MENÜ

Hoşgeldin Rüştü!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

MTK maçıydı... Avrupa maceralarında pek de başarılı olamayan Fenerbahçe’nin tur atlamasını beklemesine bekliyorduk da, yüzde yüz emin miydik pek hatırlamıyorum Tamer Bağlan ile yan yana maçı seyrederken. “Yapma Rüştü, bu da yenir mi?” dedi Tamer, daha Kenesei frikik için topu faulün yapıldığı noktaya koymadan. İçine mi doğmuştu, Rüştü’yü mü tanıyordu bilmem ama yediği en abuk gollerden biri Fenerbahçe’nin kalesine girerken, Rıdvan Dilmen’i de yakıyordu, teknik direktörlük hayatının en önemli dönemecinde milli kaleci. Kalecilerin talihsizliğidir, en iyi oynadığı maçlarda bile yedikleri bir hatalı gol, 90 dakikayı siler süpürür pek çoklarının gözünde. Çok hatalı goller yedi, çok da maç kurtardı. İyi maçlar, kötü maçlar hepsi zaman içinde unutuldu, ama şu Pendik sonrası yaşananlar, yıllar geçtikten sonra bile bir şekilde hatırlandı. Başkan’ın suçlandığı bu olay, ikilinin arasını da açtı. Hatta sayın Yıldırım, açık açık “Rüştü’ye kırgınım, çıkıp bu olayın Başkan ile bir alakası yok demediği için” diye açıklama bile yaptı geçenlerde. Barcelona’da işleri iyi gitmeyen ve yeniden yuvaya dönen Rüştü de, olaydan 4 yıl 8 ay 6 gün sonra, “Bunun başkanla alakası yok” dedi. Bravo Rüştü! Camiayı rahatlattın, şimdi elindeki ses kayıtlarını da bir daha ortaya çıkmayacak şekilde yok et, bu konu kapansın! Sen de takımına en iyi şekilde hizmet etmeye çalış... Mehmet Çiftçi Mehmet Çiftçi’yi bu gazetenin takipcileri tanırlar yaptığı haberlerden. Ortega kaçtıktan sonra, Alex gelmeden önce, sayın Canaydın Real Madrid kulübünün kapısında, Arif, San Sebastian’da hastane odasında... Çiftçi, İspanya’da yaşar, bütün İspanyol ve Güney Amerika ülkelerinin medya kuruluşları ile iyi ilişkiler içindedir. Gazeteci tabiriyle iyi paslaşır haber konusunda. Geçtiğimiz Perşembe, Şampiyonlar Ligi kuraları çekilirken, Monaco’daydı DHA adına. Sayın Aziz Yıldırım ile kısa süren tatsız bir sohbet yaşanmış ikili arasında, öyle abartılı bir şey değil. Ama benim komiğime giden, başkanın, “Sen İspanyolca bile bilmiyormuşsun” demesi oldu Çiftçi’ye. Her yurtdışında yaşayan lisan bilmeyebilir ama, bizim Mehmet, 12 yıldır İspanya’da. Madrid Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde doktora yaptı. 8 yıldır İspanyol’la evli ve henüz İspanyolca dışında başka lisan konuşamayan iki tane oğlu var. Şimdi bu adama, “Sen İspanyolca bilmiyormuşsun” denir mi? El insaf sayın Başkan. Biz sana statikten, pandül ayaktan anlamaz, yayılı yük hesaplayamaz desek ayıp olmaz mı? Kaptan Rüştü, sorunlu geliyor. Taraftarın da Rüştü konusunda çok hevesli olduğunu düşünmüyorum. Kendisinin de dediği gibi ateşten gömlek giyiyor. Rüştü’nün takıma çabuk kazanılması, Volkan’ın küstürülmemesi bunlar hep aşılması gereken sorunlar. Milli kaleci, kırgın gitti. Gitmeden çok önce, kaptanlığı da bırakmıştı. Acaba dönerken, Ümit bir kaptanlık yapıp, bantı ona verir mi? Çabuk kazanmak adına... Futbol Star Televizyonlardaki ......star, programlarını çoğunuz izlemişsinizdir. Hani şu, gençlerden tiyatrocu, şarkıcı yaratma programları. Sonra bunun futbol versiyonu yapıldı Futbolstar diye. Onun jeneriklerini izlerken Kral Tanju Çolak’ın süper bir golüne de rastlamıştım. Türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi tek vuruşçularından biri olan Tanju, yine nefis buluşturuyordu topu ağlarla. Pek anlamlı bulmuyorum şu 10 numara kelimesini ama, Galatasaray bir Hagi arıyor ya kendisine oyun kursun ve takımı idare etsin diye. Ve Hagi kulübede diye Petre’yi gönderip Hagi’ye Hagi’yi aldıracaklar ya işte bu yüzden aklıma geldi Tanju. Hakan’ın yanında çok iş yapar diye! Fenerbahçe Cumhuriyeti Fenerbahçeliler, camialarından bahsederlerken sık sık ‘cumhuriyet’ derler, dost sohbetleri, kahvehane muhabbetlerinde rakiplere nazire yaparlarken. Zararsız bir tanımlamadır aslında kendini fazla da kaptırmazsan. Önümüzdeki hafta Türk Milli Takımı’nın iki önemli Dünya Kupası Grup Eleme maçı var. Önce Gürcistan sonra Yunanistan ile... Milli takımın şefi Ersun Yanal, iki kez randevu istedi Fenerbahçe Teknik Direktörü Daum’dan milli oyuncular hakkında bilgi alıp sohbet etmek için ama ikisinde de cevap alamadı. Acaba Herr Daum, Fenerbahçe Cumhuriyeti’ni Türkiye Cumhuriyeti’nin üstünde mi gördü, yoksa Yanal’ı potansiyel tehlike mi?

YORUM YAZ