MENÜ

Yazıktır, günahtır!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Aslında aklımdan geçenleri paylaşsam, tutuklanma nedenim olabilecek cümleler de yer alabilir burada. Galatasaray’ın son halini tarif etmekte güçlük çekiyorum açıkçası. Kulüp içi çekişmeler zaten var olan dertlere eklendi ve vaziyet, içinden çıkılamaz sarmal haline geldi. Son 10 yılda olan biteni şöyle bir düşündüm dün... Kaç yönetici gelmiş, gitmiş Alp Yalman dönemi sonrası ve neler yapmış? Açıklıkla söyleyelim, tamamı elbirliğiyle kulübü batırmış. Başkanlar kim? Faruk Süren, Mehmet Cansun, Özhan Canaydın... Gelelim yöneticilere, başrollerde Ali Dürüst, Atilla Donat, Fatih Altaylı, Ergun Gürsoy, yine yönetici kimliğiyle Özhan Canaydın, Mehmet Cansun... Yani? Dön dolaş yine bana gel! Evet, hemen hemen aynı kimlikler eviriyor çeviriyor Galatasaray’ı ve ekonomik felaketzede haline getiriyor. Her biri kulübü kurtarma adına kolları sıvamışken, sonuçta kolları boşverin, paçaları sıvamak dahi yetmeyecek ve hepsi borç batağına gömülecektir. Bugün vaziyet maalesef böyle. 31 aralık 1994 itibarıyla Süren yönetimi ve ardından devam edenlerin Galatasaray adına gerçekleştirdikleri finansman giderleri 88 milyon dolar. Yine bu süreçte olan bitene baktığınız zaman, kulübün kaderini oluşturan köşelerde hep aynı yöneticiler var ve toplam sayıları 15’i geçmiyor. Hımmm... Demek ki, koskoca Galatasaray’da idareyi sağlayacak topu topu 15 adam var. Daha da kötüsü bu muhteremlerden, olağanüstü beceri beklenirken, olağanüstü beceriksizlik örnekleri izleniyor ve kasa boşalmayı bırakın, artık hiç kullanılmıyor. Eskiden pul - mul koyarlardı, şimdi pul da kalktı. Kim bilir, belki kasa da kalktı! Saf ve bakir vatandaş Zühtü ‘finansman’ teriminin açılımını pek bilmez, ben de bilmem. Sık sık duyarız ya! ‘Abüziddin’i finanse ediyorum’ veya ‘İş yapacağım, ama finansmanım tıkalı’ gibi deyimleri. Yani olan veya olmayan para gibi bir şey zannederiz. Galatasaray’ın Süren dönemi ve sonrası 88 milyon dolarlık finansman gideri olmuş denilince de, futbolcuya, antrenöre, kasaba, manava, doktora, oraya - buraya harcanan paralar gibi algılamıştım. Öyle değilmiş. Peki neymiş? Muhterem yöneticilerin Galatasaray’ı idare (!) etmek için kullandıkları krediler karşılığı bankalara, finans kuruluşlarına ve benzeri mekanlara ödedikleri faiz, komisyon, kur farkı bedelleriymiş. Gözleriniz faltaşı gibi açıldı, değil mi? Şimdi de büyük harfle yazalım FAİZ, KOMİSYON, KUR FARKI paraları. Yani ne yapmışlar? Kulübün 88 milyon dolarını aracı, maracı vs yerlere, idare (!) etmek için vermişler. Hay idare (!) etmez olasıcalar! Düşünelim, insanlar veya kurumlar neden faiz, komisyon, kur farkı ödeme işlerine dalar? Öz sermayeleri olmadığı için... Demek ki Galatasaray’ın anlı, şanlı, havalı yöneticileri kulübe beş para vermedikleri gibi, gelirleri de doğru kullanmamış, har vurup harman savurup, kasayı Osmanlı İmparatorluğu hazinesinden beter hale getirmeyi becermişlerdir. Şu kulüp Aziz Yıldırım’a teslim edilse, vallahi daha iyi ve insaflı yönetir, kıyamazdı. Galatasaraylıyım diyenler başardı! Allah taksiratlarını affetsin. Nice yıllara...

YORUM YAZ