MENÜ

Fabrika ayarlarına dön Biliç!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Belgrad'ta Partizan'ı 4-0 yendiğinde kusursuza bir adım daha yaklaşan Beşiktaş'ın iki haftadaki değişimi insanı hayretlere düşürecek nitelikteydi sanırım. Beşiktaş'ın kırılgan imajdan kurtulması adına son derece önemliydi 2. Partizan galibiyeti. Oyun tatmin etmese de Kartal, krizden çıkması adına son derece kıymetli bir galibiyet elde etti.

Biliç'in geçen sezondan farklı olarak iç sahadaki set oyununda kilidi açmak için ürettiği bir çok alternatif var. Partizan alan paylaşımını iyi yapmasına rağmen Gökhan Töre ve Olcay net pozisyonlar üretti. Özellikle kendi yarı alanında boşluk bırakmadan oynayan takımlara karşı Beşiktaş'ın sanırım en büyük zaafı Töre ve Olcay'ın dışında şut opsiyonunun az oluşu. Buna rağmen Töre bir kez, Olcay iki kez yoklayınca Partizan sallanmaya başladı.

Partizan klasik bir deplasman takımının kapanma seviyesindeydi ve yay civarından şut imkanı tanımadı. İlk yarı ikili mücadele kazanmasına ve üç kez pozisyona girmesine rağmen Töre'nin kafasını toplayamaması Beşiktaş'ın damarlarını tıkadı. Çünkü Beşiktaş Töre ve Olcay'ın ritmine göre temposunu belirleyen bir takım. Ve bu kadro içerisinde topla içeriye en hızlı ve güvenli dalışı yapacak oyuncu Gökhan Töre. Motta'nın sıfırdan indirdiği topa ayak içi vuruşu yapamasa da, orta sahadan uzatılan topta ayağına bakarken kafasına çarptırsa da killidi açacak yegane oyuncuydu Töre. Onun ligdeki cezası Biliç'in ve doğal olarak Beşiktaş'ın dengesini o yüzden bozdu.

Kaleci sorunsalı

Beşiktaş'ı bu sezon kırılgan yapan iki tane pozisyonu var. Birincisi sağ beki, ikincisi ve en önemlisi de kalecileri. Beşiktaş yönetimi Cenk güven vermediği için Tolga'ya kaleyi teslim ettiğinde taraflı tarafsız herkeste minimum 5 yıl kaleci sıkıntısı çekmeyeceği görüşü hakimdi. Ama Tolga Tottenham maçında başlayan formsuzluğunu her hafta biraz daha ileriye taşıyınca sıra yine Cenk'e geldi. Bir kaleciyi en mahcup eden goller cepheden yedikleri gollerdir. Cenk dün Tolga'dan aldığı eldivenin hakkını yediği kalesine çekilen ilk cephe şutunda veremedi. Bu seviye takımların kalecileri cepheden bu kadar rahat gol yerse arkadaşları sezonu kaybeder.

Veli'nin kartı kanayan yara

Veli, maçın henüz ilk çeyreği dolduğunda, İsmail'in kademesinden çıkıp rakibinin omzuna temas ederek topa sahip oldu. Partizanlı oyuncu olmayan faulü teatral yetenekleriyle öyle bir gösterdi ki Rumen hakem de sarıyı çıkardı. Bu futbol dünyasının ortak sorunu. Tarih boyunca kazanmak için her yol mübah sayıldığı için bu oyun samimiyetini her geçen gün biraz daha kaybediyor.

Futbolcu, 'Hakem niye var ki, görsün' diyor. Haklılık payları var. Peki Veli'nin pozisyonunda olduğu gibi süzemediyse futbolcunun hinliğini. O zaman da 'Futbol hatalar oyunudur' palavrasının altında romantik bir futbol muhabbeti bizi bekler.

YORUM YAZ