MENÜ

Lanet olsun TFF'nin Beşiktaş sevgisine!!!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

“En mükemmel adalet, insanın kendi vicdanıdır” demiş Victor Hugo. Tabi, o vicdan varsa...
Aralık başında oynanan Fenerbahçe-Beşiktaş maçı sırasında hakem Hüseyin Göcek’in kararlarını beğenmeyen Aziz Yıldırım’ın tavrı hepimizin malumu. Hani kameralara da yansıyan, “Federasyon’daki bütün Beşiktaşlılar gidecek. Bunu söylüyorum! Yarından itibaren büyük savaş başlayacak!” sözleri.
İşte Yıldırım’ın o sözlerinden sonra Fenerbahçe yönetimi ve basını oturmuş, düşünmüş; 7-8 yıldır olan bir durumu “evraka” diyerek gündeme getirmeye karar vermiş. Hepsi büyük bir ahenk içinde, her yerde aynı şeyi söylemeye başladı şimdi: TFF Başkanı’nın, Beşiktaş’tan 100 milyon TL alacağı var...
Onlara göre; TFF Başkanı Yıldırım Demirören, alacağı olduğu için Beşiktaş’ı kolluyor ve şampiyon yapmak istiyormuş. Sayın Mahmut Uslu, iş hayatında kendisine borcu olanlardan parasını istemek yerine onlara kıyak geçiyor demek ki... Ne iyi işadamı...

Demirören’in alacağı yok

Önce şu konuyu açıklığa kavuşturalım: Beşiktaş’ın Yıldırım Demirören’e hiçbir borcu yok. Demirören yönetimi, Beşiktaş Mali Genel Kurulları’nda 3 kez ibra edilmedi. İbra edilmediği dönemlere ait o senetler de zaten geçersiz.

Hadi iş, uzun zaman sonra birlik olmuş Fenerbahçe yönetimi ve basınının iddia ettiği gibi diyelim:
1. Yıldırım Demirören ile Beşiktaş arasındaki borç/alacak mevzusu yeni değil, kendisi Beşiktaş başkanıyken olan bir hadisedir. Madem Fenerbahçe yönetimi bu konudan bu kadar rahatsızdı, 27 Şubat 2012 ve 25 Haziran 2015 TFF seçimlerinde, neden Demirören’i destekledi?
2. Demirören, Şubat 2012’de TFF Başkanı oldu. 2011-12 sezonunda Galatasaray, 2012-13 sezonunda Galatasaray, 2013-14 sezonunda Fenerbahçe, 2014-15 sezonunda Galatasaray şampiyon oldu. Bu dönemlerde Fenerbahçelilerin aklına borç/alacak konusu hiç gelmedi, hatta Beşiktaş’la dalga geçiyorlardı “Şerefli üçüncü” diye. Ne zamanki Beşiktaş 2015-16 sezonunda şampiyon oldu, bu sezon da şampiyonluğun en güçlü adaylarından biri, kriz patlak verdi: TFF başkanının Beşiktaş’tan 100 milyon TL alacağı var!!!

Yanlış algı yönetimi

Demirören’i TFF Başkanı seçerken, Fenerbahçe şampiyon olurken sorun yok; Beşiktaş iyi gitmeye başlayınca sıkıntı büyük. Ligin başlamasına bir hafta kala, takımı hiç tanımayan, Sow’un forvet oyuncusu olduğunu Eylül’de fark eden, hatta Aatıf’ın UEFA listesinde olmadığını henüz geçen ay öğrenen Advocaat’ı teknik direktör yapıp, ilk üç haftada kaybedilen 8 puanın sebebi de Demirören ile Beşiktaş’ın olmayan borç/alacak mevzusu herhalde.
Konuyu uzatmanın gereği yok. Sadede gelecek olursak; Demirören TFF Başkanı olduğundan beri Galatasaray toplam 10 kupa, Fenerbahçe toplam 4 kupa, Beşiktaş ise sadece 1 kupa almış. Ama TFF, Beşiktaş’ı kolluyormuş.
Ne diyeyim?
Lanet olsun TFF’nin içindeki Beşiktaş sevgisine...

***

Fenerbahçe’ye başarılar!

Diğer yazı sebebiyle bazıları tarafından, muhtemeldir ki ‘Demirörensever’ ilan edileceğim. Hayır efendim! Bilenler bilir, bilmeyenler için söyleyeyim; Beşiktaş başkanlığı yaptığı dönemden beri, Yıldırım Demirören’i eleştirmekten asla sakınmadım. Hatta bu eleştirilerim yüzünden bana davalar açtı. O zaman da, TFF Başkanı olduktan sonra da, Fenerbahçe ve Demirören gayet iyi anlaşırken de kendisini eleştirmekten hiç çekinmedim. 8 yıl yürüttüğü Beşiktaş Kulübü Başkanlığı’nda yaptığı 84 transferle kulübü borç batağına sokmuş, sadece Del Bosque ve Ferrari davaları ile Fulya Projesi’nden dahi kulübü milyonlarca lira zarara uğratmış, sahte evraktan Beşiktaş’ın Avrupa’dan men edilmesine neden olmuş, TFF’ye başkan olduğundan beri maçlardaki taraftarın her geçen gün azalmasının müsebbibi; kısacası futbolun içinde kesinlikle olmaması gerektiğini düşündüğüm bir insanı savunmama imkan yok. O yüzden de Fenerbahçe’ye Demirören’le mücadelesinde başarılar dilerim. Ama doğru gerekçelerle yapsınlar bunu. Çocukların bile güldüğü saçma bahaneler üretmesinler!

***

Ah Kaptan! Canım Kaptan!..

“Ben buralıyım ama Diyarbakır’da hiç oynamadım, kısmet olmadı. İnsanın içinde bir şey kalıyor, kendi memleketinde oynamak istiyor. Ben de istiyordum.”
Amedspor belgeseli “Yeşil Kırmızı”da, futbol hayatının son döneminde, doğup büyüdüğü şehre dönüşünü böyle anlatıyordu Şehmus Özer. Futbol dünyamız acı bir trafik kazasıyla onu kaybetti. Şehmus sonunda doğduğu yere döndü, bir daha hiç ayrılmayacak...

YORUM YAZ