MENÜ

Hayal kırıklığı ve keyif

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Açık konuşalım. Aslında geçen hafta deplasmanda 3-0 kazanılan Konya maçından çok da farklı bir oyun değildi. Fark o gün Konya’nın atamadıklarını dün Karabük’ün atmasıydı. Başakşehir standardı çok yukarıya koydu. Özellikle Beşiktaş deplasmanında oynadıkları mükemmel oyun ligin üzerinde bir çizgiydi. Dün savunma duruşu açısından o seviyenin yarısında bile değillerdi. Terse atılan çapraz paslar savunma beklerini zor duruma sokuyor özellikle. Alparslan’ın verdiği şahane gol pasından önce Bliznychenko’nun attığı golde düştüğü sıkıntılı durum gibi misal...

İrfan Can parlamadı

Bu tip bir duruma rakip 4 stoperle oynayıp savunma beklerini oyuna sokmazken düşmek üzerine bayağı bir kafa patlatmak lazım. Başakşehir açısından bir başka önemli negatif etken oyuna giren hamle oyuncularından istenen katkının alınamaması. Pektemek bildiğiniz gibi. Ancak asıl hayalkırıklığı İrfan’da. Fenerbahçe’nin 10 numara adayıydı. Çok doğru bir karar vererek gelişmesinin mümkün olduğu Başakşehir’e gitti. Bugünün Fenerbahçe’sinde kaybolacağı %100’dü. Ancak Başakşehir’de de şu ana kadar durum pek parlak değil. Öte yandan Cengiz’in yokluğunda Doka’nın oynamasının dinamizm kaybı yaratması normaldi. Ve fakat oyuna ciddi bir akıl katıldığını da söylemek lazım.

Hoca bunalmıştır

Karabük’ün deplasmanlarda sadece 2. galibiyetini alması üzerinde durmamak lazım. Çünkü kazanabilecekleri çoğu maçı kazanamadılar. Çünkü Seleznyov’a geç kavuştular. Ancak dün Başakşehir’in ne olursa olsun son 10 dakikada rakibi sıkıştırıp baskı altına alamaması üzerinde durmak lazım. Evet, hakem net bir penaltılarını vermedi ama ne olursa olsun. Skoru değilse de oyunu almaları lazım. Bunu yapamadılar. Avcı büyük hayalkırıklığı yaşıyor olmalı. Tarafsız seyirciler ne kadar büyük keyif aldıysa hoca da bir o kadar bunalmıştır.

YORUM YAZ