MENÜ

Gene bana!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Derler ya ‘Dön dolaş gene bana gel’. 2000’den beri söylüyorum, bu çocuklara sahip çıkın. O gün bu gün, yerlerine devşirmek istedikleri fuzuliler adına, Florya’ya birer ağaç dikilse orman olurdu! Okan döndü, sıra Şaş’ta. O’da fıtık olmuş. Yaşadığı yamukluklar sonrası ‘ince hastalık’ bekliyordum, demekki fıtıkla atlattı! Barış karış karış düşüyor. Benim değil, Jordan’ın karışı. Açtığında 41 buçuk santimmiş. Kaybolması az sürer yani. Sabri açık tribünden birine, kafayı taktı ama kime?
Güvenç Kurtar ekibini kişilikli oynatıyor. Attıkları gol, Cim Bom savunma defosu değil, takım olma ve çabuk karar verme becerisidir. Carlos’ları Fenerbahçe’dekinin saç transplantasyonu yapılmış hali. Güvenç, ‘Futbol transplantasyonu’ için de, yedi seans kaldı. Tamamlansın, siz o zaman görün dedi. Bekleyelim, görelim. Yusuf nihayet sahada. Uzun sakatlığı atlatmış, geçmiş olsun. ‘Futbol sanatının ender ustasını izlemek zevk’ dedim de aklıma geldi... Hocalar’a birileri öğretmeli futbol kalfalarla değil, ustalarla oynanır ve sonuca varılır. Okan İtalya’ya attığı golün benzerini, bu kez soldan attı. Boyu kısa ama adam usta. Yumurta topuk pabuç var da, krampon olmaz mı acaba? Topuk dedim de! Denizlispor’lular teker teker topuktan gidiyor. Böyle ince işçi tetikçi kim ki? Yahu Servet... Çalım at. At da bana at, İsmet Tongo’ya, Osman Şenher’e at. Futbolcu arkadaşlarına atma, çabuk pas yap. Cim Bom şuursuzca, tam takım bastırıyor ve şuur dışı bir gol geliyor. Servet’le gelen nimet 2-1. Servet be! Sen herkese çalım da at... Yeter ki böyle iş bitiren goller de at.

YORUM YAZ