MENÜ

Afiyet olsun

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Karşılaşmadan önce, en azından tribünlerdeki onbinlerin beklentisi, sevdalı oldukları takımın sezonun son iç saha karşılaşmasında kendilerine futbol gösterisiyle veda etmesiydi. Sivas’tan gelecek haber ne olursa olsun, bu haklı beklenti her şeyden daha önemliydi...
Buruk, ancak coşkulu bir veda öpücüğü gönderebilirdi futbolcularına, Sarı-Lacivert’e gönül verenler. “Canınız sağolsun. Siz yeter ki böyle oynayın, bizi gururlandırın” anlamında...Ne var ki, yeşilliğin üzerindeki görüntü hiç de öyle değildi. Rakibini oyunun ilk dakikalarından itibaren sahasına hapsetmesi, baskı kurması, gol üzerine gol kaçırması beklenenler, pozisyon üretmekte bile zorlanıyorlardı. Bırakın pozisyonu, sözde şampiyonluk kovalayan Fenerbahçe, üst üste iki pas yapmakta bile oldukça zorlandı... İlk yarının son dakikasında kimin, nasıl attığı belli olmayan gol bile değiştirmedi Kanarya’yı. Öyle ya da böyle karşılaşmayı ve üç puanı kazandı ancak, kendilerine tüm sezon boyunca hep ve tam destek veren salkım saçak onbinlere, bir teşekkür edemedi futboluyla...
Sezon ortasında gelen ve yaşadığı sakatlık nedeniyle beklentilere cevap veremeyen Maldonado ile maça başlanması, Selçuk’un çoğunluğun görüşüne göre haksızca yedek kalması, Deivid’i sola çekme düşüncesinin saçma bulunması, Kazım’ın, Ali Bilgin’in birden ortaya çıkması, vs, vs... Çok şey söylenebilir, hem Zico hem futbolcular için. Kaçan balık içinse, Bursa maçı ve o maçın kadro seçimi çıkış olarak alınabilir. O karşılaşmadan sonra, “Biraz erken gibi gelecek, ancak Fenerbahçeliler lig şampiyonluğu için şimdiden bir bardak soğuk su içsin!” demiş ve bolca azar işitmiştik mail yoluyla. Yine de, afiyet olsun Kanaryalar’a...

YORUM YAZ