MENÜ

Maradona ruhu nerede?

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Messi, Maradona'yı geçip dünya futbol vitrininin en üst rafına çıkabilmesinin bir Dünya Kupası kaldırmaktan geçtiğini düşünüyor mudur bilinmez ama finale gelene kadar Diego Armando etkisi yarattığını söylemek hayli güç.

Maradona 1986'da kupayı ilk kez kaldırırken yanında Valdano, Burruchaga ve Ruggeri gibi destekçilere sahipti. Messi'nin Arjantin'i ile Maradona'nınki arasında birçok açıdan benzerlik söz konusu aslında. Lionel'in yanında da Higuain, Di Maria ve Lavezzi gibi kariyerli oyuncular var.

Fakat Maradona mahallenin yaramaz çocuğuydu, Messi ailemizin sessiz evladı. İlginç olan Messi bu turnuvada da en az saha dışındaki kadar sessiz. Topla oynamayı seven rakiplere karşı Messi hep izleyen tarafta. O yüzden Arjantin'in topa sahip olma yüzdesini Barcelona standartlarına getiremese de yükseltmesi şart.

Futbol haricindeki tüm branşlarda Olimpiyat madalyası Dünya şampiyonalarının önündedir. Zira 2008'deki Pekin Olimpiyatları'nda Arjantin'i şampiyon yapmıştı. Aslında Messi, turnuva genelinde sürükleyici olabilseydi 'en büyük kim' yarışında bir Dünya Kupası'na ihtiyacı kalmayacaktı.

Sabella, geçtiğimiz günlerde Arjantin'in Messi bağımlılığını, 'Onun gibi bir yıldızınız varsa takımı üstüne kurmanız gayet doğal' diyerek açıklamıştı. Fakat Arjantin Hollanda'ya karşı oyunu salt Messi üzerinden kurgulamadı. İlk 5 maçta topa Hollanda'dan daha çok sahip olan ve daha çok pas yapan Arjantin, topu Portakallara bırakıp karşılarına dikilince Messi'nin alışık olduğu düzenin dışına çıktılar. Lionel eli belinde Sneijder ve arkadaşlarının pas trafiğine escortluk yaptı, Lavezzi, Mascherano ve Garay büyük oynar gibi göründü.

Antrenör farkıyla!

Van Gaal 1994-95 sezonu Şampiyonlar Ligi finalinde Capello'nun Milan'ına karşı çok cesur bir hamle yapmıştı. Takımın ağır topu Litmanen'i çıkartıp yerine henüz 19 yaşındaki Kluivert'i aldığında Viyana Ernst Happel tribünlerindeki homurtular net bir şekilde duyuluyordu. Ama şimdi yedek kulübesinde yanında oturan Kluivert o gece attığı golle hem kendisini hem Van Gaal'ı hem de Ajax'ı kurtarmıştı.
Van Gaal, nevi şahsına münhasır bir karakter olduğundan kritik anlarda yapacaklarının bir sınırı yoktur. Costa Rika'ya karşı kaleci Krul'u penaltılara geçilirken sahaya sürüşü de Kluivert'i dev finalde oyuna alışı da sıra dışı davranışlar olarak tarihin tozlu sayfalarındaki yerini aldı. Arjantin'e karşı Hollanda'nın küçük de olsa bir adım önde gösterilmesinin temel dayanağı Van Gaal'di. İlginçtir bir antrenör takımı olan Hollanda, dünyanın en yetenekli faal futbolcunun takımına karşı ufak da olsa favoriydi.

Başlangıç düdüğünden penaltı atışlarına geçilene kadar sahada kontrol oyunu vardı. Messi'nin driplinge başladığı kısa anlar insanların heyecanlandığı ender dakikalardı doğrusu.

Keyifsiz bir yarı final izlemiş olabiliriz. Van Gaal'in kuralları kusursuz işlese de kazanan Messi ve arkadaşlarıydı. Arjantin topa sahip olmaz ve Messi'ye büyük oynama imkanı yaratmazsa finalde işi çok zor olacak.

YORUM YAZ