç'tan gelmişti size... Şimdi o 1 oyu, Ali Koç'a vermelisiniz, ödeşmelisiniz. Her son, aslında bir başlangıçtır; Bunu bilmelisiniz.
Şair der ki;
"Bazen gitmek gerekir.
Her şeyi öylece olduğu gibi bırakıp; geldiğinde bulamamayı göze alıp, gidebilmek gerekir. İleriye daha umutla bakabilmek için, ardında bıraktıklarına aldırmadan; yüreğinin sızısını da cebine koyarak...
Omuzuna koyduğun yıldızlı tüm rütbeleri sökerek, herkese ait olan ve herkesce görünen tek yıldızın, kutup yıldızı olduğunu idrak ederek, gitmek gerekir.
Yüreğine hoş bir seda, kocaman umutlar koyarak; ardında çamurlu bir vosvos, sarı lacivert bir aşk, iki küçük kalbe sığmış iki kocaman dünya bırakarak, gitmek gerekir.
Ve aslında gitmek için hiçbir zaman, gitmek zorunda kalmayı beklememek gerekir.”

YORUM YAZ