MENÜ

Futbol büyük, amatörler yük!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Beşiktaş futbol takımı, 7 yıl sonra övgüyle bahsettiğimiz şampiyonluğa ulaştı, tüm Beşiktaşlılar’ı mutlu etti.

Geçen hafta demiştim, yine diyorum: Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler. Futbol takımının başarısının coşkusunu yaşadığımız şu günlerde, kadın ve erkek voleybol branşları ile kadın basketbolun kapatılacağı dedikodularını sağır sultan bile duydu. Sevgili Beşiktaş Yönetimi, bu branşları kendisine yük görüyormuş, sadece erkek basketbol ve hentbol branşlarıyla yola devam etme düşüncesindeymiş. Bunun sadece bir dedikodu olmasını umut ediyorum.

Çünkü, Beşiktaş Yönetimi, kulübü yönetmek üzere kendi isteğiyle göreve gelmiştir, branşları kapatmak için değil. Ve çözüm aramak yerine branş kapatmaya çalışmak “biz bu işi yapamıyoruz” ya da “uğraşmak istemiyoruz” demektir.

Çünkü, Beşiktaş iddia ettiğimiz gibi büyük kulüpse rakiplerin Avrupa’da kupalar kaldırdığı bir dönemde yönetim, branşları kapatmak yerine arada açılan farkı kapatmalıdır.

Çünkü, Beşiktaş kulübü spor kulübüdür. Spor da sadece futbol, erkek basketbol ve hentbol demek değildir (Gerçi yıllardır kazanılan şampiyonluklar olmasa bu anlayışla hentbol şubesinin gözünün yaşına bakılmayacağı da aşikardır).

Çünkü, ben de dahil çoğumuzun kafası futbol üzerinden çalışıyor olsa da Beşiktaşlı olan herkes futbolla ilgilenmiyor ve ilgilenmek zorunda da değildir.

Doğru yatırım yeter

Çünkü kapatılmak istenen branşların altyapıları çok iyidir. Ayrıca kadın basketbolun iddaa + yayın toplam 3 milyon TL, voleybol şubesinin iddaa + yayın toplam 2 milyon TL geliri zaten var. Oynamayan bir futbolcunun yıllık ücretine de bu branşlarda başarı sağlanabilir. Tek gereken işi bilen gerçek şube sorumluları ile doğru yatırımlardır.

Çünkü bu branşlar kapatılırsa tekrar başlamak istediğinizde kaldığınız yerden devam edemezsiniz. Mahalli ligden başlamak gerekir. Bu da en az 3 yılın heba olması demektir.
Çünkü, amatör branşlar 113 yıllık Beşiktaş Jimnastik Kulübü için yük değil aksine yaşatması ve sahip çıkması gereken değerleridir.

Fikret Orman, Akatlar’daki salonu yıkıp yeni bir salon yapma niyetinde olduğunu açıklamıştı. Ancak o salon iddialı basketbol ve voleybol takımlarıyla anlamlı olur. İçinde oynayacak takımın yoksa dünyanın en güzel salonunu yapsanız ne fayda?..

Tolga’nın özgüven problemi

Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş, geçen hafta spor programlarının en tercih edilen konuğuydu. Her soruya açık yüreklilikle verdiği yanıtlar basınımıza bol bol haber oldu. Bilindiği üzere kaleci konusu Beşiktaş için yine bir sorun. Boyko’da istediğini bulamayan, Tolga’ya da pek güvenmeyen taraftar yeni kaleci arayışlarına başladı bile.

Şenol Güneş de katıldığı bir programda “Tolga Zengin’in özgüven konusunda problemleri var, bu yüzden potansiyelinin altında oynuyor” diye konuştu. Buna ben de katılıyorum. Ancak özgüven problemi nezle gibi kendi kendine geçen bir durum değil, bu problemini çözecek olan da Tolga’nın kendisi.

Maalesef bizim futbolcular profesyonel olmayı milyon liralar kazanmak, lüks arabalara binmek, gösterişli bir hayat yaşamak olarak algılıyor. Oysa profesyonel olmak başka bir şey.

Birçok Beşiktaşlı’nın aksine Tolga’nın kötü kaleci olduğunu düşünmüyorum. Ancak onun tecrübesinde / kalitesinde / potansiyelinde bir kalecinin kritik maçlarda hatalı gol yedikten sonra dağılması, bir hatalı gol daha yemesi ve taraftar tepkisini bu kadar dert etmesi özgüven problemi olduğunun yani profesyonel olmadığının da göstergesi. Oysa ki, oyuncuların ilk görevi bunlardan etkilenmemek. Bu sebeple de duygularını içlerinde yaşamak ve böyle bir problemleri varsa bunu işin uzmanlarıyla (psikolog, yaşam koçu...) çözmek zorundalar. Çünkü ancak o zaman gerçek profesyonel olabilirler. Tolga’nın yapması gereken de kazandığı paranın cüz-i bir kısmıyla psikoloğa gidip özgüven sorununu halletmek.

YORUM YAZ