MENÜ

Umutlar tükenmedi

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Buraya büyük umutlarla gelirken aslında çok güçlü bir gruba düştüğümüzü de biliyorduk. Fatih Terim basın toplantısında ısrarla buraya gelebilmenin keyfini sürelim derken olası bir başarısızlığa karşı da mesaj veriyordu. Çünkü turnuva tecrübesi zayıf bir oyuncular topluluğu ve içsel sorunların milli takıma yansıması elimizi zayıflatmıştı. Ama bizim bütün bu endişelere rağmen en büyük kozumuz Fatih Terim’in takım üzerindeki mutlak otoritesiydi. Nasıl olsa motivasyonu her zamanki gibi yapar ve sahada herşeyimizi ortaya koyarız diye düşünmüştük. Ama iki maçlık performansta gördük ki işler düşünüldüğü gibi değil. Gerçekçi olmak lazım bizim bu iki maçta aldığımız yenilgi çok normal. Çünkü rakipler bizden daha iyi takımlardı. Peki niye bu kadar tepki oldu futbolculara ve milli takıma derseniz yanıtını vereyim...

Tavrı şaşırttı

Sahadaki mücadele gücü ve yetersizlikle birlikte, bir türlü oyunun içine giremedik. Parça parça kısa süreli performanslarla bir yere gelmeniz, gol atmanız ve puan almanız mümkün değil. Dolayısıyla sempatik olmayan mutsuz bir milli takım vardı 2008’in aksine 2016 Fransa’da... Arda olayına gelince; Arda bu ülkenin yetiştirdiği en kariyerli oyuncu. Bu bir gerçek. Peki bu çocuk ne oldu da bu hale geldi, bu kadar küskün ve bitik. Bence söylediği nedenler bu küskünlüğün bir kısmı. Bunun bir perde arkası mutlaka vardır. İspanya maçını izlerken protestolar karşında oyunu bırakan tavrı oldukça şaşırttı. Niye derseniz biraz empati yaptım ve Arda bunu Barcelona’da oynarken yapar mıydı? diye sorguladım. Kendi kendime yapamazdı dedim. O zaman niye böyle davrandı bu kadar mı kötü durumda, geçmişinde kendisiyle bu kadar barışık bir oyuncu.

Akılcı davranmalıyız

Gerçekten ciddi bir travma yaşadığı kesin ve Arda’yı linç edip kaybetmek çok kolay ama bizler sanki her sezon Arda’lar çıkaran bir ülke değiliz ki. Bu değeri kazanmalıyız, tekrar eski haline döndürmeliyiz. En azından bir Dünya Kupası ve bir Avrupa Şampiyonası’na kadar ondan yararlanmalıyız. Kişisel duyguları bir kenara koyup akılcı davranmalıyız.

Gruptaki şansımıza bakarsak, tabii ki çok az ama umutlar tükenmedi. İkinci maçlardan çıkan sonuçlar bizi biraz daha heveslendirdi. Ama biz değil, milli takım oyuncuları bu havayı yakalamalı. Aynı gruplardaki gibi biz kazanıp diğer sonuçlar istedimiz gibi olursa gruptan çıkıyoruz. O nedenle Çekler karşısında son kozumuz önce kazanmak, sonra beklemek. Yani ipler bizim elimizde değil ama futbol böyle bir oyun ve bundan pozitif anlamda en çok yararlanan takım biziz, neden olmasın!...

YORUM YAZ